64 entry daha
  • lisedeyken çok sevdiğim bir arkadaşım ve yine sınıfımızdan kardeşinin soyadıydı çamur. malatyalı'ydılar, babaları askeriyede sivil memurdu. ikisi de neredeyse kahverengi tenli denecek kadar esmerdi, belki biraz da bunun etkisiyle benden başka herkes, hatta kardeşi dahi benim arkadaşım olana "çamur" diye hitab ederdi. üç sene boyunca hiç üzgün olduğuna, hiçbir şeyi ciddiye aldığına şahit olmamıştım. okulun son günü, mezun olmuşuz, servisin içinde oturuyoruz, hüzünlüyüm ben, tuhaf o da öyle; onda hiç rastlamadığım bir durgunlukta. bir şey açıklamak isteyip de bunu nasıl yapacağını bilememenin tedirginliği içinde. sonra birden sana bir sır vereceğim diyor, bizi duyacak kimse olmamasına rağmen kulağıma eğilip "biliyor musun, biz aleviyiz" diyor. o kadar şaşırıyorum ki, tabii ki alevi oluşuna değil, bunu o zamana kadar söyleyemeyip de, tam ayrılacağımız gün, bu kadar tuhaf bir ruh hâli ile açıklamasına... ne diyeceğimi bilemiyorum, içim bir tuhaf oluyor bu durum sebebiyle, sanki nerede, nasıl bir ülkede yaşadığımızın, o gün daha da ayırdına varıyorum.
227 entry daha
hesabın var mı? giriş yap