85 entry daha
  • ankara balgat'taki mado'da rastlamadığım durum. iki ay kadar önce oturabileceğimiz başka bir yer olmadığı için bir arkadaşım ve köpeğimle birlikte orada oturduk. bahçede sessiz sakin bir yere geçtik, köpeğimi masaya bağladım, efendi efendi çayımızı içtik, kalktık.

    'benim yemek yediğim yerde köpeğin ne işi var' diyen arkadaşlar herhalde ortamda köpek olunca yemeğin önce köpeğe bulanıp oradan tabağa alındığını düşünüyor. seçkin birkaç işletme dışında hiçbir yerde köpekle içeride oturmuyoruz zaten. dışarıda oturup yemek yiyorsunuz, bağlı ve yerde oturan köpeğin nasıl bir hijyenik soruna neden olmasını bekliyorsunuz? 'korkan oluyor' savı ayrıca düşüncesizce. hangi aklı başında köpek sahibi köpeğini ilk kez gördüğü insanların üzerine salıyor? korkanların olması ne ölçüde doğalsa, yaşamını köpekle kediyle geçiren insanın olması da o ölçüde doğal. biri müşteri, öteki ne? 'köpek müşteriye saldırır' diyen de var. köpek veya sahibi ruh hastası değilse, müşteri de köpeğe sataşmazsa hiçbir evcil hayvan kimseye durduk oturduk yerde saldırmaz kardeşim. 'evcilleştirme' dediğimiz şey zaten budur.

    türlü nedenlerden ötürü köpekten korkan, çekinen, rahatsız olan insanlar olabilir. bu kişileri kimse zorla köpeklerle içli dışlı etmiyor. ama köpek sevmiyor olmasının kendisine köpeklerin ve köpek sahiplerinin yaşamı üzerinde söz hakkı tanımasını isteyen kötü niyetli* bir topluluk da var. 'itinizle restorana da girmeyin artık' yazmış biri yukarıda. artık daha önce köpeklerin nerelere girdiğine tanıklık ettiyse, oldukça incinmiş bu konudan.*

    köpek ve kedi gibi evcil hayvanlar yaşamımızın tartışılmaz bir parçasıdır ve uygarlığımızın önemli bölümünü onlara borçluyuz. binlerce yıl önce yaşamlarımızı onlarla birleştirmeseydik bugün 'kafeye girsinler mi girmesinler mi' gibi küstahça tartışmalar yapıyor olamazdık. sonucunda onlar da bizim türümüzle birlikte yaşar duruma geldiler ve artık bir doğal ortamları yok. kafası biraz çalışan kişi, buna uygun davranır.
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap