• --- spoiler ---

    "i'm too young to be old and i'm too old to be young. maybe i'm just goin crazy." - evelyn couch

    --- spoiler ---
  • film, fannie flagg'in "fried green tomatoes at the whistle stop cafe" adli sahane kitabindan uyarlanmistir. 80'li yillarda bir huzurevinde son günlerini geçiren yasli bir bayanin, orta yas krizlerinde, rejimlerle ve evliligiyle basi dertte bir baska kadina anlattigi hikayelerden olusan; amerika'nin 30'lu yillarinda, trenlerin durak yeri olmaktan öte bir özelligi olmayan bir kasabada o yasli kadin ve arkadaslarinin açtigi whistle stop cafe'de yasananlari, kasaba hayatini, arkadasliklari vs. pek güzel, pek sicak, pek tatli anlatan, büyük hazla okunan kitap.
    yasli kadini jessica tandy, sempatik orta yasli kadiniysa kathy bates canlandirmisti filmde...
  • star tv nin en iyi dönemlerini yaşadığı zamanlarda, neredeyse ayda bir yayınlayarak sevenlerini mutlu ettiği, sıcacık, yalın ve samimi bir film.
    yıllar sonra, tekrar izleyince, yine aynı şeyleri hissettirdi, güzel bir pazar gününe vesile oldu.

    --- spoiler ---
    buddy'nin ayağı sıkıştığında yine kalp sıkıştı. ruth son anlarını yaşarken, bir damla yaş akıverdi. buddy jr. ın olayında ve yaşlı teyzenin odasının boşaltıldığı sahnede yine aynı tuzaklara düşüldü.
    alabama dolaylarında, 1 kasımda göle konan ve sıcaklık birden düşünce donan gölü alıp georgia ya götüren ördek ailesini de saygıyla anıyoruz.
    --- spoiler ---
  • iki kadin arasindaki aski anlatan en guzel filmlerden biriydi.
  • bir göl vardı bu filmde. böyle birdenbire donmuştu, ördekler de içindeyken. sora ördekler göç etmişlerdi gölle beraber. hala gölün alabama üzerinde bir yerde olduğu mu sanılıyodu neydi... hepsi yalandı sanki. sonra duvar saatini durdurmuştu zenci kadın o yer etmiş epey.

    mahkeme sahnesi ve pederi hatırlarım ben hep bu filmden. bi de moby dicki.
  • forrest gump'la benzer bir ruh taşıyan en az onun kadar sıcak bir film. bir de şu söz kaldı aklımda:

    "tanrı bir kapıyı açmadan diğerini kapamaz"

    öyledir herhalde...
  • --- spoiler ---

    evelyn'in, otoparkta yer aradığı sırada, bir aracın çıkacağını görüp, o yeri beklemeye koyulduğu fakat ondan önce iki genç kızın hızlı ve saygısız davranarak pat diye o yeri kaptığı sahnede geçen diyalog da eksik kalmasın;

    evelyn: excuse me, i was waiting for that space.
    girls: yeah? tough! face it lady, we're younger and faster. hahaha... (diyerek uzaklaşırlar)

    bunun üzerine öfkelenen ve artık yine "ses"ini çıkartmaz ise aynı tas aynı hamam hayatına devam edecek olan evelyn coşar ve haykırır:

    "towanda!" ve geri vites, hooop kızların arabasına daannkk! bu böyle birkaç kez devam eder evelyn'in "vuhuuu yeeeaah!" nidaları ile birlikte.
    derken sesleri duyup gelen kızlar "help, someone! what are you doing? are you crazy?" diye birbirlerine sokulmuş ağlaşırken, evelyn yapıştırır o buram buram amerikanca repliğini;

    "face it girls. i'm older and i have more insurance".
    ve gazlar, gider.

    --- spoiler ---
  • dvdsinde kızarmış yeşil domateslerin tarifini bulduran sıcacık, içten bir film. tarifi yazalım da tam olsun:

    1 orta boy yeşil domates (kişi başı)
    beyaz mısır unu
    baharat-tuz
    zeytinyağı

    domatesleri yaklaşık yarım santim kalınlığında dilimleyin. dilimleri önce tuz ve baharata, ardından da beyaz mısır ununa bulayın. geniş bir tavada zeytinyağını kızdırın. domateslerin iki tarafını da hafif kahverengi oluncaya dek kızartın.

    bir de not düşmüşler altına: parmaklarınızı yiyeceksiniz!

    tariflerin arasında kızarmış bamya, patates şekeri, kremalı mısır, kedi balığı kızartması, öğütülmüş mısır, tavuk suyuna mantı, sipsey'nin güney usulü kızarmış tavuğu, cevizli tart, hindistan cevizli kremalı tart, yoğurtlu bisküvi de bulunmakta.
  • bu muhteşem filmde idgie'i mary stuart masterson,ruth'u mary louise parker canlandırıodu.
    "there was something about idgie that was like a wild animal;
    she wouldn't let anyone get too close to her. but when ruth
    came to live with us you never saw anyone change so fast in all your life..."
  • kücükken izledigimde iki kadin arasindaki dostlugun güzelligiyle, yillar sonra izledigimdeyse iki kadin arasindaki askin güzelligiyle beni pek etkilemis olan, belirli araliklarla tekrar tekrar izlemekten asla sikilmayacagim filmdir. müzikler de thomas newman'dan.
hesabın var mı? giriş yap