238 entry daha
  • vakit sabah suları, bir parktayım. banklarda oturanlardan biri telefonla konuşuyor, bir kısmı ilerideki otobüs durağına bakıyor, gelecek otobüsü bekliyor. bir kısmı da benim gibi güneşin tadını çıkarıyor.

    o sırada parka tekerlekli sandalyedeki oğlu ile birlikte gelen bir adam görüyoruz. adam yavaş yavaş oyun alanına doğru ilerliyor. parkta hiç çocuk yok. tekerlekli sandalyedeki çocuk babasına dönme dolabı gösteriyor. babası bunun üzerine çocuğu kaptığı gibi dönme dolaba oturtuyor ama yanından uzaklaşmıyor. hepimiz onları izliyoruz. baba çocuğunu bırakmıyor hiç, bir eli dönme dolapta bir eli çocuğun sırtında temkinli bir şekilde çok hızlanmadan hafif bir tempo tutturuyor. birlikte dönüyorlar.

    tam bize en yakın noktadan geçerken çocuğun yüzüne bakıyorum. gözlerini kapatmış, saçları dağılmış, ağzı tuhaf bir çarpılmayla açılmış ve gülüyor ama ses çıkarmadan gülüyor. baba ise koşmayla yürüme arası bir hızla dönmeye devam ediyor. çocuk yanımızdan yüzündeki ışıkla her geçişinde bizim gözlerimize bir şeyler oluyor.

    banklarda oturanların tamamı erkek, telefonla konuşan adam susuyor, geriye kalanlar ise gözlerinde biriken yaşları siliyor. ben de çantamdaki mendili arıyorum, iyi göremiyorum.
173 entry daha
hesabın var mı? giriş yap