• yüzsüzlükte çığır açmaktır.

    yıllar sonra dört kere değiştirdiğim telefonumu bulup aradığında beni aldattığı için pişman olduğunu, boşandığını (ki beni boynuzladığı elemanla yıldırım nikahı yapmıştı.) ve bir şansımızın daha olduğuna inandığını söylemişti.*

    yanlış numara deyip kapattım arttık napıcan. yeterince delirttiği için kotam dolmuştu.
  • çocuğunun olması gibi şeyleri haber vermek için yapıyor arada sırada. her defasında farklı numaradan arar. ergenliği atamadı adam üstünden.
    + sanat tarihi nasılsın?
    - iyiyim sen nasılsın?
    + iyiyim. oğlum oldu benim adını deniz koydum.
    - allah bağışlasın. ismiyle yaşasın*
    + belki bilmek istersin diye düşündüm.
    ... sessizlik.

    yahu niye bilmek isteyeyim, beni solistinle aldatmanin üzerinden geçen onbeş yılın sonunda ben niye senin hayatınla ilgileneyim? evlendin yine aramaya devam ediyorsun..manyak mısın? diyemedim.
    kendine iyi bak diyerek kapattım.
  • gizli alarm sistemi gibidir, tam biriyle yeni bir şeyler yaşamaya başlarsın, hissedip ikişer üçer arayıp kafa karıştırmaya çalışırlar, kanmayın bunlara.
  • arasın açmam. mesaj atsın cevap vermem hatta engellerim. bir kere yenik düştüm aramalarına kayıtsız kalamadım. sonrası yine hüzün yine hüsran.
    onur dediğimiz şey omur gibi. kırıldığı zaman belden aşağısı tutmuyor felç oluyorsun.
    iyisi mi, o sularda tekrar yüzmemek.
  • 2 tiptir bunlar.

    birinci tip, onca zamana karşı sizi bıraktığı yerde sanır. hiç bir şey olmamış gibi mesaj atar, arar, görüşmek ister. genelde yalnız kaldıgı zaman olur.

    ikinci tip, aylarca ya da yıllarca içinde tuttuğu duygularını çok fazla alkol alıp gecenin bir vakti arar, yazar, ağlar.
  • 4 yıl sonra onda kalan atkımı kızılaya bağışladığını söylemek için aradı kadınlar neden bu kadar tuhafsınız
  • eğer o terk ettiyse ve seni arıyorsa muhtemelen başka birini bulamamıştır. eğer sen terk ettiysen ve seni arıyorsa o zaman seviyordur.
  • aramasın yavşak.
  • en hoşlanmadığım şey. insanın istemediği başına gelirmiş misali itina ile yaşadım bu olayı. olm manyak mısın sen? lan aldattın beni aldattın ahsgdhd seninle en son yüz yüze 10 sene önce görüştüm. napıyon? ben askerden döndüm, bankada işe başladım doğum günün kutlu olsun diye aranır mı? ahahhsd ruh hastası. lan aldattın aldattıııın! yalan söyledin! 10 sene sonra napıyon diye arıyorsun snbejhd. bravo valla, yürek yemişin resmen.

    edit: hiçbir zaman hayra olmaz bu aramalar. asla devam etmeyin, asla inanmayın. asla. kendinizle, biten ilişkinizle barışın. konuyu kapatın gitsin. geriye bakarak yaşanan bir hayatta mutlu olan tek bir insan görmedim ben.
  • hayatımda ilk defa yaşadım ve böyle şeyleri başkaları anlattığında yav he he der gülüp geçerdim de oluyormuş be.
    dün öğle saatleri kütüphaneden eve geldim sınav falan kafa olmuş bi milyon. evde dünden kalan bi lahmacun vardı onu gömmeye çalışırken telefon çaldı bi baktım gizli numara. hoaydaaa hiç sevmem gizli numaraları açmayı ama açtım.
    -...
    -alo
    -efendim
    -beni tanıdın mı?
    -çıkartamadım
    -ben x

    oha lan 5 yıldan fazla oldu nerden buldun da geldin. 4 ay önce facebook'ta kısa bi konuşmamız olmuştu "nişanlandım aralıkta evleniyorum sende ne var ne yok" demişti. o zaman bi sevgilim vardı ciddi düşündüğüm "biz de sözlendik işte" dedim bi anlık gazla. öyle bitmişti.

    birbirimizden uzakta yürütmüştük 1,5 sene boyunca. sonra üniversite sınavı falan derken bitip gitti. liselisin lan çocuksun ne kadar ciddi olabilirki. ben numaramı 1 kere değiştirdim o 3 kere değiştirmiş.

    numaramı başkanlığını yaptığım bi kulübün twitter sayfasında her duyuruda paylaşıyorduk oradan görmüş bi arıyım demiş. oturduk 3 saat konuştuk. 15 gün sonra evleniyormuş. hayırlı olsun dedik tabi. sende ne var ne yok dedi yine tabi. biz sözü attık dedim. inşallah barışırsınız dedi.

    insanlar kötü ayrılmayabiliyor. o kız hala arayıp soruyor merak ediyor belki art niyetli düşünceler geliyor aklınıza okurken ama benim aklımdan hiç geçmedi. çünkü o beni gerçekten sevdi ben de onu gerçekten sevdim. sevmek sadece aşık olmak anlamında kullanılmaz. değer vermek, sevmek, güvenmek günümüzde o kadar uzak kavramlarki ilişkilere. en küçük şeye trip atıp giden, en küçük kıskançlıkta çekip giden ortada bırakan insanlar olduk. ilişkiyi yönetmeyi hep olumsuzluklar üzerine kurduk. kaçan kovalanır deyip kaçtık birbirimizden. başka yöne kaçmak yerine birbirimize koşsak sarılsak olmaz mıydı?

    3 saat boyunca neler yaptığımızı hayatımızda nelerin değiştiğini anlattık durduk. ve en sonunda gülerek kapattık telefonu. gerçekten sevdiyseniz birbirinizi telefonu da defteri de gülerek kapatın. üzmeyin birbirinizi birkaç yıl sonra gülüp "asdasdadsd ne salakmışım ya" diyeceğiniz anılar için.

    ben bu entriyi 2015 aralıkta girmiştim. değişen şeyleri de anlatayım.

    beni arayan eski sevgilim evlendi. ama hala bana yazıyor. "kıymetimi bilemedin zamanında" gibi bi cümle kullandı ve bi daha cevap vermedim. evli olduğu adamın yerine koydum bi an kendimi "iyiki bitirmişim" dedim. ha bu arada yazıda bahsi geçen diğer sevgilim de beni aldattı o yüzden ayrılmış benden.

    kızlar! aşk-ı memnu izleyip kendinize o tip bi hayat kurmaya çalışıyorsunuz. entrikalardan, gizli yazışmalardan aşklardan keyif alıyorsunuz farkındayız. ama yetmedi mi artık bu karaktersizlikler sizce de? hayatınızdaki adama, evinize, en çok da kendinize sayginiz yok artık. bunun adı kezbanlık değil düpedüz orospuluk.

    edit: o yaz bu evlenen eski sevgilim mesaj atmaya devam ediyordu. en son aynen şöyle bi şey yazdı: biz aslında evlenmedik, nişanlım dus'a (dişçiydi) girecek sonra evlenicez. yani hala evlenmediğimiz için bi şansımız olabilir.

    kendisine bi daha yazmamasını aksi takdirde kocasını bulup bu mesajları göstereceğimi söyledim. ertesi gün "aa o mesajları arkadaşım yazmış hesabım onda açıktı" minvalinde bi mesaj attı ve son mesajı o oldu. yanarım yanarım evlendiği adama yanarım. yazık!
hesabın var mı? giriş yap