• evinize celp geldiyse iki ihtimal var. biri belli zaten. diğeri de bu adam.

    bir anda herkesin nefret ettiği birine dönüşmeyi başarmak büyük meziyet. bravo sana.
  • telif hakkı savunucusu fanları tarafından cansiperane korunan karikatüristtir.

    yalnız anlamadıkları-anlamak istemedikleri bir şey var. öncelikle dava açılan kişiler gördüğüm kadarıyla "ne güzel para kazanıyorduk, niye dava açtın abi?" demiyor. uyarsaydın kaldırırdık diyor ki birçoğu ticari amaçla da kullanmamış. her açılan site para basıyor gibi bir durum yok.

    ayrıca şöyle bir durum da var, evet karikatürler emek isteyen ve telifle korunması gereken işler. ancak şöyle bir saçmalık var ortada, erdil yaşaroğlu'nun şu anda bu konumda olmasının tek sebebi karikatürlerinin sosyal medyada "meme" haline gelmesi. whatsapp üzerinden milletin birbirine göndermesi vs.

    dolayısıyla sen bunu "ünlenirken" işine geliyor diye engellememişsin, ismin duyulduktan sonra çıkıp "siz paylaştınız ama, işte onlara dava açacağım ben." demek ne kadar etik? karikatürlerin yavaş yavaş sosyal medyaya yayılırken, millet birbirine yollarken açsaydın ya telif davanı? yeni mi geldi aklına?

    unutmadan, attığın twiti şimdi gördüm. sizi mutlu ediyormuş karikatür paylaşmamız, paylaşabilirsiniz demişsiniz ama o göt yok bizde. 1 sene sonra çıkıp "paylaşabilirsiniz dedim ama dava açmayacağım demedim." demeyeceğin ne malum?
  • şu satırlar kendisine ait:
    • sevdiğin bir karikatürü paylaşıyorsan bil ki bunda bir sorun yok, aksine çok seviniriz. sadece ve sadece izinsiz karikatür yayınlayan internet sitelerine dava açılıyor.
    • biz sadece izin almadan, ticari amaçlarla karikatürlerimizi yayımlayan kişi ve kurumlara karşı telif haklarımızı savunuyoruz.

    bunları okuyunca yıllar önce kendisinin kurduğu bir internet sitesi olan komikaze.net aklıma geldi.
    bu sitede kendisi "dünyadan" başlığı altında, yurtdışındaki çizerlerden topladığı yüzlerce karikatür/çizim paylaşmıştı. üstelik sitenin tepesine kondurduğu reklam eşliğinde yayınlıyordu: görsel
    öyle uyduruk adsense reklamı da değil panasonic'ten reklam almış.
    gördüğünüz gibi tepesinde panasonic gd67 reklamı olan adreste, her bir sayfada 30 çizim bulunan, en az 11 sayfa var. yani başkalarına ait 330 civarı çizim yayınlamış.

    peki erdil yaşaroğlu, aşağıda örnekleri paylaşılan ve daha yüzlercesi olan, yurtdışındaki çizerlere ait karikatürleri kendisine ait web sitesi olan komikaze.net'te, kazanç elde ettiği reklamlar eşliğinde yayınlamadan önce sahiplerinden izin almış mıydı? hayır.

    görsel | görsel | görsel
    görsel | görsel | görsel
    görsel | görsel | görsel

    sizinki emek de bunlarınki emek değil mi?
    başkalarına ait yüzlerce çizimi yayınladığı sitesinde reklam almış, ticari kazanç sağlamış. günümüzde ise, bir karikatürünü barındıran internet sitelerini bile şikayet ediyor.
  • söz konusu kendi telif hakları olunca adeta bir hak hukuk savaşçısına dönüşen erdil bey, eminim ki şu ve şu gibi maddi gelir elde ettiği işlerinde kullandığı superman ve batman karakterleri için de, bu karakterlerin hak sahibi olan şirkete (yanılmıyorsam dc comics olması lazım) veya onun türkiye’deki temsilcisine ödeme yapmıştır.

    bunlar ilk aklıma gelen, superman ve batman karakterlerini google’da erdil yaşaroğlu ismi ile birlikte aratınca karşıma çıkan sonuçlar. biraz kurcalansa daha ne hak ihlalleri çıkar ortaya.

    erdil yaşaroğlu telifzedesi arkadaşlara tavsiyem, ufak bir araştırma yaparak bu gibi hak ihlallerini belirlemeleri ve hak sahibi şirketlere mail atarak bu konuda bilgilendirmeleri.

    eminim ki en kısa sürede işlem başlatacaklardır. gelişmiş ülkelerde telif hakları çok ciddiye alınan bir mesele.

    tanım: telif hakları savaşçısı.
  • karikatürlerini sevmez ve kim olduğuyla ilgilenmezdim. sosyal medyada ve ekşide telifle ilgili davalarını yoğun bir şekilde görünce şöyle bir bakayım dedim.

    "ailesi aslen rize'nin ardeşen ilçesindendir."

    bunu gördüm, başka bir şey söylemeye gerek yok. ***
  • büyük risk alarak bu entry'yi girmekteyim. okuduktan sonra (evet okuyor emin olun) artık telif davası mı açar yoksa tazminat mı keyfi bilir. neyi finanse etmeye çalıştığını bilemeyeceğim. fakat saz arkadaşlarıyla birlikte karikatürden türkiye'de en büyük parayı götürmüş biri olarak bu kadar fukara edebiyatı yapması gözlerimi yaşarttı.

    bu sırtlan postu giymiş fosil çizer profesyonel destek alarak organize bir şekilde önce internette içerik taraması yapıp, akabinde ev hanımı ayşe teyzeden, bakkal hasan amcaya kadar denk getirebildiği herkese dava açtırmakta bir süredir. basit bir google taramasıyla mağduriyetin mide bulandıran boyutlarını rahatlıkla görebilirsiniz.

    telif elbette eser sahibinin hakkıdır. lakin dünyanın hiçbir yerinde sıradan vatandaşı hedef alan bir cadı avı göremezsiniz. örneğin aklınıza şöyle bir getirin reddit'de en son güldüğünüz karikatürü. işte onu paylaşandan ve platformun sahibinden onbinlece tl'yi varan (telif adı altında) para koparmaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. tam da günümüz türkiye'sinden bir manzara esasında. ironik olan ise başroldeki şahıs ve arkadaşarının sözüm ona öteki mahalleyi temsil etmeleri.

    özetle iyi oldu böyle olduğu bir yerde. takke düştü kel göründü. bu tipler hiçbir zaman okuyucu odaklı bir yayın politikası izlememişlerdi. ne zaman paraya sıkıştılar, muhaliflikleri o noktada bitti, ceketlerini aldılar ve tüydüler. sen öğrenci halinle harçlığından biriktirip, yeri geldiğinde öğlen yemeğini pass geçip dergi almışsın umurlarında olmadı.

    bu kadar sıkıntı ve sansür içerisinde tek eğlencesi sosyal medya ve internet olan memleketteki sıradan vatandaştan tazmin ettiği paraları (boğazından geçiyorsa) doya doya ye(!) erdil efendi. para gelir ama kaybettiğin itibar bir daha gelmez.
  • bu arkadaşın başlığına epeydir uzun bir şeyler yazmayı planlıyordum. değmez ama en azından iyi insanları başlık altında bulmuşum; yazarım. erdil yaşaroğlu umrumda değil. sikerler karikatürünü, yarrak gibi bir espri anlayışı var zaten. konu farklı, konu yağma düzeninin sözde aydınları...

    2004 yılı sanırım, o aralar canlı müzik yapan bir insandım. 20 yıl sahne aldım, belki daha fazla. şu an yazılım sektöründe olsam da kopmadım, kopamam. youtube cover olayları pek yoktu o tarihlerde, hatırlayan bilir. hepimizin sevdiği bilgisayar oyunları, filmler vardı. heroes of might and magic oyunu ve bazı filmlerin müziklerini kendi kendime tıngırdatmaya başladım, takılıyordum evde gitarla. pijamayla evde dolaşırken kötü bir kamerayla youtube'a videoları çekmeye başladım 2007-2008 civarı. fikir 2004 ama aşk hayatımdan dolayı salaklığıma verin, geciktirdim; kafalar karışmasın. at hırsızı gibiydim kayıtlarda ama bir düşüncem vardı; "birileri bu eserleri gitarla cover yapmalı." diye sayıklıyordum ve estetik derdinde değildim. o güne kadar youtube üzerinde resmi soundtrack kaydı bile olmayan oyunların, bazı filmlerin theme'lerini gitara adapte ettim. hatta bir tane de direk resmi kayıt koydum. kendi yapamadıkları reklamı yaptım. hala da durur kayıtlar (bakın muhatap sony pictures, ubisoft, 3do).

    peki ne oldu? telif için mahkemeye mi verildim? eser sahibi geldi, her videoma teşekkür etti, arkadaş olduk. bu bahsettiğim insanlar erdil gibi götü boklu insanlar değil, dünya çapında sanatçılar. marka değerine katkım olmuştu. hala da mesaj gelir, cover yapmaya devam etmelisin gibisinden.

    hiçbir boku yapamayıp her şeyi yaptığını iddia eden bir milletiz. ülkenin sanatçılarının, edebiyatçılarının, aydınlarının yüzde 95'i kompleksli. ama inanın biliyorlar; ancak böyle bir yağma düzeninde tutunabilirler. ülke dışında geçerlilikleri yok, kimse siklemiyor. bulmuşlar saf bir millet, telif ayağına tokatlıyorlar.

    sanatınıza sokayım!
  • yurdum çakallarından sadece birisidir. fazlası değil.

    ayrıca çizdikleri komik bile değildir.
  • okan bayülgen: erdil senin hayatını değiştiren bir kitap oldu mu ?
    erdil yaşaroğlu: olmaz mı? öss kitabı.. elime aldığımda hiç birşey anlamadım ve güzel sanatları seçtim...
  • cizdigi ciftlik hayvanlari temali karikaturler ile kendini kanitlamis cizer;

    at: peki sen yilbasinda ne yapacaksin?
    hindi: evde konusurlarken duyduk, yilbasi partisine goturecekler galiba...
    tavuk: ayy ne guzel... keske beni de goturseler...
    hindi: vallaha tam duyamadim ama ben yetmezsem seni de gotureceklermis...
    inek: ne dersiniz, su hindiyle tavuga gercegi soyleyelim mi?
    koyun: sakin haa, onlar kurban bayraminda bize bisi diyorlar mi?
    kopek: bu gidisle diyemeyecekler zaten...
hesabın var mı? giriş yap