298 entry daha
  • --- spoiler ---

    11 eylul sonrasinda george bush'un elinde yukselen amerikan imparatorlugunu ve neo-con politikalarini dolayli degil birebir elestiren bir yildiz savaslari bolumu olmus, ve bu ozelligi ile de en siyasi yildiz savaslari bolumu olmustur kanimca. cumhuriyetin once cumhuriyetciler ve demokratlar diye yavas yavas ayrilmaya baslamasi, sonra cumhuriyetcilerin ozgurluk ve adalet soylemini kullanarak cumuriyeti bir imparatorluguna donusturmeleri, ve bunu yaparken once palpatin'in sonra anakin'in agzindan duydugumuz "ya bizdensin ya onlardan mesaji" bizzat amerikan neoliberalizminin 11 eylul sonrasinda bir imparatorluga donusmesinin izleridir kanimca... orjinal metinde zaten var olan gelismeler, yani imparatorlugun cumhuriyetcilerin elinde cogusu, 2000 sonrasi siyasi dil kullanilarak yildiz savaslarina tercume etmistir. palpatin'in anakin'i karanlik guc'e gecirmeye calisirken yaptigi yorumlarin ve cikarimlarinin cogunu wolfowitz'in siyasi bilimler ders notlarinda birebir bulmak mumkundur... ayni zamanda hicbir yildiz savaslari bolumunde ben, ozgurluk ve demokrasinin cumhuriyet'den bu kadar ayristirildigini, uzerine bu kadar uzerine bastirildigini, ve bu soylemin siyasi arac ve kolonilestirme araci olarak kullanildigini hatirlamiyorum...

    ayni zamanda bu bolumde, diger bolumlerde oldugu gibi imparatorlugun uc ana sutun ustunde yukseldigini goruyoruz: guc, mulkiyet, ve nefret... ama bu bolumdeki mulkiyet, guc, ve nefret iliskisi daha net islenmis gibi... jedi ustalarin "kaybetme korkusu karanlik guc'e giden yoldur" temasi, ve "sahip olmanin" kiskanclik ve guc istegi getirecegine, bunun nefretle beslenecegine dair yorumlari gonlumde taht kurmus, nefretin guc ve mulkiyeti bir savas aracina donusturdugunu (ayni 11 eylul sonrasi amerikan toplumunda yayilan nefret gibi) ve imparatorlugun alternatifinin, jedi'larin dilinde, sadece demokrasi olmadigini ama 19. yuzyildan beri varolan, daha derin hayalet bir felsefenin urunu oldugunu (adini simdi soylemeyeyim komunist dersiniz yine) gostermistir...

    bu bolum ayni zamanda yildiz savaslarinin hukuk ve adalet kavramini irdeledigi bir bolum olmustur kanimca. jedi'larin siyasi yozlasmayi ve devletin siyasi araclarinin nasil da karanlik guc karafindan isgal edildigini anladiklarinda hukuk-kural dinlemeden soruna direk cozum bulmaya calismalari, anakin'in yargi ve mahkeme istegi uzerine jedi masterin "mahkeme de, senato da onlarin elinde" diye yakarisi, halbuki daha biraz once anakin'in hukuk-mahkeme dinlemeden kont dookunun kellesini koparmis olmasi, hukuk-adalet istegi arkasindaki duygu karmasini gundeme getirmesi acisindan cok basarili olmustur kanimca...

    filmin en etkileyici bolumlerinden birisi hegel'in antik-dogu dinlerinden aldigi, kendi idealizmiyle yogurdugu ve marx'in dilinde olumsuzlesen "her dogus kendi olum tohumunu eker" dialektiginin, darth vader'in ve luke skywalker'in (ve kiz kardesinin) ayni anda dogdugu sahnede vucud bulmasi olmustur... anakin skywalkerin ameliyat masasinda darth vader kapsulune hapsedilmesiyle hayat bulusunun, luke (ve leia)'in ayni aynda dogusuyla ayni anda gosterilmesi kendini yildiz savaslari hayrani olarak nitelemeyen (ama yine de bircok bolumu aglayarak izleyen) bir sinemasever olarak benim gozlerimi yine yasartmakla kalmamis, bu sahne sinema tarihinde de olumsuzlesmistir kanimda...

    son olarak jedi'lerin birer leblebi gibi harcandigi sahneler jedi'lerin daha insanilestirilmesi daha az mitlestirilmesi acisindan basarilidir. ozel efektler bence gereksiz kullanilmamistir, bu acidan cok basarilidir... film uzerine bir kac da hayal kirikligim var tabi: natalia portman'in bu bolumdeki oyunculugu, kont dooku'nun cok cabuk harcanmasi, anakin skywalker'in karamlik guc'e cok cabuk teslim olmasi, ve en onemlisi anakin skywalkerin jedi tapinaginda yaptigi katlin sansurlenmesi bunlardan bazilaridir... belki de (sonuncusu) iyi olmustur yoksa, anakin'in icinde hala biraz iyilik olduguna inanmamiz imkansiz olurdu belki de...

    (gelen mesajlar uzerine edit): anakin skywalker'in aski yuzunden darth vader oldugu konusundaki yorumlara ise malesef katilamiyorum... aslinda filmin yapi-sokumunu yapacak olursak, film ask ile sahiplenme arasindaki farki cok net olarak ortaya koymaya calisiyor... diger bir degisle, jediler da asik oluyorlar, zaten guclerini sevgiden ve bilgelikten aliyorlar... ancak onlarin aski ve sevgisi, kaybetme korkusuyla birlesmis degil... sevdikleri kisiye "bu benim ve bunu kaybetmemeliyim" diye yaklasmiyorlar, ancak sevgiyi hayatin normal degerleri (yasam ve olum) ve butunlugu icerisinde gormeye calisiyorlar... anakin'in sevgisi ise boyle bir sevgi degil... anakin sevdigini kaybetmekten korkuyor... sevdigini korumak istiyor... sevdigini sahipleniyor... "bu benim" diyor, ve onu "oldurtmeyecegim" diyor... yani anakin'in aski, antik dogu dinlerinin bir yansimasi olan jedi felsefesindeki butunlukcu ve fedakar sevgi gibi degil.. bu yuzden anakin sevgilisini kurtarmak ugruna yuzlerce cocugu kilictan gecirebiliyor... bireysellesmis bir sevgi yani akanin'in sevgisi... bu ayrimi koymanin da filmi yorumlarken onemli oldugunu dusunuyorum...

    --- spoiler ---

    (bkz: star wars sevgisinden geceleri gizlice aglamak)
394 entry daha
hesabın var mı? giriş yap