• maddi imkânsızlıklardan dolayı intihar etmiş kardeşlerdir.

    ihtiyaç duydukları belki de üç kuruş para.

    adaletini s2yim dünya..
  • başlığı en başından beri takip ediyorum iki gündür bu üzücü olayla ilgili yazılacak söylenecek herşey yazıldı söylendi ancak ben sadece şunu eklemek istiyorum; olayın yaşandığı yerin alt sokağında öğrencilik zamanımda yaklaşık 8 yıl yaşadım, burası fındıkzade olarak bilinir ve istanbul'un çok merkezi bir yeri olup her kesimden insanın yaşadığı bir semttir. o yüzden burada olan herhangi bir olayı herhangi bir kesime bağlamak çok komik kaçmaktadır. bazı istanbul bilmezlerin zannettiği gibi buralar tarikat yuvası falan da değildir. bu olayın bu ilçe sınırları içinde olmasının başka herhangi bir ilçede olmasından hiç bir farkı yoktur.
  • bunları yazmak için olayın netleşmesini bekledim, tepkileri izledim.

    tahminim; evde çalışan kardeşin duruma daha fazla dayanamayıp diğer kardeşlerini habersiz öldürmesi, sonra intihar etmesi. şimdi bu detayı göz önüne sürülüp vicdanlar rahatlatılacak. intihar etmek de çok büyük günah zaten. peki bu noktaya nasıl geliyor insanlar? bir anda " ben artık ölsem iyi olur, ailem perişan olmasın onları da öldüreyim " mi diyorlar? öyle dediklerini mi sanıyorsunuz?

    su damlasının taşı eritmesi gibi bir süreç bu. yavaş yavaş birikiyor.

    cinnet geçiren bir aile tablosu var ortada. 2020 yılına girmeye az kalmışken elektriğinizi kesiyorlar, düşünebiliyor musunuz? elektrik olmazsa bu satırları yazamayız birçoğumuz. elektrik olmadan cep telefonunun internetiyle navigasyonu kullanamayız, yolumuzu bulamayız. sadece 1 hafta elektrik olmadan yaşadığınızı, ekmekle beslendiğinizi düşünün. sokağa çıktığınızda borcunu ödeyemediğiniz birini görme ihtimalini.

    " evlenmemiş, 4 kardeş bir arada yaşıyor, normal değil " diyorlar. normal olan ne peki? evlenseler aynı duruma bu sefer çocuklarıyla birlikte düşeceklerdi. okula giderken üzerine kıyafet alamayacaklardı, cebine harçlık koyamayacaklardı. çocuğuna kıyafet alamadığı için intihar eden babayı, çocuklarını ısıtamadığı için intihar eden anneyi ne çabuk unuttunuz.

    iş bulamıyorsun düzgün, para bulamıyorsun. yardım almak istesen ağız bükenler oluyor. yardım başvurusu yapıyorsun, bazı memurlar eve gelip seni aşağılıyor, azarlıyor. birden fazla evi olanların çatır çatır aldığı yardımı sen alamıyorsun çoğu zaman. aldığın da karnını anca doyuruyor.

    " çok onurlulardı, yardım istemediler " demişler. istemişler demek ki, ama insanların ezen bakışlarından bıkmışlar. sokağa düşmekten, pis işlere bulaşmaktan korkmuşlar. sokakta yaşayan insanlar nasıl nefes alıyor, kimlerin tacizine uğruyor bilmiyorsunuzdur bile.
  • düşüncesi bile korkunç olan günümüz gerçeğidir. neler yaşadıklarını kimse bilemez ama yaşadıklarının çok ağır şeyler olduğunu kimse inkar edemez.
  • çaresizliğin yokluğun yoksulluğun buna bağlı gururun sonucu. yazık ülkemizin geldiği hale
  • onlar gibi nicelerinin harcandığı, ve bunu toplumun onların harcanmasına neden olacak kıvama gelmesinden ötürü anlayamayacak olması ne acı.
    tarihte bir tekerrür daha.
  • iyi yapmışlardır. bu iğrenç dünyada, iğrenç insanlar arasında zorluklarla yeterince yaşamışlar. umarım her şey sona ermiştir ya da güzel bir başlangıç yapmışlardır.
  • bankamatik memurlarına sövüyorsunuz, içlerinden biri hariç mesleği olmayan dört kişinin ekonomik kriz yüzünden intihar ettiğini düşünüyorsunuz. sizce burada bir mantıksızlık yok mu?
    (ek: bankamatik memuru = işsiz, vasıfsız, ekonomiye katkısı olmayan ve hak etmediği bir maaşı alan kimse. e bu bankamatik memuru işten atılsa, bu üzücü olayın kahramanlarıyla aynı durumda olmayacak mı? intihar eden kişiler gelir sahibi olsa, bunun bankamatik memurundan farkı ne olur?)

    şüphesiz bir toplumun, hasta, yaşlı, engelli, akıl hastası ve/veya depresyondaki tüm fertlerinin insanca yaşamasını temin etmesi lazım. bunu temin edemediği noktada, en azından insanların geçim sıkıntısından intihar etmek zorunda kalmamaları için gerekli asgari tedbirleri alması lazım. ama türkiye'nin gerçekliğinde birileri geçim sıkıntısından, yalnızlıktan, bakımsızlıktan, çaresizlikten intihar edecek, bu kaçınılmaz bir şey. geçmişte de ettiler. bundan sonra da edecekler. çünkü böyle yaşamayı seçiyoruz, birbirimizin sırtına basarak yaşamak istiyoruz. bunu bu hadiseyle fark ettiyseniz, kayıtsızlığınıza ne denir bilmiyorum. nerede yaşadığınızı sanıyordunuz?

    birileri geçim sıkıntısından intihar edecekse, bu profile en uyacak insanlar da bunlar. asosyal, ailenin güvenlik ağından yoksun, mesleksiz, işsiz, hasta, duygu durumu bozuk, memleketin en gariban sınıfı zaten bu. sonuç olarak bu şartlardaki herkesin intihar etmediği de bir gerçek, popülasyonun bir kısmının bu baskıyla intihar edebilecek durumda olduğu da bir gerçek. bu baskıyı yeterince insana uygularsan, sonunda diğer kümedeki birisiyle de kesişecek ve bu baskı her geçen gün daha fazla insana uygulanıyor. bunu bir meşrulaştırma aracı ya da geçim sıkıntısının baskısını önemsizleştirme amacıyla söylemiyorum, basitçe gerçek bu.

    neyse bu durumun sorumlusu ne ekonomik kriz, ne akp, ne de başka bir şey. bunun sorumlusu herkes. bu cenazeyi kaldırmak için herkesin bir ucundan tutması lazım.
  • keşke olmasaydı dediğimiz kayıplardır.

    hiç mi vicdanınız sızlamıyor? başınızı yastığa koyduğunuzda hiç mi mahkemenizde hesap sorulmuyor size? aynı anne ve babadan, aynı kandan ve hayat boyu birarada yaşamış dört can... bu düşünceye nasıl mahkum kaldıklarını düşündüler? bu safhaya gelene kadar ne kadar acı çektiler? hayattan vazgeçecek kadar neler yaşadılar? neler yaşatıldılar? ertesi gün hiçbirşey olmamış gibi nasıl yaşamaya devam edebiliyorsunuz? bu hesap kimsenin yanına kalmaz; büyük ve son mahkemede hesap sorulmayacak mı sanıyorsunuz?

    gün, insanlığın utanma günüdür.
    gün, oturup düşünme günüdür

    ve

    gün, kendini değiştirme günüdür.

    kim bilir daha nice insan var belki safhası henüz tamamlanmamış benzer durumda olan.
  • (bkz: #52257644)
hesabın var mı? giriş yap