1019 entry daha
  • son steam summer sale'de "artık alayım oynamayanı dövüyorlar" deyip almıştım. birkaç ay oynamaya vaktim olmadı. nihayet geçtiğimiz kış oynadım. hatta oyunu yanlış (dandik) sonla bitirdim. ciri gibi özgürlüğüne düşkün bir tipi ne kadar kendi haline bıraksam o kadar sağduyusuyla karar verir diye düşündüm ama bu sefer de "zaten kimse beni sevmiyor" deyip insanlardan soğuyormuş. son birkaç haftadır hem oyunu istediğim gibi bitirebilmek için hem de teo'nun dlc'leri övmesinden kelli baştan oynuyorum.

    baştan oynamam iyi de oldu çünkü oyunda pek çok şeyi ilk oynayışımın sonuna yakın öğrenmiştim. mesela karakter ekranında birden fazla skill ağacı olduğunu, bomba atmayı, crossbow'la nişan almadan ateş etmeyi, armor upgrade etmeyi falan hep 20. level civarında idrak ettim. ilk seferde baya dandik bir karakterim oldu.

    bu saatten sonra oyunla ilgili aynı şeyleri tekrar tekrar övmek manasız. grafiklerin, müziklerin ne kadar güzel olduğu bin kere söylenmiş. tarihte en çok ödül almış ikinci oyun (ilki the last of us) (edit: öte yandan en çok "yılın oyunu" ödülü alan oyunmuş). sıkıntılı bug'lı kısımlarından da bol bol bahsedilmiş. onun yerine benim için diğer oyunlardan ayıran özelliklerinden bahsedeyim:

    edebiyata gösterilen özen hayran bırakıyor. hem hikaye anlatımındaki dilin zenginliği, akıcılığı, hem de okuyacak çok fazla materyal olması. rafta bulduğun kitaptan, karakter ekranına, mahlukatnameye kadar her şeyi keyifle okuyorsun. üstelik bu boşuna bir okuma da olmuyor. daha ilk yaratık quest'inde (devil by the well) yaratığı def etmekte zorlanmıştım. hakkında biraz okuma yapıp nasıl yok edebileceğimi öğrenince tereyağından kıl çeker gibi kolay oldu. aşırı keyifli.

    kitaptan adaptasyon müthiş doğru bir tercih olmuş. tek dezavantajı, kitapta yazılmamış bir patikaya girdiğinizde hikayenin bir anda dandikleşiyor olması. mesela ciri'nin tercihiyle değişen iki oyun sonu arasında dağlar kadar fark var. üstelik dandik patikaya giderken yaptığınız tercihlerde bir yığın ek sekans da kaçırıyorsunuz. oyunun bu açıdan sunduğu her alternatif akışta eşdeğer ölçüde tatminkar olmasını beklerdim. (edit: bu oyunun hikayesi zaten kitaplardan sonrasına aitmiş. ona rağmen ciddi dengesizlik var)

    oyunun kadın karakterlerinin kendi oyunları olacak kadar güçlü ve komplike olması oyun dünyası için sıradışı. ciri, cerys, yennefer, triss merigold, keira metz, ves, philippa eilhart, corrine tilly vs hepsi farklı ama arka planda olmayan tipler. tabi oyunun efsane kötüleri ladies of the wood'u da es geçmemek lazım. kadınlar kadar çok sayıda ve belirgin olmasalar da trans/cross-dresser (elihal) ya da gay/bi oldukları ima edilen (mesela lambert, ciri, dandelion vs) karakterler olması da güzel. ana hikayede ırkçılık ve ayrımcılığa yönelik de pek çok göze sokulan unsur da mevcut. günümüzde hikayelerin olmazsa olmazı olan iyilik ve kötülüğün demirbaş karakter özellikleri değil tercihler olduğunu da bolca vurguluyor.

    bir gta5 gibi pürüzsüz bir prodüksiyon değil. buna rağmen hikayesi, grafiklerin güzelliği ve soundtrack hepsini telafi ediyor. en kötü oyunumuz böyle olsun.
3344 entry daha
hesabın var mı? giriş yap