• zulmeden yöneticiler ve buna sahit olup gelecek nesillere aktaran tarihçiler hakkinda çok sevdigim bir sözü vardir.

    (internette tercümesini bulamadim. chateaubriand'u tercüme etmek haddime degil ama en azindan anlami anlasilsin diye çevirmeye çalistim)

    "tiranin karsisinda her sey titrerken, tarafindan ayricaliga ugramak, gözünden düsmeyi hak etmek kadar tehlikeli iken, tarihçi, halklarin intikamini sirtlanmis sekilde ortaya çikar. neron*'un basarisi bosuna : tacitus* imparatorlukta* dogdu bile."

    orjinal :

    "lorsque tout tremble devant le tyran, et qu'il est aussi dangereux d'encourir sa faveur que de mériter sa disgrâce, l'historien paraît, chargé de la vengeance des peuples. c'est en vain que néron prospère. tacite est déjà né dans l'empire"
  • cemil meriç'in de çok etkilendiği bir yazardır.
  • "hoşgörünüzü tutumlu kullanın. çünkü ona muhtaç olanların sayısı çok fazladır." [françois-rené de chateaubriand]
  • fransız edebiyatının ilk romantik yazarlarındandır. 19. yüzyıl başında fransa'nın önde gelen edebiyatçılarından biri olmuş, çağının gençliğini derinden etkilemiştir.
    ...
    1793'te ingiltere'ye gitti. genellikle parasız olduğundan çeviri yaparak ve ders vererek geçimini sağlamaya çahştı. dünya tarihinin duygusal bir incelemesi olan essai sur les revolurions'u (1797; devrimler üzerine deneme) londra'da yazmaya başladı. bu yapıtta fransa'nın yakın tarihindeki çalkantılardan yola çıkarak eski çağ devrimleriyle modern devrimler arasında paralellikler kuruyordu.
    1800'de paris'e dönerek serbest gazeteci olarak çalışmaya başladı; bir yandan da kitap yazmayı sürdürdü. bitiremediği yerli destanının bir bölümünü atala (1801) adıyla yayımladı. hemen başarı kazanan yapıt, klasik pastoral anlatının yalınlığı ile romantizmin daha tedirgin güzellik anlayışını birleştiriyordu. atala bakire kalmaya yemin etmesine karşın bir naçez yerlisine âşık olan hıristiyan bir kızın öyküsüdür. dinle aşk arasında bocalayan kız yeminine sadık kalabilmek için sonunda kendini zehirler. güzel betimlemelerle dolu yapıtta, renkli louisiana ortamı ve ilkel amerikan coğrafyasında gelişen romantik tutku, zengin ve ahenkli bir düzyazı üslubuyla anlatılmıştır.
    chateaubriand 1798'de annesinin ölümünden hemen sonra, usçulukla din arasında yaşadığı çelişkiyi çözerek geleneksel hıristiyanlığa döndü. hıristiyanlığı yücelttiği le genie du chrislianisme (1802; hıristiyanlığın dehası) adlı yapıtını hem kralcılar, hem de papa'yla uzlaşarak katolikliği devlet dini olarak geri getiren napoleon beğendi.

    napoleon bu yapıtından ötürü chateaubriand'ı 1803'te fransa'nın roma elçiliğinde birinci kâtiplik göreviyle ödüllendirdi, ama ertesi yıl chateaubriand asılsız bir komplo gerekçesiyle enghien dükünün idam edilmesi üzerine napoleon'u protesto amacıyla görevinden istifa etti, izleyen yıllarda edebiyatla uğraştı ve birçok aşk serüveni yaşadı. bu yıllarda yayımladığı kitapların en önemlisi olan ve ayrı kitap olarak ilk kez 1805'te çıkan rene adlı romanında, erkek kardeşine duyduğu tutkudan kurtulabilmek için manastıra kapanan bir rahibenin öyküsünü anlattı. kendi yaşamını fazla gizlemeden yansıttığı bu yapıtıyla, sonraları mal du siecle (yüzyılın hastalığı) olarak adlandırılacak hastalığa tutulmuş, doyurulamayan belirsiz arzuları yüzünden acı çeken, dünyadan bezmiş melankolik kahramanları anlatma yönündeki romantik modayı başlattı. chateaubriand roma'daki ilk hıristiyan şehitleriyle ilgili düzyazı destanı les martyrs (1809; şehitler) ve akdeniz ülkelerindeki gezilerini anlattığı itineraire de paris it jerusalem (1811; paris-kudüs yolculuğu. 1946-49, 3 cilt) adlı yapıtlan nedeniyle 1811'de academie française'e seçildi.
    1814'te bourbon hanedanının yeniden iktidara gelmesiyle chateaubriand'ın siyasette ilerleme umudu canlandı. 1815'te kendisine vikontluk verildi ve soylular meclisine üye oldu. mali güçlükler içinde geçen yaşamında, mutluluğu yalnızca madame recamier'le ilişkisinde buldu.
    ölümünden sonra yayımlanmak üzere yazdığı, belki de en kalıcı yapıtı olan memoires d'outre-tombe'u (1849-50: mezarın ötesinden hatıralar: napoleon, 1946/napoleon bonaparte: mezar ötesinden anılar, 1969) bu yıllarda yazmaya başladı. daha 1810'da üzerinde çalışmaya başladığı bu anı kitabında hem çocukluğundan yaşlılığına uzanan yaşamöyküsünü hem de duygu ve düşünceleri anlattı. bir yandan dönemin fransız tarihinin, romantik çağın ruhunun ve kendi gezilerinin canlı bir portresini çizerken, bir yandan da kadınlara değer vermesi, doğaya duyarlılığı ve melankoliye olan yatkınlığı gibi kişisel özelliklerini açığa vurdu.
    chateaubriand 1821'de altı ay süreyle fransa'nın berlin büyükelçisiydi. 1822'de londra büyükelçisi oldu. 1822'de verona kongresi'nde fransa'yı temsil etti ve 1824'e kadar, aşırı kralcı başbakan villele kontu joseph'in hükümetinde dışişleri bakanlığı yaptı. görevi sırasında bourbon hanedanından gelen eski ispanya kralı vıı. fernando'yu yeniden tahta çıkarmak için 1823'te fransa'yı ıspanya'yla savaşa soktu. ıspanya'ya seferi başarılı oldu, ama maliyetinin yüksekliği, chateaubriand'a sağladığı prestiji azalttı. 1828-29 arasındaki roma büyükelçiliği dışında chateaubriand bir daha resmi görev almadı.
    chateaubriand'ın atala. rene ve les aven-tures dıı dernier abercerage (1826) adlı yapıtlarının türkçe çevirileri atala-rene ve sonuncu ibniserac'ın maceraları (1937/son ibni sirac'ın maceraları, 1990) adlı kitap içinde bir arada yayımlanmıştır.
  • ["önemli olan anlamsız olmaması. chateaubriand bu kitabı* tam otuz beş yılda yazdı ve ölümünün üzerinden elli yıl geçmeden yayınlanmasını da istemedi. aslında ölmüş bir adamın ağzından yazılmış gibi."
    "ama elli yıl sürmedi. kitap 1848'de yayınlandı, chateaubriand'ın öldüğü yıl."] paul auster - the book of illusions

    "(acılar ve mucizeler ikiz kardeştir, aynı anda doğarlar)" paul auster - the book of illusions (chateaubriand'tan)

    ["bir kitap üretme makinesi olduğumu
    çok iyi biliyorum."
    chateaubriand] jean-paul sartre - les mots

    (bkz: memoires d'outre tombe)
hesabın var mı? giriş yap