116 entry daha
  • doğma büyüme antalyalıyım. ışıklar çocuğuyum. kendimi bildim bileli antalyasporluyum. evimiz stadyumun hemen yanındaydı. müthiş çocukluk günleri. cepte 5 kuruş para yok haliyle çocukta para ne arar. dolayısıyla maça bilet alamıyoruz. bilenler bilir eskiden maçların ilk yarısı biter stadyum kapıları açılırdı. maçın ilk 45 dakikası stadyumun yanında hem top oynardık hem maçı dinlerdik. gol mü yedik gol mü attık seslerden canlı skor takip ederdik. en güzeli art arda 2 kere gol sesi gelmesiydi. bunun anlamı şuydu penaltı kazandık ve gole çevirdik. maçın ilk yarısının bitmesi ile kapılara hücum eder maça girer 2. yarıyı canlı seyrederdik.

    yaş biraz büyüdü atkının maç bileti yerine geçtiğini keşfettik. boynuna bir atkı takıyordun abiler bu bizden sen geç diyip maça sokuyorlardı. yıllarca gırtlak patlattık. uefa kupasında werder bremeni yendiğimizde de oradaydık, küme düşerken de, yeniden lige çıkarkende. en soğuk ilimize de deplase olduk en uzak ilimize de deplase olduk. mutlu anlarımızda oldu mutsuz anlarımızda.

    arkadaşlar ben antalyasporluyum. bu ülke topraklarında hiçbir futbol taraftarı küme düşmenin üzüntüsünü bir antalyasporludan daha fazla yaşamamıştır. antalyaspor taraftarı olmak ligin ilk haftası diğer takımları analiz edip o seneki düşme potasındaki rakiplerinizi tespit etmektir. bu sene de öyle bir sene. biz yine en büyük düşme adaylarından biriyiz. 2. yarı ne gösterir bilinmez ama bu sene diğer senelerden farklı olan birşeyler var

    ali şafak öztürk ilk geldiğinde ne yalan söyleyeyim camianın geneli gibi bende mutlu olmuştum. yıllarca yurtdışında eğitim almış, scouting yaptığı dünya futbolunu takip ettiği global bir internet sitesine sahip, genç, zengin ve efendi bir insan vardı karşımızda. kendinden önceki başkanımız gültekin gencer yönetici olarak çok ama çok başarılı olsa da menajer ilişkileri yüzünden büyük güven kaybetmişti. ali şafakın gelmesi demek bizim için şeffaf bir yönetim, mali olarak hesap sorulabilecek bir dönem demekti. geleceğe umutla bakıyorduk ama ne yazık ki işler umduğumuz gibi gitmedi

    yazımın bundan sonraki kısmı sadece ali şafak öztürk için değil türkiyedeki bütün kulüp başkanları için geçerli. ali şafak öztürk opetin ortaklarından bir diğer ortağı koç grubu. regnum otelinin sahibi. sınırsız harcamakla bitmez parası var. para ile alınabilecek herşeye sahip olma gücü var. helikopterler, yatlar, katlar aklınıza her ne geliyorsa. para herşeyi satın alıyor gibi gözükse de durum pek öyle değil. kulüp başkanlığı paranın açamadığı kapıları açıyor. cumhurbaşkanından randevu almak, valiye, belediye başkanına bir telefonla ulaşmak, televizyona çıkmak, ülke tarafından konuşulmak, milan başkanı ile sohbet etmek, monaco başkanı ile yemek yemek, tv den izlediğin etoo ile nasri ile goygoy yapmak, en önemlisi meşhur olmak...

    ali şafak öztürk antalyaspor başkanlığından kişisel olarak alabileceğinin maksimumunu aldı. kişisel hazza ulaştı. şu anda sıkılmış bunalmış bir ali şafak öztürk var. cebinden verip kendi keyfi için harcadığı paraları kurtarmanın peşine düştü. antalyasporu oyuncak gibi kullandı. şu an kurtulmanın yolunu arıyor. benim antalyasporumu 120 milyon borç ile alıp 400 milyon borç ile bırakıp gitmeye çabalıyor. ligin ilk yarısında maça bile gelmedi. nerede olduğunu bilen yok.

    ben antalyasporluyum. hep öyle kalıcam. hangi lig de oynadığının önemi yok. ali şafak ve ali şafak gibilere kulüpleri teslim ettiğimiz sürece bu duygular bir ömür boyu yaşanacak
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap