• "çağrışımlarda dağınıklılık" genel başlığı altında da incelenebilirliği olan, alanda pek çok adı ve tanımı olan kavram. düşüncelerin konudan konuya çağrışımlar doğrultusunda akışını ifade ediyor. kişinin düşüncelerinde bir alandan dolaylı olarak ilgili başka bir alana kaymalar olması. kişi bir cümleden diğerine belirli bir konu çerçevesinde geçer ama buna dikkat edilmesi gerekir, takip etmesi son derece zor olabilir. hızlı, kesintisiz, konunun anlaşılabilir çağrışımlar sonucu sürekli değişen, kelime oyunlarıyla dolu bir konuşma ve düşünme şeklidir. alakalı olarak:

    (bkz: çağrışım gevşekliği)
    (bkz: raydan çıkma)

    mesela:

    "- okuduğunuz okuldan memnun musunuz?

    - evet ben, ahh! gerçekten bazı topluluklardan hoşlanıyorum. sonra bir gün dışarı çıkmam gerekti, oda arkadaşım bana yapacağını yaptı. oda arkadaşım sivaslı başka bir fakülteye girmek istiyordu. biz izmirliyiz. ayağa kalktım bir baktım gözlerimden yaşlar boşanıyor. neden bu gözyaşları onu anlayamıyorum ben."

    fikir uçuşması düşünme sürecinin pozitif yapısal bozukluklarından biridir. küçük bi not, akut mani durumlarında görülmesi beklenmeli biraz.
  • oldukça rahatsız eden psikolojik mi psikiyatrik mi karar veremediğim rahatsızlık. şiddetlisi, hafif versiyonları mevcuttur. basit düzeyde yaşandığında günlük iş hayatını kötü yönde etkilemeye yetiyor. mesela bir rapor okurkan rapordaki herhangi bir kelime sizi alıp götürüyor. 5 dakika sonra kıbrıs uçak biletlerine bakarken buluyorsunuz kendinizi. dolayısıyla bir odaklanma sorunu yaşıyorsunuz. bu şekilde çalışmak çok zor. idare edilebilir ancak normalde ortaya çıkaracağınız iş kalitesini %70-80 düşürür.

    ilerleyen versiyonlarıdır ki adamı tarumar edebilir. maddi manevi. yorar.

    kendimden bir örnek vereyim. bu rahatsızlığım ileri düzeyde olduğu zamanlarda, evden markete sigara almak için çıkıp, 3 metrelik şişme bot alıp, ertesi gün onunla kıyıdan açılmayıp , zanaat sahibi olmaya karar vererek altın atölyesine gitmiştim. evet durum buna varabiliyor.

    wellbutrin sorunlarımı çözdü kısa süreliğine. hala orta düzeyde yaşıyorum bu sorunu. neyse ki araba aldım kendimi borca soktum da öyle her aklıma geleni alamıyorum. işime de biraz daha önem gösteriyorum eskisine göre.
  • distraktibilite ile ilişkili olması muhtemel hadisedir. bireyin kendi zihni yorulmasa bile etrafındaki herkes bundan yorulur.
  • manik atak belirtilerindendir. fikirlerin durmadan çagrisimlarla birbirini izlemesidir. anlamsiz çagrisimlar degildir ama diger kisiler için anlasilmasi zor ve oldukça yorucudur. ard arda gelen fikirler düzensiz ve ayrintisiz oldugu için takip edilemez haldedir.

    (bkz: klang çagrisim)
  • psikiyatrik bir takım bozuklukların semptomlarından olup, şizofreni bu bozukluklardan biridir. örnekle açıklayacak olursak;

    bu ne perhiz ne lahana turşusu. annem benim turşumu kursun. kursun yemiş misali gönlüm. gönlüme göre hava hoş. hoşsun ama boşsun. boşan da semerini ye. ye kürküm ye. yee beybi... bu böyle gider. bu kadar basit değil tabi ama buna benzer şekilde daldan dala atlar gibi fikirden fikre koşar beyin.
  • aslinda entellektüelite veya düsünme dürtüsünden yoksun kisilerin toplastiklarinda seviyesiz ve gereksiz muhabbetlerini temize çikartmak için kullandiklari deyim. (bkz: beyin firtinasi)
  • gece yarısı 4'te annem geldi yanıma . başım dönüyor yine dedi . kalktım , ışığı yaktım, oturttum , nörolojik muayene yaptım , yaptığım şeyi ne kadar anlamlandırabiliyorum bunu da bilmiyorum ha patolojik bir durum yoktu ama . yaklaşık 6 yıldır meniere hastası . hadi ilaçlarını biraz erken içelim şu ilacı da iki doz , dedim . uzun zamandır ilk kez çay demlemek için demliği aldım , çay nerede diye düşündüm , kendi evime yabancıydım bir an . çünkü ben çay sevmem , kahvaltıda hiç içmem bu sebepten çay nerde bilmemem normal . neyse buzdolabından peynir çıkardım dildim , kahvaltılığı açtım , ekmek ısıttım , çayını koydum . annemi masaya oturttum kahvaltısına başladı bana sen de ye dedi reddettim ve o bir şeyler yerken ben düşündüm . lan dedim ben hastalarıma karşı da böyleyim . stajerken sorumlu olduğum ilk hastamı düşündüm haftasonu sıkılmasın diye yanına gidip sohbet ettiğimi hatırladım , gülümsedim . arada çok şey düşündüm . ilaçlarını hazırladım içmesini bekledim . sonra yanına gittim yastığını düzelttim o uyuyuncaya kadar bekledim ve düşündüm . yeniden hastalarıma nasıl davrandığım aklıma geldi ve bazıları gereksiz detaydı , bazı şeyler için kılımı kıpırdatmam ama bir kanser hastasının elini tutup o uyuyana kadar beklediğim de olmuştu . büyüyünce :) 20 kişiye aynı anda bakmaya çalışırken hipertansiyonu olan hastaya şu mg dil altı orderlayıp refakatçisinden başına elini bile koymadın dediği de oldu . eski sevgilim son sınıf ben iki dönem alt o dahiliyede intern ben stajer birlikte benim anemnezi alırken hastanın ikimize hayran kalması ve düğününüze beni de çağırın dediğinde kahkahayı basmıştım ki normalde gülmem . ertesi gün o zamanki aşkım ilerde bize nolur bilmiyorum ama sen çok iyi bir doktor olacaksın bunu biliyorum hastalar senin için kuyruğa girecek demesi ... lan sikik çok şey oldu da ben iyi bir doktor muyum şimdi ? doktor demişken doktor bir arkadaşım ciddili arkadaş yazdı konuştuklarımız ne saçma salaktı . herif yeni evlendi konuyu benim sarhoş olduğum güne getirip şimdiki zaman için de çapkınlıklarını belki hatırlamıyorsun dedi . sarhoş olup hatırlamadığıma eminim de sen inledin demiştin , ben inlemem ahh ohh hiç demem deyişimle o gecenin o şekilde yaşanmadığına herifi ikna etmeye çalıştım . kesin bir şeyler oldu da ikimiz de noldu pek bir bok bilmiyoruz . böyle saçma bir muhabbet lan dur bir daha bakayım şunun profil fotoğrafına . eğer bir gün evlenmek gibi büyük bir hata yapacak olursam lütfen düğün yapmayayım hadi yaparsam özel düğün fotoğrafı çekilmeyelim hadi çekilirsek lütfen onu orda burda paylaşmayayım ve profil fotoğrafı yapıp benim artık sahibim/eşim var diye haykırmayayım . haykırmak amk ben o haykırmanın ses tonumu bir türlü ayarlayamıyorum ama malesef sevişirken çok sessizim . ayarlamak demişken dudaklarından öpmeme izin verir mi onu ilk gördüğümde yoksa geri çekilip gözleriyle hooop noluyoruz bakışı mı atar ? gözlerimin yaşlanmış olduğundan da bahsedildi o saçma konuşmada çökmüşsün de dedi . ben gözlerdeki hüznü severim , çizgileri severim , yaşanmışlığı, o depresifliği ..yara izlerini severim çünkü . bir gün neşem yerinde poliklinikte hasta bakıyoruz asistanla içeriye bir kadın hasta girdi yüzüne gözlerine baktım kaldım ve bir iki dakika içinde ağladım ki hayatımda unutmadığım unutmayacağım bana yabancı gözler o kadınınkidir . filmler , şarkılar , kitapların bile başaramadığı şeyi bir çift mavi göz bana yaşatmıştı belki de asıl yaşanmışlık oydu asıl anlamlandırmak gereken odur . bilmiyorum .

    böyle sik sok bir şey işte ... hatta çoğu zaman daha kötüsü ...
  • caddeden geçen her arabanın peşinden havlaya havlaya bir noktaya kadar koştuktan sonra geri yerine dönen köpek gibi hissettirir. köpekle aranızdaki tek fark, o geri dönüp bekleyeceği aynı noktayı hep bilir ama siz, bir köpekten de beter halde, başladığınız noktayı her seferinde unutmuş olabilirsiniz. fikir uçuşmaları bir insanın hayatını aslında hiç yaşanmamış bir hayata çevirebilir eğer önlem alınmazsa. o sebeple ben çözüm olarak “her ne olursa olsun değiştirilemezler” listemi yazılı bir şekilde yanımda taşırım. dönüp dolaşıp yine geri döneceğim noktayı hep hatırlayayım diye.
hesabın var mı? giriş yap