aynı isimdeki diğer başlıklar:
5 entry daha
  • galasının üzerinden 48 saat geçmişken ancak cümleleri bir araya getirebildiğim film. hele ertesi gün sabah ben de müzü gibi sarhoş kalktım. ilk aklıma gelen film oldu. hanimiş bunlar da benim en iyi bildiğim şeylermiş bunlarla çok güzel şeyler yapıcam ileride ben diye sakladığım şeyleri ekranda baam baam baam diye görmek beni bi garip yaptı, yapıyor.

    iki açıdan. daha eğlenceli olanıyla başlıyım: kıskançlık. bi de galasına gittim kaşınır gibi.. yok montaj setini otel odasına şöyle kurduk yok şu sahneyi çekerken şöyle böyle oldu filan. 'beni neden çağırmıyorsunuz ulan'
    diyesi geliyor insanın. neyse efendim, harika bir film yapmışsınız hepinizin ellerine sağlık.

    ikincisi, bütün bunlar, benim de hayalimdeki yapım işte.. bunlar dışarı çıkınca sakil tarafları da ortaya çıktı doğal olarak. yönetmenin ilk filmi, bundan sonra bu kısımları parlatırsa kim bilir neler olacak..

    benim sormak istediğim şey, sevdiğimiz yönetmenlerin gözünden mi gördük etrafımızı o estetiğe göre oluşturduk da aslında bunun gerisinde pek bi cacık yok mu acaba...

    mesela soru cevapta kendisi dedi ki 'ben freudyen bakış açısıyla bilmemneyle senaryo yazmamalıyım. o zaman freud'un dediği şeyler hakkında film çekmiş değil de freud'un dediği şeyi çekmiş olurum'

    bu cümleyi yorumlamak için yazmıştım ama vazgeçtim şimdi.

    yani nasıl anlatırım.. muhteşem hazar ergüçlü'nün de sayesinde müzeyyenin karizması filmin en küçük parçasına kadar işlemiş. ama bu daha önce türkiye'de en yakın bornova bornova'da yapılmış bir şey olduğu için mi orjinal bir karizma gibi duruyor. müzeyyen'de çok da orjinal bir şey yok aslında. mike renton var sibel kekilli var fishtank mia var made in britain var...

    aslında sadece türkiyede yapılmadığı için mi kafamızda bu hikayeler orjinalmiş acaba?

    şu ana kadar filmle ilgili hiçbir şey anlatamadım kaçmadan anlatayım: antalyada yaşayan 'loser' bir gençlik grubunu izliyoruz. filmin alameti farikası ise kendi yarattığı stereotipleri kırmasında. bu yıkıma eğlenceyi de pek de güzel katıyor. antalya karacaoğlan parkı- american honey filtresi ile ayağınıza geldi.

    tek baya baya olmayan şey şu bence: müzeyyen'in annesi hayat kadını olmasaydı keşke. böylece türk aile tipi ve türk kızı diye anılan sanal şeyden sapmayı bir bahane ile verip daha da sağlamlaştırmış olmayacaktı. mesele inandırıcılıksa.. başka bir yolu bulunurdu elbet...işte o zaman türkiye'de 27 yaşında bir gencin girişip kotardığı en muhteşem şeylerden biri olabilirdi.

    ama bu haliyle de harika. helal valla.

    son olarak, filmin sonundaki mahallenin adını bilen varsa yeşillendirirse çok sevinirim.

    --- spoiler ---

    ali: hem nuri bilge de mühendismiş.
    --- spoiler ---
56 entry daha
hesabın var mı? giriş yap