11 entry daha
  • hamfiri'nin bir kadını etkilemek için ortamda bulunmasının kafi geldiğini de gözümüze gözümüze sokar film. daha açılış sahnesinde "nooluyoruz" demeden carmen kendisini atıverir kollarına. geiger'in tükkanını izlemek için girdiği kitapçıdaki hanımı etkilemesi için de "yağmurda ıslanacağıma cebimdeki viskiyle ıslanmayı tercih ederim" demesi yeterlidir. daha öğlen olmadan kepenkleri indirir kitapçı hanım. çalışan kadın sayısı azımsanamayacak filmde, taksi şoförünün hamfiri'nin etkisi altına girmesi için "öndeki arabayı takip et" demesi yeterlidir. "i'm your girl" diyerek teslim olur hemen şoför ingirid abla. takip sonunda kartını verirken de filmin özenle işlenmiş diyaloglarından leziz bir örnek daha duyarız:

    - if you can use me again sometime, call this number (beni tekrar kullanmak istersen bu numarayı ara!)
    - day and night? (gece ve gündüz mü?)
    - night's better. i work during the day. (gece daha iyi olur, gündüzleri çalışıyorum.)

    (ulan ne kadar iyiyim, alıntı yaparken üşenmeyip türkçe'sini de yazıyorum)

    telefon ettiği bardaki barmaid'in sigarasını yakışı, kumarhanedeki ponpon kızların tavırları da cabasıdır. "nothing you can't fix"i ise bahsedildiği için es geçiyorum.

    hah bak, kumarhanede söylenen şarkı için de bir zahmet şuraya bakınız: (bkz: and her tears flowed like wine)
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap