2581 entry daha
  • son derece çarpıcı birinci sezon ile piyasaya girip dikkatleri üzerinde topladıktan sonra, (ilk etapta benim de aralarında bulunduğum) ikinci sezonuyla birçok kişi için hayal kırıklığı yaratmış dizidir.

    gelelim detaylara; türk tipi anlayışla bir şeyleri illa ki kıyaslama güdüsüyle (ironik şekilde dizinin kendisiyle de olsa yapıyoruz bunu) birinci sezona endeksledik her şeyi ve keskin bir geçiş etkisiyle soğuk duş etkisi yaşadık. ben ne olursa olsun ikinci sezonu izlemeye devam ettim. ettim ve azılı bir (bkz: ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi) üyesi olmama rağmen her bölümden gitgide daha fazla keyif almaya başladım. çünkü artık kıyas yapmayı bırakmış ve bu sezonu kendi içinde değerlendirmeyi başarmıştım.

    ilk sezondaki gibi kaotik bir ortam, sembolizm temelli bir anlatım yoktu.rust cohle gibi felsefik ve serkeş tek bir karaktere odaklanmak yerine birçok karaktere ayrı ayrı odaklanmayı seçmişlerdi. dizi kendine has durağanlığından ödün vererek biraz daha hareketlenmişti ve olayların akışı ilk sezonla taban tabana zıttı. ama dediğim gibi; kıyası bırakıp kendi içinde değerlendirince, ikinci sezonu da gayet beğenerek ödülümü almış, üçüncü sezonu beklemeye koyulmuştum.

    ikinci sezonda rust'ın aksine çok daha başka huyu suyu olan ve mücrim taraftaki başka bir karaktere frank semyon'a sempati beslemeye başladım. öyle ki (buralar ikinci sezonu izlemeyenler için spoiler niteliği taşıyabilir, uyarmak isterim) final sahnesinde frank semyon ölürken işlenen ambiyans beni oldukça etkilemişti. (spoiler sonu)

    ikinci sezona dair değinmek istediğim başka bir detay ise lera lynn'ın dizinin içinde ahenkle entegre edilmiş şarkılarıdır. diziye belli belirsiz bir kasvet katıyordu. hele bir plan sekans vardı ki tadından yenmiyordu, ona da değinmemek haksızlık olurdu.

    gelelim üçüncü sezona; benim gibi sezonları ayrı ele alanlar hiçbir sorun yaşamadan izlemeye koyuldu. sürekli birinci sezonla kıyaslayan kitle ise ikiye bölündü. bir kısmına ilk sezondaki benzerlik şifa gibi gelirken, ilk sezonun azılı fanları sezonlar arasındaki benzerliği kıyas faktörünün daha da tetiklenmesiyle hiç beğenmediler ve yerden yere vurdular.

    belki üçüncü sezon oldukça yavaş çözülüyor. önümüzdeki hafta final bölümü gelecek ve olay anca çözülüyor gibi. olsun benim açımdan pek rahatsız edici bir şey değil. fularlı tayfadan olduğumdan ötürü ağır ağır çözülen yapımlara teşneyim. (bkz: let the linç begin) kafamda onlarca olasılıkla finali bekliyorum. ayrıca mahershala ali karaktere tüm zaman geçişlerinde muazzam şekilde hayat vermiş. dizi sayesinde kendisi sevdiğim oyuncular arasına girdi.

    kısacası, (madem kısacası vardı neden uzadı diyorsunuz, haklısınız) benim için her sezon kendi başına bir şaheser. her sezonu müthiş bir doygunluk yaşayarak bağrıma basıyorum.

    şimdi ilk sezon fanlarına iyi bir haber vererek konuyu nihayete erdireyim. dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama dizinin executive producer'leri arasında matthew mcconaughey de var. kendisine bi' röportajda, dizinin devam edip etmeyeceği sorulduğunda, "rust cohle karakterini çok sevmiştim, ona yeniden bürünmek beni mutlu eder" diyerek sinyal vermişti diye düşünüyorum.

    ayrıca (belki spoiler olur bilemedim) s03xe07 içinde birinci sezona atıfta bulunulmuştur. olayların da benzer olmasından ötürü dördüncü sezonda yüksek ihtimal rust cohle geri dönecek. tabi bu benim çıkarırımım. belki de deli saçmasıdır, kimseyi umutlandırıp da mesaj kutumun hakaretle dolmasını istemem :)

    edit: ufak bir hata düzeltmesi.
820 entry daha
hesabın var mı? giriş yap