erken
-
yunancasi : noris
-
(bkz: piç)
-
(bkz: early in the morning)
-
argoda; kendini bir tarza oturtamamış, kolpacılıkla ugrasan kimselere de verilen sıfat.
-
vaktinden önce.
aslında öyle bir kavramdır ki insan bir şeyi erken yaptığında da bir şeyleri kaçırmış olur ve bunun üzüntüsünü yaşar. tıpkı geç kaldığındaki gibi. bazen çenemi tutsaydım 2 gün daha, ah keşke nidalarına sebep olan kavramdır. -
zekası normalin gerisinde olduğu düşünülen insanlar için de kullanılır. sanırım erken doğum dan geliyor *
-
ne kadar erken, o kadar geç.
imrenilecek bir zeka türü bu bakımdan. -
geredelilerin sabah anlaminda kullandiklari sözcük.*
-
suistimale açık kelime. hayatım boyunca kötü kullandım ben bu kelimeyi. eve gitmek için çok erkendi, işe gitmek için de öyle, arkadaşlarla buluşulacaksa, sevgili bekliyorsa yine erken, ders çalışırken "şimdi değil de, yarın erkenden", içki masasından kalkılacaksa "ohoo, daha çok erken". hep karar vermem gerekiyordu ama erkendi her zaman. hayatın ortasında, göt gibi geç kalmış olduğumda fark ettim hep asla erken olmadığını. o zamanları da "artık çok geç" diyerek takmadım kafama. mutluyum.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap