38 entry daha
  • döneme tekabül eden teknoloji ve kayıt cihazı gereği, her bölümünü betamaxkasetlere kaydedip, en sevdiğim diyaloglarini unutmayayım diye kareli metod defterimin sayfalarına yazdığım dizi. şimdi o sayfaları bulup tekrar okuyasım var.

    usta'ya olan hayranlığımı sağlayan, diyaloglardaki kelime oyunlarını her anladığımda sanki çok zekiymişim gibi bir hisse kapıldığım dönemin fenomeni idi.

    ismail'in düşler içinde dolanması, düş içinde başka düşler görmesi, usta'ya büyük bir serbestlik tanıyordu diye düşünüyorum. zira usta kafasında oluşan herhangi bir temayı, dizinin bir evvelki bölümündeki olay/olaylardan bağımsız bir şekilde işleyebiliyor, bu da ona konuya bağlı kalmadan yazabilme özgürlüğünü veriyordu.

    aklımda kalan diyaloglardan :

    * mavi yolculuk sırasında ismail'in düşsel sevgilisi üzümgöz ile hanzo'nun arasındaki yakınlaşmaya yönelik :

    - oooooo...sizde beklenmedik bir sevgilimleşme gözümleniyor. ne o!??! beşer penaltılaşma mı oldu ?

    * promosyon ve kupon biriktirme çılgınlığı ile alakalı, gazete okuyan ismail :

    - 3 kupona süper spor otomobil. kupon no:3.....siktir!!!..2 kupon kaçırmış bulunuyoruz...makası da çizmişler....nerden kesiceğimizi bilemeyip gazteyi paralarız diye heralde..."burdan böööle kesilecek...hayvanlığın aleeemi yok"...yanlız makası biraz kerizce çizmişler...bu biçim babayı kesersiniz....sürekli gazzteye teğet geçiyorsunuz...kupona bi bok olmuyoooo..

    * yine gazetede bir haber okurken...

    - "arabanızın rengi kişiliğinizi ele veriyor"....cık cık cık...yani sanki millet arabasının rengine kendi karar verebiliyor. gidiyorsun yatırıyorsun parayı. 6 ay bekliyorsun arabayı alacam diye..bi gidiyorsun, orda öööle bok rengi bi araba..sonra yolda görenler soruyo: "baba ne bu arabanın rengi bööööle bok rengi."...en sevdiğimmm renk...kişiliğimi ele veriyor....ben böööle boktan bi herifimdir.

    * ev almaya çalışırken emlakçıya kefil olayını açıklarken :

    - ben kendi kendimin kefili olamaz mıyım ?...balık burcuyum...çift karakter...is ve mail olarak ikiye ayrılıyorum..iyisi mi siz evi mail'e satın..is, mail'in kefili olsun. ev is-mail'in ikisinin olsun...para size uçakla ulaşacak.air mail...pardon yani..

    * canan mutluer'in oynadığı bir bölümde üzerinde koyun postundan bir yelek giyen angut ile diyaloğu..

    a : merhaba ismail bey...(kadını göstererek) gezmeye mi ?
    v.i : adımı tarot falından mı biliyorsunuz ?
    a : e hayvan gibi yazdırmışsınız arabın önüne* "ismail" diye..adınız hüseyin olacak değil ya.
    v.i : hahaha...yontulmamış bir ayı için yontulmuşçasına zekisin ve fakat bu zekan ayılığına engel değil.
    (üzerindeki yeleği göstererek adama: ) koyun!......mu ? keçi!......mi? tiftik.....bizim hanımla * çook eskilerden kalma bir virman hesabımız var..onu görüp, geliceeeeeez.

    * ve yanılmıyorsam son bölümünde, hücrede dile getirdiği şiir.

    karşılıksız çekler,
    senetler bezdirdi bizi.
    delikanlıca çekildik anlamsız ticaretten
    gözden düşmekle ismail
    ne yitirir değerinden.
    köpektir!!!
    zevk alan bu gidişe hizmet etmekten
    uyan eyyyyy canım salak kardeşim
    bu gaflet düşünden.
127 entry daha
hesabın var mı? giriş yap