68 entry daha
  • biraz tarih bilgisi esliginde izlendigi takdirde (bkz: wikipedia) epey yararli olacak bir dizi. bir kere lami cimi yok kardesim, hayvan gibi bir produksiyon, dekorlar insani caktirmadan icine cekiyor, bunun bir film/dizi oldugunu da unutuyorsunuz bir sure sonra. bunun bir nedeni de "madem paramiz var, sacalim oyleyse" mantigiyla abartili setler yapmaktan kacinilip, daha dogal bir ortam kurulmasi ama paranin ayrintiya harcanmasi.

    tabii ayrinti demisken herkesin ilk dikkatini ceken seylerden biri oyuncularin aksani. vallahi neredeyse hicbir onemli roldeki oyunucunun aksani rahatsiz edecek kadar ingiliz degil bence; belki octavius veledi arada sirada tactical derken mide spazmi gecirecek gibi oluyor ama o kadar.. sonucta doneme bagli kalinsin diye latince konusacak halleri yok, altyazi okumaktan diziyi izleyemeyiz. italyanca da melodik bir dil olmasina ragmen, italyan aksanli ingilizceye degil 12 bolum, 12 dakika bile dayanabilecegimizi sanmiyorum. geriye kalan ingilizcenin de ufaktan ingiliz aksani olmasini, ufaktan amerikan aksanli olmasina tercih ederim; yani bir antik asilin veya imparatorun amerikan aksaniyla tek kelime etmesi bile beni o an o guzelim dekorlardan cekip alir, mcdonaldsin ortasina koyar.

    oyunculuga gelince ensemble bazinda saheser olmasa da birkac onemli karakter son derece iyi. ornegin julius caesari oynayan adam su vakit kapiyi kirip iceri girse hic dusunmeden onunde egilirim, kafami kaldirip da "noluyoruz kardesim" falan diyemem. octavius'u oynayan da, gelecegin pragmatik ve acimasiz imparatoru augustus'u cok iyi canlandirmis. atia of the julii rolu de mukemmel kotarilmis; kadinin manipulasyonlarindan ben bile tiksindim, sokakta gorsem gozunu oyarim.

    seks ve siddet sahneleri bence fazla abartilmamis, ozellikle ilk iki bolumden sonra ya azaliyor ya da insan alisiyor. zaten daha cok sasirtan, bu tip sahnelerden ziyade betimlenen genel ahlak anlayisi. yani atia, oz oglunun, buyuk amcasi (buyuk amca ne demek ya, atianin amcasi oglanin nesi oluyorsa o iste) caesar tarafindan tokmaklandigini dusundugunde epey seviniyor sezara yakinlasacagi icin, hatta gidip oglunu tesvik ediyor. (hikayenin bu kismi gercege ufak bir gonderme; zamaninda octavius'la sezar arasinda boyle bir seyin oldugu dedikodusu dolaniyormus hatta sonradan marc anthony, octaviusla rakip olduklarinda bunlari hatirlatip "haksiz rekabet" suclamalarinda bulunmus. kanitlanan birsey yok, bu suclamalar su anda siyasi iftira olarak kabul goruyor)

    kolelerin sahipleri tarafindan istedikleri gibi oldurulebilmeleri veya seks kolesi olarak kullanilmalari, sus esyasi gibi kullanilmalari da caktirmadan rahatsiz ediyor izleyeni. ama durum hakkaten boyleyse, bu da simdiki ahlak anlayisimizi kutsal veya edebi, genel gecer bir standart sanan ve bunlari hic sorgulamayacak sekilde beyinlerini sartlayanlara belki bir yardimda bulunur.

    dizideki her tarihi olay gerceklikle paralel gitmiyor ama bunlar yanlistan ziyade, "filmlestirmek" icin yapilmis degisiklikler. her bolumdeki, tarihle uiyusmayan olaylarin listesi wikideki rome tv series basliginin episode guide'inda bulunabilir. bence bu dizi icin bir handikap degil, zira dizinin odak noktasi imparator, yahut asiller, yahut siyasi manevralar olmadigi icin bir belgesel misyonu yuklenmemis, epic bir havasi yok. o yuzden izleyen de hersey anlatilmadigi zaman hayalkirikligina ugramiyor. ana karakterler gercekten de yasamis ve caesarin eserlerinde bahsettigi tek plebler olan, iki lejyoner. bu yuzden tarih filmi degil, drama havasi son derece yerinde, dahasi bu secim sayesinde romanin orta ve alt gelirlilerinin yasamlari da ayrintili bicimde gosterilebilmis. sadece saray (senato) entrikalarina veya savaslara odaklanilsaydi, daha yuzeysel bir dizi olacagina eminim.

    bunun yaninda, dizinin en buyuk handikapi, bircok karakterin ve toplam 6 senelik bir donemde gelisen bir cok paralel senaryonun sadece 12 bolumde isleniyor olmasi. bu yuzden bircok sey oldu bittiye getirilmis gibi oluyor ve dizinin hizinda belli bir istikrar olmuyor. ornegin sadece 1 gunde gerceklesen olaylar 40 dakika noyunca anlatilirken ve bu kronolojiye alismisken, birden iki sahnenin gecisi arasinda 6 aylik bir atlama oluyor ve bu ancak satir aralarindan veya bir cumlelik bir aciklamadan anlasilabiliyor. yani zaman kisitlamasi yuzunden karakterler surekli bir takipte olamiyorlar; 2 senelik bir savas seferine cikan bir karakter, izleyen icin sadece birkac gun veya hafta gecmisken, o bolumun sonunda veya sonraki bolum donuveriyor. bu istikrarsiz tempoya alismak biraz zor ama 12 bolumle de baska turlu kotarilmaz bu hikaye.

    dizi boyunca caesarin ne tam bir tiran, ne de benevolent dictator kalbina sokulmamis olmasiyla, gercek hayattaki kompleks kisiligine ve icraatlarina sadik kalinmis. atia of the julii ise ana karakterler arasinda gercekle en az alakasi olan karakter (gerceginin adi atia balba caesonia)

    son bolumu itibariyle 4 ayri climax olusmus (caesar, vorenus, pullo, atia). vorenusunki biraz zorlama, pullonun ki ise biraz silik kalmis ama diger ikisi mukemmeldi. ozellikle caesarin sen de mi brutus uydurmasina ve klisesine girmeden, attigi son bakisla salya sumuk oldum, demek ki gercekten ikna edici ve etkileyici bir karakter yaratmislar dizi boyunca.
474 entry daha
hesabın var mı? giriş yap