4 entry daha
  • derin bir üzüntü içindeydi. çaresizlik sinyalleri veriyordu. sordum:

    - ona en son ne söyledin?

    - sen böyle değildin dedim.

    - sadece bunu mu söyledin?

    - evet... sadece bunu söyledim. birkaç defa, sen böyle değildin, dedim.

    - o ne cevap verdi?

    - ben hep böyleydim... hep böyleydim... dedi. bir an bir sessizlik oldu.

    - doğru söylüyordu değil mi?

    - evet... çok düşündüm... filmi tekrar tekrar seyrettim... doğru söylüyordu. o hep böyleydi.

    yukarıdaki konuşma, şimdiye kadar en çok tekrarlanan konuşmalar listesinin üst sıralarından alınmıştır...

    evinizdeki birçok eşyanın bile farkına, evde iyice yalnız kaldığımız zaman varırız. dikkatimizi dağıtan etkiler kaybolmuştur... eşya kendisini daha açık gösterir. duvardaki çizgileri, büfeye yeni konmuş bibloyu, ışıktaki taze solgunluğu fark ederiz.

    ancak, dikkatimiz altındaki şeyler vardır... diğer her şeyin varlığı dikkatimiz onlara doğru yöneldikçe ortaya çıkar. projektör gibi düşünebiliriz bunu. karanlıkta ancak aydınlığın üzerine düştüğü şeyleri fark ederiz.

    uzun süreli ilişkilerin başlangıçları çok yönlü tesirler altındadır. ama bütün o tesirleri temel tercihimiz yönlendirir. siz uyarırsınız: "bak, birlikte yaşamayı seçtiğin insan fransızca konuşuyor..." o cevap verir: "çok güzel..." "ama" dersiniz: "hep seyretmeyeceksin... konuşmak istediğin zamanlar olacak..." sonra bir gün der ki: "... anlaşamıyoruz... farklı dilleri konuşuyoruz."

    çoğumuz için böyle olur...

    - sen fransızca konuşmuyordun...

    - hayır... ben hep fransızca konuşuyordum...

    hiçbir ilişki, başlangıcındaki şartlarla devam etmez. her an uyum bekleyen yeni şartlar ilişkiye katılır. meselâ söz konusu olan evlilik ise işimizdeki şartlarda değişmeler, çocuklar, yeni ilgiler.. bu ilişkiyi etkiler. ilişkiye yeni katılan çok çeşitli şartlara bakış açısının aynı çeşitlilikte olması, ilişkinin, tadını kaybetmesi ile sonuçlanır. bir ilişkiyi sürdürenler o ilişkiye katılan yeni şartlara karşı ya ortak tepki vermeliler ya da farklı tepkilerde uzlaşma sağlayabilmeliler. yeni şartlara uyum sağlayamayan kurumlar gibi ilişkiler de yıkılır.

    "sen böyle değildin" tepkisinin altında projektörün yeni gördüğü şekiller kadar yeni şartlar karşısındaki yetersizlik de yatmaktadır.

    insanların değil ilişkinin karakteri değişmiş olabilir.

    ilişkide bulunduğumuz insanlarda değişiklik olmadığı halde yeni fark ettiğimiz özellikleri sebebiyle ilişkimiz bir çıkmaza girebilir. ya da önem derecelendirmemizde bir değişiklik olmuştur; başta önem vermediğimiz bir eksiklik veya herhangi bir özellik artık bizim için önemli hale gelmiştir. eğer bu yeni derecelendirme karşılıklı kabul görmüyorsa, bizim için önem değeri artan konu diğeri için de önem değeri artan bir konu olmuyorsa çatışmalar kaçınılmazdır. "sen böyle değildin" tepkisinde bu çatışma mesajı da çok açıkça görülüyor. "sen böyle değildin... eskiden aynı şeylere aynı derecede önem verirdik. birimiz için önemli olan diğerimizin de dikkatini çekerdi."

    dikkat edecek olursak burada ilişkide bulunan insanların değil, ilişkinin karakterinin değiştiğini teşhis edebiliriz. nehrin yatağının değişmesi gibi... cömert bir insanın harcama alanlarının değişmesi gibi... öfkeli bir insanın öfke duyduklarının değişmesi gibi...

    uzun süreli ilişkilerde insanlar bir zaman gelir bu ilişkideki rollerinin tatminkâr olup olmadığını sorgularlar. bu sorgu sonunda bazen kıyamet kopar... çünkü yeniden düzenlenmek istenen ilişkide karşılıklı talepler ortaya çıkar. "yeniden yapılanmanın" bütün zorlukları ilişkilerde de yaşanır. sonucu yine ilişkiye duyulan ihtiyaç tayin edecektir. bu ilişkiye ihtiyacınız varsa ve yeni şekli de ihtiyacınızı karşılayacaksa, ilişkideki rolünüzde değişiklikler yapmayı kabulleneceksiniz.

    yukarıdaki konuşmanın nasıl bittiğini merak edenler olabilir. şöyle dediğimi hatırlıyorum: "bu ilişkiyi devam ettirmek sana bitirmekten daha çok acı verecekse, bitir... bu ilişkiye son vermenin acısı, devam ettirmenin acısından çok olacaksa devam et... ama şunu da unutma. bir ilişkinin devamı ya da bitirilmesi konusunda bu ilişkinin verdiği acılar tek ölçü olamaz. nasıl ki ilişkinin verdiği hoşnutluk tek ölçü olamazsa... bu konuyu bir de istersen bu açıdan konuşalım."
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap