• tipiniz pakistan, tribiniz isviçre (lütfen hakaret olarak algılamayın ama durum bu)

    6 mesajdan sonra "sevgili" olmaya çalışan onlarca kadın gördü bu gözler.
    siz ilişki kavramını bilmiyorsanız sorun bizde değil gibi?

    düzgün erkekleri üzdüğünüz için elinize onlar kalmış olabilir.
  • kadın erkek diye ayırmıyorum. sevgiyi saygıyı ve özellikle ahlakı toplumca tükettik. hep daha farklısı var mı dur şunu da deneyeyım kafası var insanlarda. güven duygusu bitmiş kim kimle belli değil. evli arkadaşlarıma bakıyorm özendiğim evlilik inanın sadece 2 tanesi o kadarın içinden. çoğu tükenmiş öylesine devam ediyor işte. bu konuyu konuşsan yazsan sabaha kadar sürer. ama özeti tükettik her şeyi... hala inanıyor musun diye soranlaraysa? ben varsam o da bır yerlerde vardr dıyorum. inancımı kaybetmek istemiyorum... aşk sevgi saygı sadakat sabır emek hala benim için kutsal kelimeler...
  • zor değil hanım ablamızın ben anlıyorum fakat olaya bütünü ile ele alırsanız sebeplerin çok başka olduğunu görürsünüz kadınlar için her zaman bir alternatifiz malesef bu böyle yedeğimiz hep var gençler
  • hemcinslerim artık genellikle 35'inde falan ergenlikten çıktığı için doğru olan önermedir.
  • ciddi ilişkiyi zor bulan ve bulduğunun kıymetini bilerek evlenen bir erkek olarak şunları söyleyebilirim. öncelikle ciddi ilişki kurmanın günümüzde kadın-erkek ayrımı olduğunu düşünmüyorum. ancak bazı açılardan bakacak olursak eğer erkekler kadınlara göre evet daha zor ciddi ilişki kurar hale geldiler. kadının erkeğe göre ciddi ilişki kavramı ile erkeğin ciddi ilişki kavramı bazı noktalarda ciddi ayrımlar göstermekte. sanal ortam her iki cins içinde güven unsurunu zor bulunur bir hale soktu. herkes herkese şüphe ile bakar hale geldi. bir erkek genellikle seveceği,hoşlanacağı,iyi vakit geçireceği ve güveneceği bir kadın ile ciddi ilişki kurmak ister. maddiyat sonrasında önemsenir ya da önemsenmez. ancak kadın için durum biraz daha farklı bir hal almaya başladı. bir erkek beğendiği ve düzgün bulduğu bir kadını kolay kolay kaybetmek istemez. maddi şeyler 2. plandadır genellikle. ancak bir kadın için öncelikli şeyler genellikle erkeklere göre çok daha fazladır. manevi değerlerin içerisine maddi değerlerde bolca girer. düzgün bir erkeğe çoğu zaman vakit bile ayırmadıklarından tanıma şansları olmaz. çünkü cüzdanı yeterince dolu değildir, şık bir arabası yoktur, pahalı mekanlarda paylaşımları yoktur. çünkü tüm toplum özellikle kadınlar tüketim çağı ile beraber her şeyin daha fazlasını ister hale geldiler. bunun sonucu olarak da bir erkekte her türlü kriter aranır oldu. buluşmaya otobüsle gelen bir erkek ile gösterişli arabası ile gelen erkek arasında epey fark vardır. arabası olan erkek tanışma fırsatını daha çabuk elde eder ve kriterlerin bazıları çoktan kafalardan silinir. değer verdiğini sandığı şeyler bir anda yok olur gider. sonra ne mi olur. manevi değerlerini önemsemiyi unutanlar hayal kırıklıkları yaşamaya başlar. örnekleri çevrenizde onlarca vardır diye düşünüyorum. bir erkek kadında dış görünüşü bir kadında bir erkekte maddiyatı ön plana çıkarıp tanıma kavramının gereklerini unutursa her zaman hayal kırıklığı olur. mutlu olan insanlara dikkat edin en çok beraber olmak ile mutlu olan insanlardır. yeri zamanı yoktur böyleleri için. siz siz olun önce hayattan ne istediğinize karar verin sonra doğru kişi sizi bulacaktır.
  • sadece erkeklerle değil, kadınlarla da ciddi ilişki kurmak çok zorlaştı.

    şimdi ben bir bankada çalışan işinde gücünde bir adamım. bundan 20-30 yıl önce benim gibi birinin seçenekleri komşunun eli yüzü düzgün kızı, üniversiteden okul arkadaşı ya da işyerinde tanışılan birinden ibaretken şimdi internet çağında yaşıyoruz, her şey parmağının ucunda ve bu her şeye karşı cins de dahil.

    doğrudur, şu durumda pekçok erkek önüne gelen kadına yazıyor ama aynı zamanda kadınların mesaj kutusu da kendilerine gelen mesajlarla dolup taşıyor. şimdi bu durumda kıvanç tatlıtuğ falan değilsen eğer, o mesaj kutusundaki 50 kişinin arasından sıyrılmak o kadar zor ki. kızın biraz ilgisini çekmek için haddinden fazla şebeklik yapman gerekiyor. ama sen şebeklik yaptıkça kızın ilgisi artarken saygısı da azalıyor. üstelik yarın senden bir tık fazla şebeklik yapan bir başkası kızın ilgisini çekebiliyor. e bu durumda kız açısından sıfır efor ile elde edilen bir sürü değersiz şebekten birisin ve bugün seninle canımlı cicimli konuşurken yarın mesajlarına cevap dahi vermemesi o kadar olası ki...

    bütün bunlar insanın sinirini bozuyor ve bir müddet sonra bünyeye bu kadar şebeklik fazla gelmeye başlıyor. bu noktada düzgün adamlar yarıştan kopuyor ama aslında zerre kadar ciddi olmayan birileri aşık taklidi yapıyor bir başkası pahalı hediyeler alıyor ve şebekliği bir üst seviyeye taşıyor.

    e bir de kadınların iyiyi değil, en iyiyi istemesi olayı var ve bu düzenin içinde o kızın diğer sekmelerde senden başka 5 kişiyle daha yazıştığını bile bile ona inanmak, güvenmek o kadar zor ki...

    e sonra güven problemi başlıyor, sen ona güvenmiyorsun, o sana güvenmiyor, aaa bir bakmışsın ya ilişki başlamadan bitmiş ya da aç bakayım sana ne yazmış, hatta yetmedi kıza şifreni ver, yetmedi kıza telefonunu ver, daha başlarken yüz göz oluyorsun gereksiz yere...

    ister kadın ol ister erkek internet çağında bu seçenek fazlalığı ve güven problemi ilgiyi, eforu bir kişiye yöneltmeni engelliyor ve bir bakmışsın yaş 30 oluvermiş.

    yine çağın getirdiği bazı şeyler var, mesela çok değil 20 yıl önce ben ortaokul-lise çağlarında iken bir kızın bırakın bikinili bir fotoğraf paylaşmasını dekolteli bir pozunu dahi göremezdiniz. şimdi bikinili profil fotoğrafları, götüm var pozları, plajda kitap okuyorum ayağına bacak göstermeler falan o kadar olağan ki.

    ve mesela eğer ajda pekkan falan değilseniz estetik ameliyatlar, burun yaptırmalar, meme büyütmeler falan olacak iş değilken şimdi instagramda öncesi sonrası fotoğrafları paylaşılıyor.

    sonra da bunları yapan kadınlar cinsel obje değiliz isyanında. e ablacım ben senin profilinde bacaktan, memeden, gece klübünde içtiğin tekiladan başka bir şey görmüyorum ki neyini ciddiye alayım? bakın konu bekaret falan değil, senin bedeninden başka bir şeyin yoksa ortaya dökecek, ben senin neyini ciddiye alayım, ne diye sana yazan 50 şebekten biri olayım?

    ve bakın daha flört aşamasındayız, evlilik tarihi yaklaştıkça insanın ensesinde boza pişiren gelin adaylarını, bitmek tükenmek bilmeyen istekleri, ağırlığınca altın isteyenleri falan hiç saymadım dikkat ederseniz. daha o aşamaya geçemedik.

    geçenlerde karantinadan evvel lise arkadaşlarımla topluca bir yerde buluştuk, orda birkaç fotoğraf çekildi vs. o gün orda olmayan liseden bir kız bana mesaj atmış, naber nasılsın diye. e bu kız allah var güzel kız ama lisede bizim yüzümüze bakmazdı, şimdi ne alaka buluşalım görüşelim muhabbeti? profiline de baktım, bacaktan başka bir şey gözükmüyor, bana kadar düştün mü yaa diyesim geldi.

    neyse gençler çok da bok atmanın alemi yok, biz de değişik mecraları değişik zamanlarda kullanarak flört etmeye çalıştık. fakat olmuyor, olduramadık. ben artık mesaj kutusunu falan kapattım, beni bırakın siz devam edin.

    ben eski kafalı adamlar gibi işyerinde bir kız kestirdim gözüme, olursa ona yazacağım. olmazsa da kıfsmet değilmiş der, yoluma bakarım.

    mesaj gitti, gitmedi. gördü ama cevap vermedi. bir paragraf mesaja 10 saat geçtikten sonra 2 kelime cevap verdi falan gibi saçmalıklarınızla daha fazla uğraşamayacağım.

    zira midem kaldırmıyor.
  • bir kısım paragraf paragraf erkeklere döşemiş: "eskiden mert, tek kadını seven, doğru adam vardı." - bir kısım da paragraf paragraf kızlara döşemiş: "siz piç erkeklerle gönül eğlendirirken düşünecektiniz."

    takdir edersiniz ki böyle bir hadisenin sebepleri sadece mahalle kavgasında dile getirilebilecek üstteki cümlelerden birisi değil. zaten sebep hiçbir zaman kadın cinsi veya erkek cinsi olmadı. yine değil.

    ciddi ilişki diye nitelendirilen şey esasında biraz da; evlilik arifesidir. evliliğin temeline inmek lazım. son 20 yıldır evlilik müessesinin ne durumda olduğunu biliyor musunuz? türkiye’de günümüzde yapılan evliliklerinin %30’undan fazlasının boşanmayla sonuçlandığını? avrupa’da 20’lerde olan ortalama evlilik yaşının 40’lara dayandığını?

    evlilik bitiyor. insanlığın en büyük icatlarından biri olan, bugüne kadarki düzeni kurmamızı sağlayan, devletlerin en çok desteklediği bu fiilin sonuna geliyoruz. ben diyeyim 20 yılı var, siz deyin 50 yılı. ama daha fazlası yok. zibilyon tane sebebi var ama; en önemli sebeplerinden bir tanesi çıkış amacının anlamını yitirmesi. toplumda düzeni sağlamanın en kolay yoluydu evlilik. üstelik evlenen insanların suça, belaya karışma oranları inanılmaz düşüyordu. sağlık, ekonomi… her anlamda medeniyetleri geliştirdi. hiç yoksa nüfus çıkarttı. daha 50 yıl önceye kadar “çok nüfus = büyük askeri güç” denklemi olduğunu düşünürsek, ne demek istediğimi anlayacaksınız. ve şimdi; nüfus geldi tavana vurdu, toplumda düzeni sağlamanın yeni yollarını bulduk, suçla mücadelede çok ilerledik, ekonominin dinamikleri değişti.

    özellikle 90 ve sonrasında doğan nesil, gelecekteki dünya düzenimizi belirleyecek kesim. ve şekillendirmeye başladılar bile. bir sürü araştırma yapılıp çiziliyor. gelecek “kiracı” bir nesil. mülkleşmeyi anlamsız gören, birikim yapan belki ama arsaya, tarlaya gömmek gibi bir fetişizmi olmayan, düzenli bir memur hayatı yerine hareketli bir expat hayatını hayal eden, 10 yıl sonrasına yatırım yapmak yerine bugünden daha yoğun haz almak isteyen farklı bir nesil. bu neslin neden böyle olduğu hakkında sayfalarca yazı yazılabilir. ama konumuz o değil.

    evliliğin bitmesi doğal olarak ciddi ilişkileri de bir hayli azaltıyor. yeni dünya düzeninde “havalı” olan şey eve geldiğinizde bir tas çorbanızın hazır olması değil. bayramlardaki o sevimli aile ziyaretleri değil. 15 yıl bir yerde çalışıp, “sadık” bir çalışan olmak değil. emekliliğin hayaliyle müthiş düzenli bir hayatı idame ettirmek hiç değil. artık insanlar; bomonti’de loft bir evde, bit pazarından aldıkları ucuz ama şekil mobilyalarla kreatif direktör gibi (?) şekil şukul meslekler icra edip, bol bol flörtler yaşayıp, otunu tüttürmenin hayalini yaşıyor. insanların bu hayale erişip erişememesi önemli değil. zaten hayallerindeki aile hayatının da %20’sine erişemiyorlardı. mevzu, ideallerin değişmesi mevzusu. yeşilçam filmlerinde en doğru adam; tek kadını seven - en doğru kadın da hayatını adayacağı tek erkeği bekleyen kadındı. insanlığın toplum için yarattığı propagandalar sanata tahminimizden daha çok yansır. şimdi bohem seviyoruz. ıssız adamı, farklı kadını. bugünkü çoğu insan 30 yıl önceki türkiye’de “marjinal” diye nitelendirilirdi. şimdi normaller. yeni normalde “hayatımın aşkı” klişesi yok. “her ilişki yeni bir tecrübe” sloganları var.

    bence ilişkiler adına çok kaotik bir dönem bizi bekliyor. bireyselliğin bu kadar öne çıktığı, teknolojinin bu kadar hayatımıza girdiği şu dönem; yepyeni bir düzene giriyoruz.
  • aşık olmaktan, bağlanmaktan, terk edilmekten, evlenmekten, aldatılmaktan vs. korkuyoruz. inanın sorun bu korkmak. malum artık kadınlara güvenmek çok zor, bizi değil de parayı sever diye korkuyoruz
  • agah aydın'ın bu konuda güzel bir tespiti var:

    'eskiden kadınlar cinselliği esirgerdi erkeklerden, şimdi ise erkekler kadınlardan ilişki esirgiyor.'

    etraf erkekleri ilişkiye ikna edemeyen kadınlarla doldu.çünkü cinsellik kolay ulaşılabilir oldu erkekler için oyüzden de erkekleri ilişkiye ikna etmek için kadınların farklı argümanlara ihtiyaçları var artık.
  • hic bir erkekle ciddi iliski kasmayın, kadinlar sizde hata var, olursa olur ama her buluştuğumuz erkekle ciddi mi düşünmek zorundayız ? bu kadar ciddiye alınacak bir sey goremedim, hiiicc. böyle seyler zorlama ısmarlama da olmuyor ayrica, zaman gecirmek, deger vermek sonra olursa ciddiyet. su hayatta ölümden daha ciddi ne olabilir ki? belki o bile ciddiyetsizdir.
hesabın var mı? giriş yap