7 entry daha
  • neoconlar, ya da yeni muhafazakarlar hakkinda bilinmesi gereken ilk sey, bunlarin alisilagelmis sekliyle dinci/milliyetci muhafazakarlar olmadiklari. yani amerikan siyasetinde onemli bir oy tabani olan dinci protestanlarla karistirilmamalari gerekiyor. ama mevcut hukumet dahilinde, dick cheney ve donald rumsfeld gibi isimler tarafindan temsil edilen askeri endrustriyel kompleks ile birlikte, bush'un protestan dinci oy tabanindan faydalaniyorlar. yeni muhafazakarlar icinde yahudi kokenli amerikalilarin bolca bulunmasi da bir dinci temele isaret etmiyor zira daha cok ateist/agnostik bir formasyona sahipler. yani sokaktaki muhafazakar, bir neocon veya yeni muhafazakar olamaz, oyle oldugunu iddia ediyorsa bu ideoloji hakkinda pek fazla bilgisi olmadigi anlamina gelir.

    yeni muhafazakarlar genellikle american enterprise institute ve heritage foundation gibi think-tank'ler dahilinde biraraya gelmis bir grup elitist akademisyen/entellektuel'den olusuyor. temel ilgi alanlari amerikan dis politikasi ve ic politikayla su asamada pek fazla ilgilenmiyorlar, hatta zaman zaman kurtaj veya din egitimi gibi ic politikayla ilgili konularda oldukca liberal gorusler dile getiriyorlar. zira iclerinde gecmiste solda yer almis pek cok isim var ve bazilari hala kendilerini demokrat olarak nitelendirmekten cekinmiyor. dis politika konusunda ise bir muhafazakardan beklenecek sekilde izolasyonist degiller. tam tersine, pek cogu oldukca iyi egitimli, birden fazla dil konusan, yabanci ulkeler hakkinda oldukca bilgili isimler. amerikan demokratik modelinin korunmasi ve yayilmasi(gerektiginde askeri guc kullanilarak) yonunde amerika icin oldukca aktivist ve disadonuk bir rolu benimsiyorlar. ayrica realist henry kissinger/cfr diplomasi gelenegine de karsilar. dis politikada, tum geleneksel ve hiyerarsik olusumlari reddeden kendilerine ozgu devrimci bir ideolojilerinin oldugu soylenebilir.

    ic politika alanindaki goruslerinde muhafazakar olarak nitelendirilebilecek bazi noktalar da var elbette. ornegin amerikan akademik ortamina hakim olan kulturel gorelilik yaklasimina karsilar. yeni muhafazakarlara gore tum kulturleri esit ve ayni derecede dogru kabul etmek yanlis. diger tum dogrularin kiyaslanmasi gereken evrensel dogrular var, ve insanligin simdiye kadar gelistirdigi yonetim sekilleri arasinda bu dogrulara en yakin olani amerikan demokratik modeli. ayrica kulturel gorelilik baglaminda, uyusturucu kulturu, rock kulturu gibi alt kulturlerin kabul edilebilir olmadigini ve bati medeniyetinin temel degerlerini yozlastirdigini dusunuyorlar. en muhafazakar yaklasimlarinin bu alanda oldugunu soylemek mumkun.

    yeni muhafazakarlarin gozunde din ise, toplum duzeninin saglanmasinda ve genis kitlelerin iluzyonu konusunda bir arac olmaktan ote degil. yeni muhafazakar demokrasi anlayisi icerisinde din, toplumlari birarada tutan ve duzeni saglayan onemli bir arac. ama sadece sokaktaki adam icin. elit yonetim kademesinde ise dinin yeri yok. bu baglamda platonist ve hobbesian yaklasimlar sergiliyorlar. yani toplumlari yonetenler bilgili egitimli kisiler arasindan gelmeli, ve kitlelerin goruslerinden bagimsiz ve ustun olmali. bunun demokratlikla ve amerikan demokrasi modelini desteklemekle celistigi acik, fakat onlar icin toplum duzeni daha onemli ve bir demokrasi iluzyonu yeterli.

    yeni muhafazakarlarin en onemli fikir babalari leo strauss ve albert wohlstetter olarak gosteriliyor. leo strauss, nazilerin iktidara gelmesinden sonra amerikaya yerlesmis yahudi kokenli, fakat ateist bir dusunur. bir sure new york'ta akademisyen olarak calistiktan sonra chicago universitesine gecerek burada "committee on social thought" isimli bir grup kuruyor, ve "straussian"lar yetistirmeye basliyor. weimar almanyasinin nazilere yenik dusmesi tecrubesinin travmatik etkileriyle, demokratik, ilerici, progressive hukumetlerin kendilerini totaliter tehlikelere karsi koruma konusunda daha aktif olmalari gerektigini dusunuyor. ayrica modernitenin ve kulturel goreliligin, demokrasilerin temelinde olmasi gereken degerler olan ahlak, akil ve medeniyet gibi degerlere zarar verdigini ve boylece tiranik/totaliter yonetimlere yol acildigini dusunuyor. strauss'a gore iyi rejimler ve kotu rejimler var ve iyi rejimlerin guclu olmalari ve gerektiginde kendilerini korumalari gerekiyor. ogrencileri sayilabilecek yeni muhafazakarlar ise amerikan demokratik modelini bu iyi rejimlerin en onemli ornegi olarak goruyorlar. bu baglamda, yonetimde bulunanlar, genis kitlelerin ideolojik yanlislarindan ve dejenerasyonundan yalitilmis olarak, bir meritokrasi temelinden gelmeli. leo strauss, winston churchill'i guclu bir lider, amerikan demokratik modelini ise en iyi rejim olarak ornek veriyor.

    albert wohlstetter ise, mad (mutual assured destruction) denilen nukleer doktrine karsi cikan bir pentagon askeri stratejisti. ona gore, nukleer silahlanma, amerikanin bu silahlara sahip ulkelere karsi elini kolunu bagliyor ve yeniden dusunulmesi ve gozden gecirilmesi gerekli. kendisini dinleyen ronald reagan, star wars olarak bilinen fuze savunma projesini baslatmisti. pek cok yeni muhafazakarin devlet kadrolarinda ilk kez yerlerini almalari da buyuk olcude ronald reagan donemine rastliyor. cogunlukla demokrat veya sol egilimli olan amerikan akademik hayatinda dislanan yeni muhafazakarlar icin devlet kadrolari onemli bir kacis ve toplanma noktasi olmustu. gunumuzde devlet ve hukumet kadrolarindaki onemli temsilcileri ise paul wolfowitz ve richard perle gibi isimler. paul wolfowitz'in turkiye ve ilimli islam kelimelerini sikca birarada kullanmasi, ve yeni muhafazakarlarin dine bakisi uzerinde dusunulmeye deger konular. basinda ise yeni muhafazakar dusuncenin sokaktaki adam yonelik versiyonu fox news tv kanali tarafindan temsil ediliyor, bunun disinda wall street journal, national review, the new republic gibi yayin organlari da yeni muhafazakar gorusleri temsil ediyorlar.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap