13 entry daha
  • engizisyoncu'ya göre seçme özgürlüğü insanların üstlenemeyeceği bir sorumluluktur. "bilinç özgürlüğünden daha cezbedici bir şey yoktur, ama onun kadar zulmeden de yoktur." der kitapta. bu sebeple insan dünyada otoritesine itaat edebileceği bir şeyin arayışı içerisindedir.

    dostoyevski'nin 1880 yılında değindiği bu konuya bir yüzyıl kadar sonra erich fromm özgürlük korkusu adlı kitabında şu sözlerle değinmiştir: "doğuştan bir özgürlük isteğinin yanında içgüdüsel bir boyun eğme isteği olamaz mi? eğer yoksa günümüzde birçok insan için geçerli olan bir lidere boyun eğme isteğini nasıl açıklayabiliriz?"

    bir de büyük engizisyoncu'nun "karınca yığınları" olarak isimlendirdiği insan toplulukları vardır ki tanımlarını şöyle yapar: "sonuçta insanlar mutludurlar. kendi iradelerini inkar ederek ve özgür düşüncenin insanı huzursuz eden sorularına sırt çevirerek yaşarlar. mutluluğun yolu budur. kendinden daha büyük bir sisteme teslim olmak." bu karınca yığınları aslında ilk bakışta güçsüz gibi görünseler de sayıca çok oldukları için kendi kurallarını dayatırlar. ve birey olarak ya karınca yığınından birisinizdir ya da çok yalnızsınızdır. (tanıdık bir hikaye)

    bu arada engizisyoncu baya iyi ayarverendir."bugün ayağını öpen insanlar yarın ilk işaretimle kazığındaki kömürleri alevledirmekte tereddüt etmeyecekler." de diyerek isa'ya verdiği ayarlar silsilesine yenisini ekler.

    sonrası işte "minotauros sen niye hep rusları tutuyosun, sen niye hep dostoyevskyi seviyosun..."
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap