63 entry daha
  • gün be gün değişen bir semt. 17 yıldan fazla oldu acıbadem'e taşınalı ve geçen uzun zamanda çehresinin epey değiştiğini söyleyebilirim. mesela köftüncü sokak vardır, badem tat'ın karşısında, jumbo'yla kuruçeşme'nin arasından koşuyolu'na giden, ben ilk geldiğimde o sokak yoktu. çünkü şimdi renault bayii'nin bulunduğu yer de dahil, çingene mahallesiydi. o çocuklarla aramızda masum savaşlar olurdu. masum çünkü aslında arkadaştık, amaç eğlenceydi. yoksa turan ve köpeği kont hala hatırımdadır. şimdi o insanlar neredler acaba? e tabi şimdi istek vakfı'na giden cabrio'ları görünce o yolların toprak, çamur içindeki halini hatırlamak ilginç oluyor.

    iş bankası blokları'nın olduğu yerde batarya vardı, çoğu acıbademli hatırlar o kadar eski değil. hafta sonları mahalle maçları yapardık orda. şimdi hummus'un olduğu yere yakın büyük saha ve nizami* kalelerin olduğu yer vardı. bayramlarda akülü araba ve motorsiklete binerdik burada. onun altında daha ufak bir saha vardı. hiç unutmam bir keresinde adidas meşin topum dikenlere girip patlamıştı orda, çok üzülmüştüm. sonra kuruçeşme tarafında bir ufak saha daha vardı. buraya da sonradan demir kaleler koydular. nizami değildi ama yine de çok eğlenceliydi; hem kalenin boyutları daha ufaktı* hem de gol müydü değil miydi tartışmaları olmuyordu. onun altında da yokuşta çim bir yer vardı. yokuştu ama bir öbek çim görünce kendimizi papazın çayırı'nda zannettiğimizden belki de, orayı da çok severdik. buraların hepsi doluysa aradaki arazi boylamasına kullanılırdı ki hafta sonu kalabalığında her yer dolar, burası için bile sıra beklerdik.

    istek vakfı da yoktu. batarya'nın devamındaki dikenli bir araziydi orası. ama en güzel saha oradaydı ki pek kimse bilmez. dikenlerin arasında toprak bir alan vardı ve en önemli maçlar orada yapılırdı. kalabalıktan izole futbol mabedimizdi, tabi birimizin annesi çağırana kadar.

    tepe nautilus'tan bahsetmiyorum zira orası yeni herkes eski halini bilir. tek kafamı kurcalayan koca yeri bir senede nasıl bitirdiler. herneyse köşkü bilirsiniz, hani zamanında sokullu mehmet paşa'nın av köşkü olan yer. zaten acıbadem dediğimiz yer onun avlandığı ormanmış o zamanlar. işte o köşkte bir aile yaşardı alt katta, hatta engelli bir çocukları vardı. biz o zamanlar orayı da mahalle maçları için kullanıyorduk, ama garel'in gençleri üst katları alkol ve seks* yuvası haline dönüştürmüştü. biz liseye giderken bugün de devam eden inşaat başlamıştı, bize o muhabbetler kısmet olmadı yani.

    17 sene. uzun zaman ve acıbadem çok değişti ama hala yaşaması en güzel istanbul semtlerindendir. evet biraz sosyetik bir mekan oldu ama huzur ve rahatlık hala var. insanlar hakikaten kibar, kadıköy'de bir minibüsçü demişti ki; "bu arabayı hem acıbadem hem de x* hattında kullanıyorum, abi birinde araba tertemiz kalıyor, diğerinde leş gibi oluyor demişti". elbette bu biraz da beni rahatsız eden zengin mekanı olmakla ilgili olabilir ancak acıbadem emekli sosyal demokrat memurların yaşadığı bir semt olma izlenimini değiştirmedi. izmir gibi oraya sonradan gelenler orayı sevdi ve kültürüne ayak uydurdu.

    ama artık çocuklar bizim gibi koca bir semti mahalle maçı sahası olarak kullanamıyor ne yazık ki. ben bunu yaşayan son neslim çünkü batarya'ya dozer girdiğinde oradaki son maçını yarıda kesmek zorunda kalan benim.
156 entry daha
hesabın var mı? giriş yap