noz w wodzie
-
(bu entry içinde değişik bir anlatım şekli denemek istiyorum; şöyle ki dvd versiyonuyla alakalı bilgileri paragraflar arasına yerleştireceğim..)
siyah beyaz olmasına rağmen; hatunun çekiciliğiyle dikkat çekerken aslında polanski'nin "abi ben bir film yaparım, sonunda kimse ne bok yediğimi anlamaz." ifade şeklinin yansımasını farkedebildiğimiz güzide eser.
-dvd verisyonunda polanski'nin ilk çektiği kısa filmleri de bulunmakta.-
dün gece izlediğim kadarıyla; iki erkek arasındaki gerilimin ulaşacağı nokta; bende filmin taa başında şu düşünceyi egemen kıldı; "kadın ölür. katil kim?" sonra sinemayı çok seven entelektüel biri gibi görünme pahasına kendi kendime dedim ki; "ulan oğlum; polanski nin hangi filminde böyle basit bir akıcısızlık hakim?" evet yanılmıştım..
-müzikleri bana taxi driver daki saksafona verilen nefesleri hatırlattı.-
sinema kültüründen anladığımız kadarıyla eğer ölümse gerilimi akıllara kazıyan, bu filmde başka birşey var, gerilim ama gerilim değil. şöyle ki; "çocuk boğalacak mı?" en azından ben izlerken "banane" dedim. "adam ölecek mi?" sorusuna da "beni ilgilendirmez hoca." diye karşılık verdim. çünkü film başka birşeyi anlatıyor; gerilim var ama yok derken de bunu kastediyorum; kadın, filmin bir yerinde -muhtemelen sonunda- hayat dersi verirken; "haydi bakalım ağla, -fakiriz- de.. vs." deyu çemkiriyor oğlancazın suratına; suratında düşen bin parça olan oğlan; yelkenlideki iktidar mücadelesinin "yürümek aşkı" ndan daha önemsiz olduğunu aslında düşünmekte. işte bu yüzdendir ki; biz gerilimi almıyoruz; başka şeyleri alıyoruz.
-kadının göğüsleri çok güzeldi-
haydi oynayanları da yazalım tam olsun;
leon niemczyk
jolanta umecka
zygmunt malanowicz
ayrıca;
(bkz: criterion collection)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap