• "her kuşu siktik bir leylek kaldı" şiarıyla hareket eden digiturk ve tff tayfasının, socrates dergi çıkıp da az buçuk ses getirince hem "meydanı boş bırakmayalım" hem de "bu işte para var" diyerek gaza gelmesidir.

    evet, okumadan yorum yapıyorum ama türk futbolunda sansasyondan pislikten en büyük parayı götüren adamların "futbol arsada güzel, borsada değil" diyerek yarattıkları içerik ne kadar güzel olursa olsun arkasında yatan çakallığın kokusunu bastıramayacak.

    bir de süleyman seba'yı kastederek "onun 'fitbol' dediği sporu sevdik, para babalarının 'futbol' dediği şeyi değil" demişler...

    tam inanacağım, kapaktaki şansal büyüka, fatih terim, erman toroğlu isimlerini görüyorum, bir gülme geliyor...
  • socrates dergi'nin her türden spora yakın ilgisi (bisikletmiş, beyzbolmuş) ve four four two'nun futbolun magazinsel yanlarına odaklı yayın anlayışı düşünülünce yalnızca futbol odaklı bir neşriyat bekleyenler için ilgi uyandıran dergi olmuştur.
  • adına bakınca trabzonsporlulara ait olduğu algısını oluşturan dergi.

    spor dünyasından bu kadar ünlü kişiyi toplamışsınız, güzel bir isim bulsaydınız kendinize bari.

    gerçi süleyman seba başkanımızın "fitbol" ifadesine atıfta bulunmaları dolayısıyla kalbimi biraz olsun kazanmış olsalar da para yatırılan bu işlerde imaj için daha dikkatli olunması gerekirdi sanırım.

    okudukça editleriz burayı.
  • sloganına sosyalist 'çizgi metin'i bırakıp, milliyetçilikten nam salan, sermayeye hizmet etmeniz gerçekten manidar.
    sisteme en 'kaliteli' biçimde hizmet eden, sistemin 'adam'laştırdığı fatih terim, şansal büyüka, sergen, ertem şener gibi amatörlüğe uzak, kişilere yazı yazdırıp, sloganını çizgi metin'den alacaksın. kaymağı yemek isteyeceksin!
    bu bile, derginin alınmaması için yeterli bir neden değil mi?
    lütfen, elinizi fitbol'dan da sipor'dan da çekin.
    hatta sittirin gidin!
    mevcut yazarlarıda alabilirsiniz.
  • şuradan beleş okunabilir. okuyup öyle sallayın veya öyle beğenin...

    http://www.fitboldergi.com/sayi1

    edit: okunmuyormuş, ilk 4 sayfası görünüyor. böyle mallıkları sevmiyorum. zaten dergi dediğin şeyin en kralı ülkede 3, bilemedin 5 bin satıyor (kadın dergisi değilse). daha fazla satıyoruz diyenler ağır yalan söylüyor ve sektördeki herkes de bunu biliyor (reklam veren dahil) madem bir iş yaptın, koy internete de herkes okusun.
  • uğur meleke'nin twitter sayfasında sunduğu ve çok değerli yazarların yazdığını belirttiği dergi.

    günümüz türkiye'sinde interneti çok yoğun bir şekilde kullanıyoruz. açık söyleyeyim: bu dergide yazanların hepsi salt popüler isimler. televizyonu, radyoyu, gazeteleri ve online medyayı sonuna kadar kullanan adamlar yazmış dergide.

    uğur bey dergide yazanlar çok değerli diyor da; bakıyorum yazar kadrosuna; sonra da bu isimlerin neler söylediklerini ve yaptıklarını düşünüyorum. ismini vermeyeceğim kişilerden birinin twitter sayfasını gözümün önüne getiriyorum örneğin. argo konuşmalar, saçma sapan transfer iddiaları, ilk haftadan birilerini şampiyon ilan etmeler, "şu kazanırsa bikini giyerim demeler", "tüm golleri akşam attın, yarın ne yapacaksın" demeler...bu kişiler dergide duygularınıza dokunacak yazılar yazmış olabilirler. peki o zaman ben bir okur olarak değil de izleyici olarak şunu sorabilmeliyim: madem bu kadar duyarlısınız, duygusalsınız, güzel noktalara değinebiliyorsunuz; o halde neden daha çok insana ulaşabildiğiniz kanallarda (tv, twitter, gazete vb) çok farklı tutumlar sergiliyorsunuz? neden kanallarınızda insanları iyiye, sporun güzelliğine, dostluğa yöneltmiyorsunuz da fanatizm aşılıyorsunuz? neden saçma sapan transfer haberleriyle dolduruyorsunuz gündemi? neden özel hayatlarını sokuyorsunuz sporcuların haberlerinize?

    kim engel oluyor daha güzel fikirler yaymanıza? bu dergi dünyanın en kaliteli dergisi olsa ne olacak? okuyacak kişi sayısı binlerde kalacakken, akşam tv'de yapacakları programları ya da twitter'da yazdıklarını milyonlar takip edecek.

    türk sporseverleri için güzel bir şeyler mi yapmak istiyorsunuz? öyleyse insanları fanatizmden uzak tutun. insanlara boş hayaller vadetmeyin. insanlara sporun güzelliğini her fırsatta anlatın. bunu sadece dergide değil, tüm kanallarda yapın. işte o zaman, samimiyetinize inanmış olacağız.
  • socrates'de henüz yazı yazmayan ali ece de daha ilk sayıda kendi yerini almış.
  • şöyle bir göz attım, ilk sayfada fatih terim son sayfada che guevara. bu ne perhiz bu ne bir buçuk bol tereyağlı iskender.

    almadım
  • ot çıkınca ve popüler olunca onun çakması kafa'yı çıkardılar hemen.
    socrates de tutulunca hemen onunda çakmasını hazırlayıp sürdüler piyasaya.

    yöntem aynı: şöhretlere yazı yazdır, bas dergiye, dağıtıma ver ve gelsin paracıklar, toplansın hep paracıklar.
hesabın var mı? giriş yap