1 entry daha
  • ayrıca sözlükteki fransızca bilen suser oranı düşük olduğundan türkçesini de yazıyorum.(ragıp duran'ın medyakronikteki köşesinden alınmıştır.)
    televizyonun şikâyetnamesi
    bana derler televizyon, gösteririm her şeyi
    önce biraz kalça salladım, şimdi de damlara çıktım
    aslında pek öyle matah bir şey değilim, bu kesin, ama canımı sıkan
    milletin şehlâ bakışları çevrilmiş durmuş antenlerime
    bir oğlum var, adı canlı yayın, ötekinin adı da play-back
    her şey filme alınıyor ve kutulara konuyor
    benim bazı ciddi müşterilerim de var ama pek canımı sıkmaz onlar
    kimseyi de kıskandırmamak için onlarla ‘teke tek’ yaparım bazen
    bana derler televizyon, elektrik göstericiyim
    cumhuriyeti uyutan bir tür morfin sayılırım
    bana sorun çıkaran bir takım cazgırlar çıkarsa meydana
    ne, nedir, ne zaman, nasıl filan derlerse, ‘kararı siz verin!’ derim
    bir bakan mesela yıl boyu kırıtırsa
    iki toplantı arasında gelir benim stüdyoma
    açgözlüler servet peşinde koştuğunda
    benim sütunlu yatağıma gelirler, gösteririm onlara birinci şeyimi…


    benim adım aile televizyonu her şeyin en iyisi bende
    benim şahane bakanlarım var onlara şehla gözle bakarım
    aslında açıkça söylemek gerekirse ben grup-seks televizyonuyum
    maksat zevk almaksa grup-seks fena bir şey mi yani
    ben bazen görünmez olurum, kimi de bu ayağı yer
    görmedin mi benim sütyen gibi kameralarımı
    heyecan verdiğimde yavrular çıkar ortaya
    o zaman da alt tarafta küçük bir kırmızı nokta görünür
    benim adım televizyon her yere girer çıkarım ben
    önayaklarım havada bakarım da etrafa, dikizci garanti
    iş dünyasının müzikholü olimpia boşaldı,
    doldurmak için yeniden salonları, gelirler benim yarışmalarıma
    bir süredir bir kitap programı başlattım ya asil takılıyorum artık
    montherlant’la yemeğe çıktığımdan beri işlerim iyi gidiyor
    ama cuma, balık günü olduğu için
    panorama adlı pezevengim beni kaldırıma itiyor
    benim adım televizyon, koşuşturur görüntülerim
    kaldırımda salınırım da, hep gelip geçiciyim
    hani hayat kadınlarının da bir tatil günü vardır ya
    işte ben de izin günü gider rugby maçı izlerim
    kimi zaman hissiyat yapan fahişe gibiyimdir
    müşteriden fazla para istemem böylece herkes memnun
    iş tutarken bazen de sessiz sedasız kalırım
    'hadi be aslanım, bu sefer de şeker ablan yapsın masrafı' derim o zaman
hesabın var mı? giriş yap