huqqa cafede balıklara nargile eziyeti

• vegan kitlesine neden sempati duyamadığım konusunda bende aydınlanma yaşatan hezeyan. konuyu açan vegan olmayabilir ama bende aydınlanmayı sağladı: ota boka takılıp asıl meseleyi sulandırıyorlar. hani her katliama soykırım denmesinin yahudi soykırımını sıradanlaştırması gibi.
  
  ortada hayvancılık gibi bir sektör, oynayan, sevinen, üzülen hayvanlara yapılan zulüm, bu sektörün doğaya verdiği akıl almaz zarar varken; refleksleriyle yaşayan, etrafının farkında olmayan ve aslında şu durumda pek eziyet de görmeyen akvaryum balıkları için duyar kastığında, ciddi bir durum için insanları harekete geçirme kabiliyetini yitiriyorsun. çünkü insanlar belli sayıda konuya duyarlılık geliştirebiliyor, ve senin bu çok önemliymiş gibi sunduğun konuyu kafasında tartıp o kadar önemli olmadığına karar verdiğinde, daha gerçek ve önemli bir konuda kendini (ve aslında beni de) dinletebilme yeteneğin azalıyor. saçmalıyor bunlar denip kestirip atılıyor.
  
  militan veganizm aslında en çok savunduğu hayvanlar için problem. balıkları savunayım derken kuzucuklara yönelebilecek dikkati dağıtıyor. şu başlığın bir sonraki seviyesi kötü yere konmuş bir saksı ile ilgili açılacak bir rezalet başlığı olacak, çünkü bitkiler de canlı.
  
  meğer pozisyonlarını abartı ve inandırıcı bulmadığım için değil, kendi davama (daha duyarlı hayvanlar olan memeliler ve kuşlara yönelik eziyetle mucadele) zarar verdikleri için soğukmuşum bunlara ben.
  
  tavuklara düzgün yaşam alanı sağlayın demek, "yumurta yiyip hayvanların sömürülmesine aracı olmayın" demekten çok daha ikna edici bir pozisyon. nitekim giderek dönüşüm sağlanıyor. ikinci pozisyonda kendini dinletemiyorsun bile. insanlara et yemeyin demektense "kırmızı et yerine balık yiyin, hem daha sağlıklı" demek de aynı şekilde daha kazanılabilir bir pozisyon.
  
  bunlar sonuç almaya çalışmıyor, sadece vicdan mastürbasyonu yapıyor.