• benim kuzenler evlenmeye başladığında ben bacak kadar çocuktum. onun için hayatımda hiç ''olm kuzenle yarıldık gülmekten'', ''yine geçen yaz kuzenle...'' gibi hikayelerim olmadı, ağzımı yaydıra yaydıra ''kanka vuar yaa kuzeen bana bir karıa yuapmışş...'' gibisinden cümleler kuramadım. benim akranım iki tane kuzenim varsa da, bir tanesi müslüm gürses konserinde üstünü başını yırtıp kendini jiletleyen bir tip. diğeri de, denizli'de yaşayan kendi halinde, eline yareni versen ''gavurmalaa geynesın e-heyyy'' diye çalar, vermezsen ''nerde acep benim yarenim gaari'' demez, öyle mazbut gocıman bir çocuktur. yani öyle kuzenle ortamlara akalım gibi bir durumum olmadı hiç.

    tabi bu evlenen kuzenlerin ilk geceden itibaren icraata geçmesi ile bizim hanede elektrik, su, telefon faturasının yanına sabit gider kalemi olarak küçük altın da eklenmeye başladı ki, artık babam ''söyle yeğenlerine kunnamasınlar artık! şerefsizim boşarım seni'' diyerek annemi tehdit etmeye başlamış hale gelmişti. e haliyle annem de yeğenlerine gidip ''az düzüşün enişteniz kızıyor bak'' diyemediği için bunlar çılgınca üremeye devam etti. misal bayramlarda bizim antre lc waikiki nin ayakkabı reyonu gibi olurdu, her aile ferdi sırtına dört tane çocuk alma ile mükellefti.

    zaman ilerleyip geneli mütaasıp bir hayat süren kuzenlerimin çocukları büyüdükçe interneti kullanmaya başladı ve sülalenin batıya bakan ender yüzlerinden birisi olarak beni pek bi sevdikleri için internet faaliyetlerine beni de ortak etmeye başladılar. her gün facebook'tan onlarca arkadaş ekleme talebi geliyor, ben liseden berru'dur, eski işyerinden nihan'dır heyecanı ile açtıkça; safinaz ablamın 2 ve 4, ömer abimin 1 ve 3 numaralı çocuklarını arkadaş listeme ekleyip kendi içimde klanımı kurmaya başlıyorum. bazen bakıyorum bizim sabinin arkadaş durumu ne diye, listesinde 35 tane arkadaşı görünüyorsa bunların 22 tanesi mutual friend yani yaşları 13 ila 18 arasında değişen diğer yeğenler.

    ulan bir bakıyorum içinde onlarca şirinlerin olduğu fotoğrafta şirin baba olmuşum. bir bakıyorum leğenin içine yerleştirilmiş bebeklerin en çirkini olmuşum. profilime giriyorum bir bakmışım jelibonlar sıraya dizilmiş, ben en öndeki mor ayıcık. düşünmüyor da eşşoleşşekler ''-bu adamın yaşındayken babamızın dört tane bebesi vardı, ne hakkımız var bu herifi bekar kaldı diye maymun etmeye?'' diye. birisi görecek de rezil olacam diye günde yirmi kere sayfamı kontrol ediyorum yeminlen.

    kaç kere tehdit ettim sıpaları yine de beni çok sevdiklerini öne sürerek ısrarla yapıyorlar. alın şimdi de fıstık yeşili civciv olmuşum mınısikiim.
  • benim başıma kedi fotoğraflarında taglenmek gibi bir talihsizlik geliyor bir süredir..

    hayvan kısmından kedi köpeği kendine yakın bulan ama bir şekilde kediye tapan çoğunluğu kadın arkadaşlarım var benim (köpeklerin da uslu ev köpeği olanlarını seviyorlar, sokak köpekleri kedileri kovaladığı için onlara da karşılar ahahaha).. doğa korumaya, çevre sorunlarına bu kadar duyarsız olup tek kedi sevebilmeyi çelişkili ve sıkıntılı buluyorum açıkçası.. asıl, hani hayvan haklarını savunuyorlar ya, bir şekilde artık; ayrımcılığa: ırkçılığa, milliyetçiliğe, cinsiyetçiliğe, türcülüğe ve diğer tüm nefret suçlarına nasıl sessiz kalabiliyorlar hiç anlam veremiyorum.. ama bu arıza o kadar bilindik ve yaygın ki çevremde, ses etmez oldum.. ayrıca tutarsız bulsam da duruşlarını -bunu ifade etsem de- sevmeme engel değil; kedi seviciler falan ama çok tatlı insanlardır zaten, neden sevmeyeyim.. büyüyünce hepsi panter emel olacaklar, canlarım benim...

    işte bu arkadaşlarımın hobisi facebooka kedi fotoğrafı eklemek.. yavru kedi fotoğrafları daha çok beğen-like aldığından minişler, yavruşler, minikler, pisicikler ve benzeri isimler altında çeşitli albümler oluşturmuşlar.. insanlar çok değişik; onlar da o şekilde sosyalleşme ihtiyacını tatmin ediyor sanırım..

    ve ne yazık ki beni böyle sevgi kelebeği falan sanıyor bu arkadaşlarım.. sanmıyorlarsa da benim de like etmem için tagleniyorum. ya da sen de bizdensin (hayvan seversin), biliyoruz tavrı bu (sizin gibi hayvanseverlerden hiç değilim).. like butonu ile beslenmece; vallahi bi buna alışamıyorum, ne samimiyetsiz bişey yahu.. yani hobi olarak kedileri, beni, like edilmeyi, bu yollu ego mastürbasyonunu sevsinler tabii; ya da beslensinler neyden beslenmeyi tercih ediyorlarsa.. ama her gün değişik kedilerin götünde başında tagli oluğumu farkediyorum facebookta.. yavru kediyi sevimli bir kupaya koyup, gözüne güneş gözlüğü takıp, kuyruğuna kurdela bağlayıp sonra onu at sikine konan kelebek diye tagleyince ne hissetmem gerekiyorsa öyle hissediyorum: anlamsız buluyorum, hasta bu zihniyet diyorum üstüne.. öyle samimi bulmadığım bir sevimliliğin içerisindeyim ki, garip bir şekilde huzursuzum da.. kendimi biliyorsam birkaç kez daha bu saçmalıklara dahil edilirsem sessizce tagimi kaldırmayıp hiç fena insan olmayan, sevgi (kedi sevgisi) dolu, bana garip gelen bu şekilde mutlu olan arkadaşlarımın kalbini kıracağım çemkirerek.. ve samimi olursam kimseye çemkirmek, kimseyi kırmak istemiyorum.. sessiz sedasız yaşayalım işte, ya da kimse yaşamasın ben öyle yaşayayım, yoruluyorum..

    kabusum oldu arkadaşlarımın kedi seviciliği.. of..
  • facebook kapatmaya yönlendiren olay.
  • çok tuhaf bir duygu
hesabın var mı? giriş yap