5 entry daha
  • bunlara göre sscb'yi robert conquest, richard pipes, sheila fitzpatrick, stephen wheatcroft gibi alanında saygın tarihçilerden değil grover furr gibi üçüncü sınıf stalinist apolojistlerden öğrenmeliyiz. eğer bir kaynak sosyalist ülkeleri kötü gösteriyorsa (bu kendi devlet arşivleri olsa bile) uydurmadır, burjuva komplosudur. fakat sovyetleri, küba'yı, venezuela'yı öven devlet medyası veya 16 yaşındaki birinin blogu olsa bile sahihtir ve olduğu gibi kabul edilmelidir.

    bu kişiye göre eğer modern iktisat marksizmi yanlışlıyorsa yanlış olan marksizm değil, modern iktisattır. emek-değer teorisinin bir buçuk asır önce terk edilen bir teori olması önemli değildir. zaten iktisat burjuvanın oyuncağıdır, ne gerek var ona? bizim mis gibi das kapitalimiz var ya, yeter. ha das kapital de kuran gibi bir şeydi har, kimse açıp okumaz ama sürekli "kapital'i oku anlarsın" denir. okuyup karşı çıkana da "sen okuduğunu anlamamışsın bizim bi' hoca var seni ona götürelim" deyip önüne althusser'i, david harvey'i filan iter.

    komünist rejimlere karşı çıkan herkes patron yalakası, komprodor uşağı, emperyalizm sevicisi, işçi düşmanıdır. bu yüzden komünist rejimlerde muhaliflere yapılan her muamele müstahaktır. gerçi önce kabul etmez bunları, "yok yav böyle davranılmıyordu muhaliflere/köylülere/işçilere" der, eğer önüne kaynak konursa bu sefer "bunlar zaten sermayeci, karşı-devrimci, sabotajcı" der ve her türlü zulüm ve baskıyı haklı çıkarır. holodomorun yaşanmadığını iddia ederek soykırım inkarcısı nazilerle aynı sahaya girdiğinin farkına bile varmaz. ha bazıları holodomor oldu ama hak ettiler der. hangi düşünce daha iğrenç karar veremezsiniz. elinde üç gram fazla buğdayı var diye idam edilen çiftçileri burjuva-kapitalist ilan eder. burjuvaların öldürülmesinde ise yanlış hiçbir şey görmez. yoksa bu kadar katliam apolojisini nasıl açıklayacağız?

    sscb'ye getirilen her eleştiriyi "ama sscb faşizmi yendi!!! sscb olmasa naziler herkesi soykırmıştı!!" diyerek savuşturur. molotov-ribbentrop paktı stalin'in oynadığı 6 boyutlu uzay satrancı hamlesidir. 1940-41'de bile sovyetlerin almanya'yla olan hayvani ekonomik ilişkilerini olduğunu bilmez. sscb'nin doğu avrupa planları da emperyalist değildir hiçbir şekilde. nerden çıkarıyorsunuz böyle şeyleri?

    sosyalizme getirilen esaslı eleştirileri bilmez. ne ekonomik hesaplama probleminden ne de bilgi probleminden haberdardır. robert nozick'in ismini duymamıştır. insan doğası argümanına da dalga geçerek yanıt verir sanki marksist sosyolojinin doğruluğu dünya'nın yuvarlaklığı gibi reddedilemez ve apaçık bir gerçekmiş gibi. modern bilişsel ve evrimsel psikoloji çalışmalarından alabildiğine uzaktır, yaklaşmak da istemez. kafasında bir oyun hamuru insan vardır, gerekli şekilde vurarak istediğiniz biçimde şekillendirebilirsiniz.

    amaç iyiyse o yolda yapılan her şey mubahtır. sosyalist rejimlerin sosyalizm uğruna (en düşük hesaplamayla) 60 milyon kişiyi öldürmesi mühim değildir. sonuçta niyetleri iyiydi canım. o kadar da kızmayalım di mi? ha zaten o 60 milyon sayısı da hep batı kaynaklarından gelmedir. yoksa tarihteki hiçbir sosyalist rejim tek bir tane masumun tırnağına bile dokunmamıştır. ne münasebet? hepsi iftira. hepsi.

    sürekli uzay yarışından ve sscb'nin nasıl kazandığından dem vurur. aklına "acaba milyonlarca insan açlıktan kıvranıyorken sırf sidik yarışından dolayı uzaya gitmek için bu kadar kaynak harcamak gerçekten başarı sayılır mı?" sorusu gelmez. bir tarafta gulaglarda, toplama kamplarında ölesiye çalıştırılan mahkumlar, bir tarafta raflarda yiyecek bulamayan vatandaşlar varken en mühim şey uzaya köpek göndermiş olmaktır. ne büyük başarı, değil mi?

    türkiye'de olsa erdoğan'ın ne diktatörlüğünü ne faşistliğini bırakacakları sansür ve baskı politikalarını durumlardan dolayı mazur görür. bir şeyi kınamak için tek kıstası hükümetin sosyalizm uğruna çalışıyor olup olmadığıdır. insanların bireysel ve sosyal hak ve özgürlükleri rejimin niyetinden sonra gelir.

    sonuç olarak zihniyeti türkiye'deki reisçilerin aynadaki yansımasıdır. ne eksik ne fazla.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap