19 entry daha
  • biz ağustos böceği misali türkü çığırırken olaydan etkilenme ihtimali olan ülkelerin ellerinden gelen tüm önlemleri alarak yıllar içinde ortaya çıkabilecek radyasyon zararlarını önlemeye çalıştığı kaza.

    çernobil kazasından üç ay kadar sonra çalıştığım iş yerine yugoslavya ’dan bir mühendis gurubu gelmiş bana da konukseverliğimizi göstermek görevi düşmüştü. misafirlerin ilk gün öğle yemeğinde görmemiş gibi tüm yiyeceklere saldırmalarının anlamını çözememiş "allah allah ! bunların ülkesinde de mi kıtlık var ? "diye düşünmüştüm. lisansı altında çalıştığımız bulgar firmasından gelenlerden kıtlık çekmenin ne menem bişey olduğunu biliyordum az buçuk. yugoslav ziyaretçilere bunu nasıl soracağımı düşünürken onlardan gelen bir soru ile durumu kavrayıverdim.
    "siz çernobilden etkilenmediniz mi? ne güzel... biz aylardır kuru bakliyat yemekten perişan olduk. ne taze sebze yiyebiliyoruz ne de et..."
    eyvah ne diyim ben bu adamlara şimdi.
    "biz şerbetliyizdir radyasyon falan vız gelir. ya da bizi yönetenler öyle zanneder. boşverin yiyin. sonrasına allah kerim" desem hiç olmayacak. gülümsemekle yetindim.

    ülkemizde son yıllarda kanser hastalığının artış hızındaki anlam sadece tıp alanında çalışanların değil herkesin dikkatini çekecek boyutta. geçmişte bu konuda hiç önlem almayanlar sanırım bu anlamlı artış konusunda da bir istatistik çalışması yapmıyorlar. o gün arabistanın radyasyonlu diye iade ettiği çayımızı televizyonlarda höpürdetenlerle bugün volkan konak’ı cerrahpaşa şarkısı için topa tutanlar hep aynı zihniyetin ürünü.
288 entry daha
hesabın var mı? giriş yap