5 entry daha
  • yılın bu zamanı içimin burulma sebebi. aslında ben hiç inanmak istemedim. ilk haberi aldım* elim titredi, dizlerim boşaldı, ama ben inanmak istemedim, çocuk da değildim üstelik, neyin ne olduğunu nasıl olduğunu bilip inanmak istememek nedir öğrendim.. yıllar geçti, hala çocuk değildim, ama bir yandan inanmamayı da sürdürüyordum.
    ta ki hiç bilmediğim bir şehirde, hiç tanımadığım insanlara çekine çekine "benim ziyaret etmek istediğim biri var, işleri bitirdiğimizde vaktimiz kalırsa gitmek istiyorum, bana yardımcı olur musunuz.." dediğim güne kadar. bir kasım günüydü, hatta kasımın biriydi*, elimizde hiç bilgi yokken, bilebilecek kimseye ulaşamazken, internetten edindiğim bölük pörçük bilgilerle bir köye ulaştım. rastgele bir kapı çaldık, durumu anlattık,kapıyı açan yaşlı teyze anlayamadı, içeriden genç bir kız çıktı geldi, bu defa ona anlattım, kimi aradığınızı anladım, biz de çok üzülmüştük ama bu köy değil o döndüğünüz sapaktan diğer yöne dönecektiniz dedi, sağol dedim, dediği yere gittik, küçücük köyün küçücük mezarlığına dağıldık. hiç tanımadığım insanlar tek tek taşlara baktı.sonra bulduk bu defa ben kendim dağıldım. ben hiç inanmak istemedim, inanmadım da. ta ki beyaz bir mermer taşı üstünde adını soyadını bu tarihi ve o güzel ama artık solmaya başlayan fotoğrafını görüp elim yine titreyip dizlerim boşalana kadar..
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap