eski karım

• hala sen varmissin gibi
  iki yastikla yatiyorum
  
  kimseye soyleme gidisini, ben soylemedim.
  elimde senin siparisin olmayan torbalarla geliyorum eve.
  aglaya aglaya opuyorum yattigin yastigi yorgani
  sanki beni az once opucukle yolcu etmissin gibi cikiyorum sokaklara,
  ust komsuya hava atarak. bir fiyaka bir gorsen.
  ne garip insanlar!
  butun mahalle hatta alttaki bakkal bile seni gecen kasim oldu saniyor
  ne garip insanlar!
  hala her sabah bana selam veriliyor.
  sanki yasiyormusum gibi....
  
  ceyhun yilmaz
• bir orhan veli şiir'i
  
  eski karim
  
  nedendir, biliyor musun;
  her gece rüyama girişin,
  her gece şeytana uyuşum,
  bembeyaz çarşafların üstünde;
  nedendir, biliyor musun?
  seni hâlâ seviyorum, eski karım.
  
  ama ne kadınsın, biliyor musun!
• amerikalıların my ex dedikleri kisi.
• neden artık karım değil eski karımsın biliyor musun? çünkü benim sevgim sana yetmedi. seni mutlu etmedi. alıngan ve kırılgandın ama daha kötüsü kompleksli ve buyurgan...sadece şımarık değildin aynı zamanda hayatının sorumluluğunu alamayacak kadar da korkak.
  ben mi? evet ben de şüpheci ve kararsızdım. sorguladım. emin olamadım. ama sonunda tüm şüphelerimde haklı çıktım. çünkü sen korktuğum gibi biriydin:
  motivasyonunu başkalarının beğenilerine göre şekillendiren, küçük kasaba kızı.
  ve bir şey daha... öğrenecek çok şeyin var ama en önemlisi şeffaflık.
• anlayacağın çok şanslıyım, şimdi bir de anadolu yakasında ehven bir 2+1 bulursam, ayrıldığım eşim de onun alımına yüz bin kadar destek olursa neredeyse hiç ezilmeden düzen değiştirmiş olurum. kızım bu ayrılışta hiç sorun yaşamayacak ve çıkartmayacak demiyorum, açılış olarak tavrı pek güzel. eski karım olacak annesi de ben evlerine gidip çıktıkça nispet neşesi sergilemiyor, durgun duruyor, uzun uzun kapıda bekleyip uğurlar gibi yapıyor. daha ne olsun? hep arzuladığım şeye, ayrıldıktan sonra gönül birliğini korumaya pek de uzak değiliz^*. (bkz: evden kovulmak/@ibisile)
  
  durgun oluyorum, dağınık oluyorum, (eski) karımdan ayrılık düşleri görüyorum -sahiplenici ton, şavksızlığımı belli ediyorum. sonra bir an bir konu, bir insan, bir kadın biraz ve birden yükseltiyor beni, sonra normal hüzün akağına geri dönüyorum. gözlerim benim dikkatimi çekmemek için bir iplik boyunda gözyaşı bırakıyor. bir arkadaşım '18 yaşında, sadece sevişmenin zevkini bilen bi kızla olacağına hasta kadına yapıştın, demek ki sen kendine düşmansın, belanı arıyorsun,' diyor. eh, haklı, ama güzeli çirkini belalı ve belasızı kişisel ilişkiyle bulunuyor, bakkal manavdan ısmarlayamıyorum. her insanda kendimle karşılaşmak zorundayım galiba. belki fahişeye sığınsam bile yine bu gerçek kendini dayatacak.
  
  (bkz: eski eş), eski karı