• insan beyninin sözcüklerle düşünmesinden kaynaklanan bir gerçektir. faşizm'i ele alalım. giovanni gentile faşizm doktrinini (bkz: la dottrina del fascismo) ortaya koyduğunda, doktrin akademik bir tezden öteye gitmemişti. söz konusu doktrin benito mussolini tarafından, italyan yönetiminde uygulanmaya başladığı zaman yapılan propaganda sonucu insanlar faşizmi adeta bir kurtarıcı gibi görmeye başlamışlardı.

    italyan bir öğretmen sınıfta hiçbir rahatsızlık duymadan: "şimdi çocuklar müfettiş bey, sizlere ırkçı italyan bilim adamlarının ortaya koyduğu faşist manifesto'dan bahsedecek. bizleri ne denli üstün bir ırk olduğumuz konusunda bilgilendirdiği için müfettiş beyi hep beraber alkışlayalım" (bkz: la vita e bella)

    peki faşizm gerçek yüzünü gösterdiğinde ve mussolini kendi halkı tarafından tüm kemikleri kırılmak suretiyle tepetaklak asılıp, milano sokaklarında gezdirildikten sonra bırak doktrini, faşist sözcüğü bile insanların tüylerini ürpertmeye başlamıştır. artık hiç kimse doktrinin taşıdığı argümanları bilmemekte ancak herkes faşizmden nefret etmektedir.

    bu durum diğer ideolojiler için de farklı değildir. anarşist, komünist, sosyalist, nihilist, hedonist... insanlar haklarında hiçbir şey bilmedikleri halde, duyduklarında bu kelimeleri; ürpermekten kendilerini alamazlar. bu ön yargıyı parçalama görevi ise her zaman aydın ve azınlık bir zümreye düşer. ne kadar üzücüdür!
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap