star wars episode viii the last jedi

• fragmanını izledim. sonra bir de görüntüyü kapatıp sadece dinledim. öyle bir şey niye yaptım ben de bilmiyorum. fragmandan aldığım çok değerli ve bir o kadar anlamsız notlar:
  
  -kim iyi, kim kötü, kim kime ateş ediyor, kim kiminle savaşıyor, neler oluyor lan burada?
  
  -snoke denen dallama kim? anti-yoda? gollum? frodo? sam? kimsin sen? çık dışarı.
  
  -ben hala bu kızın bu kadar güçlü olmasını niye kabullenemiyorum? anası babası kim bunun? şimdi de peygamber oldu yeri yarıp içinden su çıkartıyor, luke bile imana geldi. hey allahım. bir de döner dark side'ın tadına bakar... burama dark side, şurama light side, ay götüm. yoda olaydı bunu mavi banyo terliği ile bir güzel döver, sonra da çay koymaya gönderirdi.
  
  -yetti bu koca burunlu tipsiz veledin anasına babasına duyduğu kin. inşallah kardeşi, amcası yengesi falan yoktur. onları da keser bu şımarık. bayramda ziyarete gelip evin altını üstüne getiren çocuk gibi namussuz. küçükken hiç mi sevgi vermediniz bu çocuğa? hiç mi oyuncak almadınız?
  
  -fragmanın montajını sevmedim. sıralı milli piyango listesi gibi olmuş. çok fazla olta atıyor. ben zaten balık tutmayı da sevmem. balık da değilim.
  
  -finn-phasma dövüş sahnesi umut vadediyor, aşk vadediyor. ama fazla abartmayın sakın yoksa tormund atlar gelir duvarın kuzeyinden kıskançlıktan. kış gelir star wars evrenine mazallah...
  
  biletimi aldım, patlamış mısırım bir elimde, ironilerim diğerinde, ilk seansın saatini bekliyorum. daha 2 ay var dediler, olsun ben beklerim dedim. sıcak ve samimi bir aile olduk sinemadakilerle. luke ve anakin gibi.