• elektronik cihazlarin priz'den elektrik emmesini saglayan aparat..
  • erol'un almayi unuttugu esnaf'in vergi odemesini saglayan ne kadarlik ali$veri$ yaptiginizi gosteren kagit parcasi..
  • kagit oyunlarinda para yerine gecen sey
  • ilkokulda, cocuklarin okumayi ve cumle yapilarini kavramalari mantigiyla dagitilan hazir cumleler
    misal
    "ali topu at"
    "ayse topu tut"
    "baba bana at al" (bkz: cem yilmaz)
    "ayse alinin atina bin, inme ali deli olsun"
    "ali aysenin bacagini cimdikle attan du$sun"
    "oya ambulans cagir"
    "ali ati bagla"
    "oya ambulanslar iki oldu"
  • ingilizce balik kelimesinin turkce okunusu.
    (bkz: fish)
  • alınmadığında yine dönüp bize kapak olacağını anlayamadığımız, vergi verdirttirmeyi halkın eline bir güç olarak sunmasına rağmen halkın ısrarla bu gücü kullanmadığı kağıt parçası. sonra yok kuyumcular, avukatlar, restaurantlar şu kadar az vergi vermiş diye ağlaklık diz boyu. ben nasıl bordrolu çalışan olarak daha maaşımı almadan çatır çatır kesiliyorsa vergim herkes verecek kardeşim. verilmeyen bu vergilerin yükü nüfus sayısına bölünüp her birimizin sırtına yüklenip buyrun taşıyın deyince ve hatta bizim gibi kek kek kayıtlı ekonomi vatandaşlarının sırtına yüklenip kayıtsızlar kaçırdıkları vergilerin keyfini sürerken kısa bir süreliğine sayıp sövülür sonra unutulup yine kalındığı yerden yemek yiyip fiş almadan kalkıp gidilir.
  • bugün tansaş'ta görüp kendimden utanmama neden olan kağıt parçası.

    bugün bir yığın fiş gördüm. tansaş'ta kanserliler için para toplansın diye koyulmuş büyük bir kutunun hemen içindeydiler. para atılması gereken yerin tam üzerinde de büyük harflerle "lütfen fiş atmayınız" yazıyordu daha evvel de aynı sahneyi görmüştüm ama küçük yazılar olduğu için göze çarpmadıklarını, insanların anlayamadıklarını düşünmüştüm. meğerse okumayı bilmediği için kitaptaki resimlere bakan küçük çocukların arasında yaşıyormuşum. insan dediğimiz varlık, hayatın resimlerine bakıp geçen, kendinden beklenen yardımı bile görmekten aciz, hep yazan ama okuyamayanmış. bugün bunu öğrendim ve utandım.
  • eskiden trt'nin fis'lerle ilgili bilinclendirme reklamlari vardi.hatta, yamulmuyorsam, bir cocuk bakkala gidiyordu, alisveris yaptiktan sonra ya cocuk bakkala ya da bakkal cocuga fisi hatirlatiyordu. biz de fisin onemini anliyorduk. de gidi trt de.

    not: gerci o ara benim aklima, fis deyince, surekli priz-fis ikilisi geliyordu.
  • doksanlar ve öncesinde ilkokulu tamamlamışlar için "fiş" lafzının çok farklı bir anlamı vardır. okula koşan kaya'nın, ılık süt içen ışık'ın, o yaşta eve gelen emel'in, ipi tutan ipek'in, ata bakan ali'nin durağan hayat serüvenlerinin anlatıldığı, ilkokul eğitim sistemindeki ızdıraplardan biridir fişler.
hesabın var mı? giriş yap