5 entry daha
  • majidi sinemasının tepe noktası "serçelerin şarkısı" filmidir benim için. insanı olabilecek en doğal haliyle resmederken bu işi, izleyicinin ruhunu boğazlamadan yapabilmek, üstelik bunaltmak bir yana neredeyse her sahnesi ile izleyicinin ilgisini diri tutabilmek, güçlü bir gözlem yeteneğine sahip olmayı gerektirir.

    natüralist bakış açısıyla olayları aktarma konusunda mahir olan majidi, bu filminde ne yazık ki aynı duyguyu yakalayamış. bunun yanında hint coğrafyasının çok renkliliğini estetik açıdan gayet iyi bir şekilde göz önüne sermeyi başarmış. özellikle bazı sahneler görsel kaygının ne kadar dikkate alınarak hazırlandığının göstergesi niteliğindeydi.

    bir seçim yapma şansına sahip olsam majidinin diğer filmlerindeki pejmürde ama hikaye derinliğini, karakterlerdeki salaş samimiyeti; ciddi bir emek verilerek hazırlanmış göze güzel gelen sahnelere rahatlıkla tercih ederdim.

    --- spoiler ---

    olaylar neden sonuç ilişkisi ile birbirine ustaca örülmüş. ancak bu yapılırken ana karakterlere keskin dönüşler yaptırılmış, bundan hoşlanmadım. o kadar ki bu dönüşlerden yan karakterler bile nasibini alıyor. esas oğlanı yakalatan eleman dahi dayak esnasında dayanamayıp u dönüşü yapıyor.

    filmin sonu açık bırakılmış, olay bir cinayet mi yoksa adam kendi kendine mi öldü, cinayetse büyükanne mi öldürdü? bu soruların cevabını nispeten izleyiciye bırakmış olması güzel, keşke yaşlı kadına o itirafnameyi de yazdırmasaydı diyorum.

    filmdeki romantizm, duyguları aktarmada sanki abartıya kaçılığı havasını yarattı. son sahnesinde; aha süper bir görüntü dedim. duvarın düşmüş sıvaları, dökülen yağmur taneleri ve yağmurda ıslanan iki el. görsel açıdan çok iyi dizayn edilmiş, hele az dur da resim izler gibi bakalım şu görüntüye ama yok hemen sonra görüntüye yakınlaşmaya başladı. hani tüm filmi çok beğensem bile o sahnenin böyle bir hareketle bozulmasını yine görmezden gelemezdim. nuri bilge ceylan filmi izlemenin bir deformasyonu mu bu hissiyatım tabii ki değil, filmleri unutulmaz hale getiren bazı karakteristik sahneler vardır o sahneler de bence fazladan birkaç kareyi hak ediyordur.

    çamur sahnesi de estetik açıdan yine çok iyi düşünülmüş ancak onda da baştan salma bir çekim açısı belirlenmiş. sanki görüntü yönetmeni filmi sabote etmeye çalışıp durmuş. neden tepeden çekilmedi ki o çamurda debelenen insanlar. -aman çekim ekibinin ayakları çamurlanmasın-

    bir de festival sahiplerinin acemiliği vardı sahnede, filmin sonunda. yönetmeni ve oyuncuları davet ediyorsunuz ne güzel, söyleşi yapıyorsunuz ne hoş da hemen sonraki seansa film koymak nedir? ya söyleşi yapmayın ya da yapıyorsanız ekibe saygı gösterin, apar topar salonu boşaltmayın değil mi?

    --- spoiler ---

    film sonunda ekip ve izleyiciler selamlaştı, bir seyirciye takıldı gözüm. kadın oyuncu ile bir selfie çekindi daha sonra ordan uzaklaştı. telefonun ekrana baktı sonra yeniden oyuncunun yanına gidip bir selfie daha çekindi. sanırım yüzüne gölge düştü beğenmedi ilkini. majidi filmlerini anımsatan böyle samimi görüntüler de vardı salonda.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap