• kızıltoprakta grafik atölyemiz var en yakın arkadaşımla. 90'ların ikinci yarısı.
    cumaları ofiste akşamüzeri gibi 2şer bira parlatıp bazan karşıya geçiyoruz gitar bar'a, acil servis falan dinliyoruz.
    o cuma akşamı otostop yapalım dedik.
    lacivert bir mondeo aldı bizi.
    arabayı kullanan oğlan samsunlu bir demir tüccarının oğlu, marmara bişeyde okuyor bizden genç, karşıya geçecekmiş, iyi oldu.
    ben arkada, benim ortak önde, lakırtı ederken köprüde trafik yavaşladı. zaten cuma akşamı ya, belliydi muhabbete devam ettik.
    sonra köprüye yakın bir yerde sarı küçük bir nissan yanımıza denk geldi, arapça plakalı içinde de değişik tesettürlü bir kız.
    benim ortak arabayı kullanan oğlana gaz verdi kıza asılsın diye. bizde cep telefonu yok, çocuk o gazla telefon numarası verdi bir diyaloglar kurulmaya çalışıldı ikisi arasında camdan cama.
    kız ingilizce bilmiyor çocuk da arapça...
    uzatmayalım bu esnada biz köprüye daldık trafik açıldı nissan fırladı bizimki arkasından.
    sonra baktık bir de mitsubishi var, kız bizim oğlandan önce buna pas vermiş olmalı.
    3 araba değişik bir kovalamaca içine düştük.
    sarı nissan zincirlikuyu yönüne sonra da akmerkez tarafına girdi az ilerdeki sokaklardan birine daldı durdu ilerde.
    yabancı mitsubishi ekarte olmuştu sokağın hemen başında kaldı, bizim herif biraz ilerde nissanın arkasına çekti, beklemeye başladı.
    mitsubishi sokağın başında, samsunlunun mondeo arap kızının nissanın arkasında, böyle tuhaf bir dizilim.
    sonra bizim ortak, samsunluya oğlum sen gitmezsen öbür arabadaki kızı kapacak git konuş dedi.
    samsunlu bunun üzerine çıktı nissanın yanına gitti, yan camdan birşeyler konuşmaya başladı eğilip.
    fakat sohbet biraz uzun sürdü, ben çıktım ne oluyor diye bakmaya.
    baktım ki arap kızı bunu yakasından tutmuş çekiştiriyor, o kadarını gördüm.
    herif döndü bana, abi otomatik vites kullanabilir misin dedi.
    evet dedim.
    çıkardı anahtarları verdi.
    siz dedi, gitara gidecektiniz ya, abi akm'nin ordaki otoparka bırak aracı ben gece 10-11 gibi gitara gelirim dedi.
    olur dedim.
    arabaya yürüdüm.
    benim ortak arkaya geçeceğim diye bakıyordu, geçtim direksiyona kontağı taktım.
    ulan ne oldu dedi.
    herif dedim bir uçkur için tanımadığı adamlara mondeo teslim etti dedim.
    nası ya dedi ortak, hadi gezelim o zaman biraz, araba acayip.
    dedim yok, emanet malı, akm'ye bırakacaz.
    gittik, parka çektim, gitara uzadık.
    ilerleyen saatlerde samsunlu geldi.
    ilk iş anahtarını masaya koyduk.
    ne oldu dedik.
    bunlar leventin sırtlarında bir koruya gitmişler, oynaşmışlar biraz.
    yarı tarzanca azıcık ingilizceyle konuşmuşlar.
    kız, arap elçiliğinden bir üst düzeyin kızıymış, bunları görseler babasının adamları çocuğun belasını sikermiş.
    sonra görüşmek üzere ayrılmışlar.
    .
    ya biz itin teki olsaydık samsunlu.
    koskoca mondeo ha.
    o ne cesaret...
    dimi...
  • 2006 model 2.0 tdci 130 bg için yazacağım.

    ford mondeo mk3, şu an piyasada fiyatına göre alınabilecek en iyi arabalardan biri. 98 gli toyota’nın sırf sağlam diye 25-30 bin tl ettiği, ortalama sıfır araç fiyatının 100 bin tl olduğu ülkede, bu fiyata bu standartlarda araç almanız çok zor.

    kararınızı verdiniz, bir mk3 satın alacaksınız.
    öncelikle daha önceki aracımız da bu arabanın benzinlisiydi, her ikisini de yeterince tecrübe ettim. ikisinden birini seçecekseniz tercihinizi benzinliden yana kullanmanızı öneririm.

    tüm bildiklerimi karışık yazmaya başlıyorum.

    -rölantide sorun varsa kasnağın yeterince gergin olduğundan emin olun, motorun hemen sağında kaputu açıp kendiniz kontrol edebilirsiniz. genellikle kasnağı söküp tekrar birleştirmek ve kayışı yenilemek yeterli olur, rölanti motoruna yönelmenize gerek yok.

    -arabanız hava 20 dereceyken kar tanesi şeklinde sıcaklık uyarısı mı veriyor? arabanın altına yatın, sağ sis farının arkasında ucunda metal olan bir soket göreceksiniz. soketi sökün (tamamen sökülmüyor doğal olarak, iki ucuda bağlı) ve hava üfleyin. tekrar taktığınızda muhtemelen sorununuz çözülecek.

    -arabanız ısınmıyor mu? ısınan arabanız gaza yüklendiğinizde tekrar mı soğuyor? yağ termostatı. ford servisleri dışında çoğu ustanın haberi bile yok. 30-40 lira civarı bir şey, hayati değeri var.

    -direksiyon özellik sola dönerken, düşük hızlarda ya da dururken ses mi yapıyor? tık tık tık diye bir şeyin attığını mı duyuyorsunuz? direksiyon pompasını revizyona gönderin. genellikle değişime gerek kalmadan hallolur.

    -jatco şanzıman açılmaz, bozmak ekstra bir çaba ister. sağlamlığı kadar vites geçişleri de meşhurdur. arabanız anormal devirlerde vites değiştiriyorsa, ilk çalışmadan sonra 3-3.5 bin devire kadar vites yükseltmiyorsa (motor ısınmadı ondan diye bir şey yok) şanzıman yağını değiştirin. 100 bin km ömrü var. sonra zift.

    -arabanız hidrolik eksiltiyorsa, sol arka tekerin arkasını kontrol edin. fren merkezinden kaçırıyor, revizyon. değişime çok ender durumda ihtiyaç var.

    -aracınız yağ mı kaçırıyor? %99.9 sorumlusu şunlar: ön-arka krank keçesi, üst conta. eğer turbonuzda bir sorun yoksa, otoparkta gördüğünüz yağ lekesinin sorumlusu bu arkadaşlar. ön bloktaki sıvı conta sızdırmaz, üst conta gömülür ama yine de çok büyük sızıntı yapmaz. ön keçenin kaçırdığı yağ başınızı ağrıtmaz. arabanız ciddi yağ sızdırıyorsa sorumlusu direkt arka krank keçesi.

    -bardaklığınız bozulursa yenisini alın. (konsol 6 numara)

    -termostatın yan sanayisini asla almayın.

    -şarj dinamosunu tamir ettirmek yerine alabiliyorsanız kesinlikle sıfırını alın.

    -3 lt’den fazla antifriz koymayın, araba artık 12-13 yaşında ve hortumlar dayanmayabilir.

    -far yüksekliğini ayarlamakla ilgili sorun yaşıyorsanız yine sol arka tekerin arkasında bağlantı var, oraya yönelin. sağ teker bağlantılarına bakarsanız sol tekerdeki fazla bağlantıyı görürsünüz. genelde kopmuş bir halde öyle duruyor.

    -arabanızın çekişinde sorun varsa, rampada bayılmalar sıklaşıyorsa enjeksiyon.

    -termostatı değiştirdiniz, araba yine ısınmıyor. radyatörünüz erken aktif hale geliyor. çok basit ve ucuz bir sorun ama nasıl çözüldüğünü bilmiyorum. sadece radyatörün altında bir parçayla ilgili olduğunu biliyorum. acımamış devasa radyatör koymuşlar, hararet yaptırmanız mümkün değil.

    edit: 30 bin tl’ye bu arabayı alın, enjeksiyon için 2500 tl, filtreler için 200 tl, şarj dinamosu için 1000 tl, termostat 150 tl, motor inmişken türbündeki yağ dahil komple şanzıman yağı + motor yağı + fren hidroliği + direksiyon hidroliği 450 tl + yağ termostatı 40 tl + balatalar 300 tl + lastik 1200 tl + kasnak 300 tl + ön arka keçe ve conta 230 tl+ işçilik = ort 10000 tl.

    eğer 40 bin tl’ye daha iyi bir araba bulursanız da lütfen haber verin. güvenli sürüşler.

    edit: arabanızın şarj dinamosu arıza yaptı, revizyona gönderdiniz ya da sıfırını alıp taktınız. 1 sene geçmeden şarj dinamonuz tekrar arızalandı, hem dinamocu hem siz şaşırdınız. motor açık/ kapalı değerini ölçtüğünüzde sapasağlam görünen akünüz var ya; o aküyü kimseye soru dahi sormadan çöpe atın. 72 mutlu alın, yolunuza devam edin. şarj dinamonuzu bozan akünüz.
  • "1996-2000 yillari arasinda lacivert ve patlican moru disinda ford mondeo üretilmedi"

    mehmet ford

    köln, nisan 2010
  • passat ile kum havuzunda ki kürek gibi oynayan arabadır.
  • başlığına üçüncü sınıf alman arabası sevenler doluştuğuna göre artık sözlükte sikmedikleri başlık kalmamıştır diye düşündürmüştür. sayesinde sözlükte araba üzerine entry yazmanın mantıksızlığını da görmüş olduk.

    bence bütün araba başlıklarını kapatalım zira sadece vw grubu iyi araba üretiyor. o sikimsonik şanzımanları, hileli motorları ve yarrak gibi iç-dış dizaynları ile en iyi araba vw-skoda amk. evet.
  • 2017 model 1.6 titanyum versiyonuna sahip olduğum.
    0'dan 10.000 km yapmış biri olarak, almayı düşünenler için yazıyorum bunları.
    her şeyden önce, lütfen ama lütfen,araç hakkında söyleyeceklerimden dolayı küfür etmemenizi rica ediyorum.
    özellikle passat fan boyu kardeşlerime sesleniyorum;
    passat'da çok güzel araba. belki de mondeo ile kıyas kabul etmeyecek kadar güzeldir.ama ben mondeo tercih ettim. bu bir tercih ve bu tercih yüzünden kimsenin anasına bacısına sövmek gerekmiyor.umarım derdimi anlatabilmişimdir.

    bu otomobil, beni ilk dış görünüşü ile cezbetti.
    çok ama çok beğeniyordum dış görünüşünü.
    böyle hem tank gibi güçlü hem de sportif bir görünüşü var.
    bu tamamen kişisel bir beğeni tabi. kişiden kişiye değişir.
    bunun yanında aracın içi çok geniş. özellikle çocuklu aileler için ideal. gerçekten çok ferah. bagaj hacmi de çok iyi.
    sürüş keyfi; ortalamanın çok üstünde.
    özellikle uzun yolda. zaten araç tam bir uzun yol otomobili.
    o cüsseye rağmen, beklentimin çok üstünde hızlanıyor araç. amiyane tabirle kaçışı çok iyi.
    yakıt; bu tabi ki kullanıma bağlı.
    ben, şehir içinde çok yumuşak, çok sakin araba kullanırım.
    kesinlikle, ani hızlanmalar, gazlamalar, frenlemeler yapmam.
    bu şartlarda, 6.8 litre yakıyor şehir içinde. tabi ki araç rodajdan daha yeni yeni çıkıyor. daha da düşecektir.
    şehirdışında ise, özellikle otobanda süratli kullandığım için, 7.0 litre civarı ortalamam. hemen belirteyim, 180-190 ortalama hızda bu kadar yakıyor.
    daha yavaş kullanımlarda çok daha altına düşebilir.
    güvenlik olayına hiç girmiyorum. zaten d sınıfı araçların çoğunda, hemen hemen aynı standart var.
    bütün bunları alt alta topladığımızda, özetle, araçtan çok memnumum.
    benim için tek hayal kırıklığı,ısıtma. araç sınıfındaki araçlara göre, görece daha geç sıcak üflüyor. özellikle soğuk havalarda. onu da koltuk ısıtma ile telafi ediyorum gerçi ama bence çok daha çabuk ısınmalı.
    almak isteyenler için son not; kesinlikle 18 inç jant tercih edin. 17 çok sönük gösteriyor ve aracın tüm haşmeti gidiyor sanki. 2000 tl'ye kıyın ve 18 inç jant tercih edin.
    herkesin yolu açık olsun.
  • selam..

    yine ben. epeydir yazmıyorum (iki hafta) diye "mondeo arıza çıkartmadı herhalde "demişsinizdir. yok canıım.. mondeo? ayıp ediyorsunuz.

    son bölümümüzde periyodik bakım maceramızı anlatmış, sağ ön camın nasıl durduk yere bozulduğundan bahsetmiştim.

    neyse, bu bakımdan çıkınca, benim kayınbiraderin düğünü için gelin arabası yapalım dedik. kayınbilader düğün yaptı benim. iyi altın hasılatı yaptı laf aramızda. işte, ben de bu herif rahat rahat kuaförüne düğününe, fotoğraf çekimine gitsin, gerdeğine rahat rahat girsin diye gelin arabası şoförü oldum. neredeyse 12 saat boyunca bizim mondeo efendinin direksiyonunu salladım.

    ne diyordum, işte aldım gelini damadı falan, oraya git buraya git derken gelin kızımız darlandı. azıcık camı açayım dedi. sağ arka cam. bastı düğmeye. bizim cam bir iki nazlandıktan sonra açıldı. açılış o açılış. bi daha da kapanmadı. o muğla sıcağında bi yandan klima çalışıyo, bi yandan cam açık, kızcaazın yüzüne yüzüne fön makinasıyla sıcak hava tutuluyormuş gibi esiyo. zati bi ton makyaj, gelin başı falan. iyice bunaldı gelin. rezalet. damat sinirlendi tabi. asabi adam zaten. zar zor stüdyoya attım bunları ben. o süslenmiş arabayla da servise koşturdum. camın bozulduğu belli. maliyet 450 lira. bu konuda tecrübeli olduğumuzdan fiyatı, işlemleri falan ezbere biliyoruz artık. o arada yapılamayacağını biliyorum da, camı kapattırayım en azından dedim. serviste de iki arkadaş elleri ile ittire kaktıra kapattılar camı. "bozulmuş bu" dediler bir de. sağolun dedim. bir de sordum, "bütün mondeolar mı böyle, yoksa bizimki mi probleme doymuyor" diye. "eheh, yav, sizin şanssızlığınız, allahın işi işte" dediler. bu ford servisindeki elemanları seviyorum hakkaten ben. 4. yılını doldurmadan 3. cam motorunu bozan mondeomuz hakkında "allahın işi" yorumunu yaptılar.

    neticede cam kapanıp kaldı öyle. peder de bir dahaki probleme kadar yaptırmama kararı aldı. böyle zırt pırt 450 lira toka etmek koyuyor adama tabi. sabancı olsa illallah der. zaten topu topu dört cam var. henüz bozulmayan bir tane kaldı. sol ön cam. ailecek heyecan içinde bozulacağı günü bekliyoruz şimdi. bir iki haftaya kokusu çıkar.

    ha, ön konsoldaki düğmelerin boyalarının attığından bahsetmiş miydim? onu da sıradaki camla birlikte bilahere anlatırım artık.

    yakın bir zamanda tekrar görüşmek üzere...
  • sola dönmek için kavşakta beklerken 80-100 km/saat hızla gelen kamyonun kafadan çarpması ile 30 metre geriye savrulmasına ve ön kısmın hurdahaş olmasına karşın airbag'leri ve sağlam kasası sayesinde beni ölümden kurtardığı için kendisi ile ayrı bir duygusal bağım olan otomobil. arabadan sıyrıksız, yalnızca emniyet kemerinin geçtiği yerlerde morarma olarak çıkmıştım. tarih 31.05.2008, mekan çerkezköy tem girişi kavşağı.
  • ülkedeki passat ve golf fetişizmi yüzünden insanlar çılgınlar gibi methiyeler düzüyor bu arabalara,
    gerçekten bu övgüleri ve sevgiyi hakediyorlar mı?
    hayır kesinlikle hak etmiyorlar.
    sadece yıllara göre en çok sorun çıkaran ve servise giden marka hangisi bir bakın.
    ayrıca üstte birçok yazarın belirtiği gibi donanım ve paket olarak müşterisini kazıklıyorlar.

    mondeo hem paket seçenekleriyle hemde az sorun çıkarmasıyla passatın önüne geçiyor.
  • mondeonun konfor arabası olduğu, zamanının makam aracı olduğu doğru. ancak mondeo segmentindeki her araç, konfor süspansiyon bakımından artık geri kalmadığını düşünüyorum.

    not:bir ford mondeo sahibi.

    edit :yanilmisim amk. passata bindim odun gibiydi. konfor süspansiyon bakımından mondeo iyidir. yanlış tespit.
hesabın var mı? giriş yap