• birkac yil önce dogdugu ve pek tabii ki müze haline getirilen evini ziyaret etmistim. cekmeceleri acip mektuplari okumak serbestti. özellikle dikkatimi ceken annesinin yazdigi bir mektup olmustu. kadincagiz mektubuna "oglum sakin marx´a parani yedirme" diye basliyordu. velhasil bu anneler hic degismiyor.
  • unutmadıgım bir soze sahiptir.
    "öbür dünya zaten yoksullarındır , bu dünya da er geç onların olacaktır"
  • ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni'nde, ancak "bir kadını asla parayla ya da başka bir toplumsal güç aracı ile satın alma deneyimine sahip olamayacak (olmamış) olan yeni bir erkekler kuşağı; kendini gerçek aşktan başka hiçbir nedenle bir erkeğe vermeyecek, ya da bunun iktisadi sonuçlarından korkarak kendini sevdiği kimseye vermekten vazgeçmeyecek (ve bunu deneyim etmemiş) olan yeni bir kadınlar kuşağı"nın dünyaya gelmesi ile ve ancak onlar -yani sözü edilen kuşaklar- tarafından cinsel eşitsizliklerin süpüreleceğini ve toplumsal dönüşümün sağlanacağını yazar.
  • "ben vaktimi kadınlarla geçirip cinsel arzularımı tatmin edeceğime ezilen işçi sınıfını bulunduğu bataklıktan çıkarmayı yeğlerim. üstelik kadın cinsel eğlence aracı değildir. asla böyle aşağılık bir tabakada bulunamaz. kadını bir köpek gibi eğlenme amaçlı görenler ise burjuvalardan başkası değildir." sözünün sahibi alman filozof.
  • "özel mülkiyeti yok etme niyetimiz sizi dehşete düşürüyor.oysa şuanki toplumunuzun onda dokuzu zaten özel mülkiyetten yoksundur: onun bir azınlık için varolması , yalnızca onda dokuzunun ellerinin boş olması sayesindedir.bu yüzden bizi , varoluşu için gereken koşulun , toplumun ezici çoğunluğunun özel mülkiyetten mahrum olması olan bir mülkiyet formunu yok etmek istediğimiz için kınıyorsunuz .
    tek kelimeyle bizi , sizin mülkiyetinizi yok etme niyetimizden dolayı kınıyorsunuz. kesinlikle öyle ; niyetimiz tam olarak budur ."
    buyurmuşlardır kendileri
    (bkz: manifesto of the communist party)
  • 1820-1895 yılları arasında arasında yaşamış düşünür ve aynı zamanda sanayici.

    hutchison (1978) engels’in ekonomi üzerine yazdıklarının erken dönem ve geç dönem olmak üzere iki bölüme ayrılabileceğini belirtmektedir. erken dönem yazıları 1840’lara rastlamakta olup bu dönemi takip eden yaklaşık 30 yıl boyunca engels iş hayatına ağırlık vermiştir. 1870’lerdeki geç dönem çalışmaları aktif iş hayatından çekildikten sonra 1844 yılında tanıştığı karl marx’ın çalışmalarını derlemek ve yayımlamanın yanı sıra, çeşitli yayınlara önsöz yazma ve makale yayımlama gibi faaliyetleri kapsamaktadır.

    engels’in ilk eseri 1844 yılında yayımlanan “ekonomi politiğin bir eleştirisi” başlıklı makalesidir. hutchison, schumpeter’in bu eseri zayıf bir performans olarak nitelediğini aktarmaktadır. ancak, böyle bir yargıya varırken söz konusu makaleyi yazan engels’in henüz 23 yaşında, formel bir yüksek öğrenim görmeden kendi çabasıyla smith, ricardo, say ve list’i okuyarak ekonominin işleyişini anlamaya çalıştığını unutmamak gerekir. ayrıca bu makale marx’ın iktisatla ilgili tüm eserlerinden önce yazılmış olup, marx’ın ilgi alanını felsefeden ekonomiye yönlendirme gibi çok önemli bir rol üstlenmiştir. engels’in bu eserindeki en önemli noktalardan biri kapitalist sistemin sürekli bir dengesizlik içerisinde olmasına vurgu yapılmasıdır. makalede iktisatçıların arz ve talebi dengeye getiren bir kanunun varlığına inandığı belirtilmekte, ancak gerçek hayatta tekrar tekrar ortaya çıkan krizler düzenli aralıklarla görülen kuyrukluyıldızlara benzetilmektedir. makaledeki ikinci önemli nokta kapitalist ekonominin doğasında bulunan tekelleşme eğilimidir. engels büyük ölçekli üreticilerin, küçük ölçeklilere göre; büyük toprak sahiplerinin de küçük toprak sahiplerine göre büyük avantaja sahip olduklarını belirtmiştir. normal şartlar altında büyük sermaye ve büyük toprak mülkiyeti küçük sermaye ve küçük toprak mülkiyetini yutacaktır. ekonomik bunalım zamanlarında ise sanayi ve tarımda görülen bu eğilim hızlanmaktadır. bu sürecin devamındaysa orta sınıf giderek yok olacak ve toplumlar milyonerler ve büyük toprak sahipleri ile yoksul sanayi ve tarım işçilerinden oluşacaktır.

    engels’in 1845 yılında yayımladığı “ingiltere’de çalışan sınıfın durumu” (the condition of the working class in england) adlı kitabı, daha sonra marx’ın meclis komisyon tutanakları, fabrika müfettişlerinin raporları gibi dokümanları kullanarak kapitalist ekonominin gerçekte nasıl işlediğini görmeyi öğrenmesine yardımcı olmuştur. kitapta engels’in ingiltere’de çalışan sınıfta yer alan ailelerin çocuklarının içinde bulunduğu sağlıksız yaşam koşulları, bu çocuklara erken yaşta ağır koşullarda işçilik yaptırılması, birçok işçinin fabrikalardaki iş kazaları ve çalışma şartları sonucu sakat kalması, işçilerin erken yaşta (40-45 yaşlarında) çalışamaz hale gelmesi, kadın işçilerin ağır koşullarda çalıştırılması, hamile işçilere doğum anına kadar izin verilmemesi gibi konular hakkındaki görüşleri yer almaktadır.

    “komünizmin ilkeleri” (the principles of communism) isimli makale ise 1847 yılında yayımlanmış olup, 1848’de yayımlanan “komünist manifesto”nun bir taslağı niteliğindedir. ancak engels’in bu eserinde manifesto’da yer almayan önemli bir konuya, kapitalizmin yıkılışından sonra kurulacak olan komünist ekonominin genel bir yapılanmasına, yer verilmektedir. kapitalizm yıkıldığında, ekonomide, uzmanlaşma ihtiyacı ve işbölümü de dahil, bütün kıtlıklar ortadan kalkacak olduğundan devlete, piyasalara ve fiyat mekanizmasına gerek kalmayacak ve bu kurumlar yok olacaktır. ancak tüm bu sayılanlar bir anda olmayacak, çünkü tüm üretim güçlerini bir anda toplumun tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek derecede genişletmek mümkün olmayacaktır. özel mülkiyet kaldırıldıktan sonra tüm ürünler, üzerinde anlaşmaya varılmış bir plana göre paylaşılacaktır.

    engels’in geç dönem çalışmalarına ilk örnek olarak marx’ın “kapital” adlı eseri için yazdığı açıklama örnek gösterilebilir. 1868 yılının mart ayında almanya’da yayımlanmakta olan haftalık bir dergide (die demokratischer wochenblatt) iki bölüm halinde yayımlanan makaleler “kapital”in ilk cildi hakkında yazılmış belki de en açık anlatım diline sahip makaleler olarak değerlendirilmektedir.

    engels’in geç dönem çalışmalarına bir diğer örnek ise 1877 yılında yayımlanan “ütopik ve bilimsel sosyalizm” (socialism: utopian and scientific) başlıklı makalesidir. bu makalede sırasıyla ütopik sosyalizmin gelişimini, diyalektik bilimini ve tarihsel materyalizmi açıklamaktadır. ütopik sosyalizm bölümünde saint-simon, fourier ve owen’ın görüşlerini açıklayan engels, ikinci bölümde hegel’in diyalektik düşüncesini ve bu düşüncenin kökenlerini incelemektedir. çalışmanın en uzun bölümü olan tarihsel materyalizm’de ise tarih boyunca üretim ilişkilerinin geçirdiği evrim sürecini ve kapitalizm sonrasında ortaya çıkacak düzeni açıklamaktadır. engels’e göre tarihsel evrim sürecinin üç aşaması bulunmaktadır. bunlardan ilki küçük ölçekli bireysel üretimin yapıldığı ortaçağa özgü toplumdur. üretim pazarda satmak için değil üreticinin veya feodal bey’in tüketimi için yapılmaktadır. ancak tüketimden arta kalan kısım pazarda satışa sunulmaktadır. ikinci aşama kapitalist devrim olarak adlandırılmaktadır. bu aşamada bireysel üretimden kitlesel üretime geçilmektedir. kapitalist üretim ilişkileri içerisinde artık işçiler geçimlik ücrete mahkumdurlar ve proleterya ile burjuvazi çatışma halindedirler. sürekli olarak yapılan icatlarla makinalar mükemmelleştirilirken, işsiz kalan işçilerden oluşan bir yedek sanayi ordusu ortaya çıkmaktadır. diğer taraftan sürekli genişletilen üretim kapasitesi nedeniyle aşırı üretim yapılmakta ve bu da krizlere yol açmaktadır. tarihsel evrim sürecinin üçüncü ve son aşamasını proleterya devrimi oluşturmaktadır. kapitalizmin çöküşüyle birlikte proleterya iktidarı ele geçirecek ve mülkiyet burjuvazinin elinden alınarak ortak mülkiyete dönüştürülecektir. böylece insan tarihte ilk defa kendine uygun bir toplumsal yapının ve tabiatın efendisi olacaktır (engels, 1877).

    kaynaklar:

    engels, f., 1845. “the condition of the working class in england”, adlı eserden kısa alıntılar, american journal of public health, 2003, vol. 93, no. 8, 1246-1249’da yayınlanmıştır.

    engels, f., 1877. “socialism: utopian and scientific”, http://grace.evergreen.edu/…cs/engels/socialism.pdf

    fried, a. ve r. sanders, 1992. socialist thought: a documentary history, revised edition, columbia university press, new york.

    hutchison, t.w., 1978. “friedrich engels and marxist economic theory”, journal of political economy, vol. 86, no. 2, 303-319.
  • ''ben vaktimi kadınlarla geçirip cinsel arzularımı tatmin edeceğime ezilen işçi sınıfını bulunduğu bataklıktan çıkarmayı yeğlerim. üstelik kadın cinsel eğlence aracı değildir. asla böyle aşağılık bir tabakada bulunamaz. kadını bir köpek gibi eğlenme amaçlı görenler ise burjuvalardan başkası değildir.'' diyerek samimiyetini ve azmini ortaya koymuş zeki ve yürekli düşünür. aynı dünyada yaşamaktan onur duyulacak, hayatı anlamlandıran bir insanmış. kapitalizmin son kozlarını oynadığı şu dönemde onu anmak daha da anlamlı oluyor nedense.
  • bugün yaşasaydı, kendisine söylenecek "diyalektik burjuvacadır!" sözlerini gözlerini patlarak
    "ayakkabı burjuva giysisidir!" diye karşılayacak, sonra da elini sakalına koyup hah hah hah! diye tok kahkahalar atacak kişidir.
    "kuantum çağı çocukları"nı büyük büyük bir olasılıkla bilime davet edecek, lenin ve mao tarafından yapılan katkıları hatırlatıp, liseli heyecanıyla yapılan "işte kuantum geldi, haydi nesnellik çöpe" metafiziğinin altındaki sınıfsal endişeyi çözümleyecek, mikro evren ve makro evren ayrımını, dalga-parçacık ikiliğini ve 2000'lerin başında yapılmış avshar deneyini göstererek, sakalının altından zar zor belli olan muzip bir sırıtma takınacaktır.

    lakin 1895'te hayata gözlerini yummuştur..
  • bugun bir nobelli bilim adami degilsem, bugun türk ekonomisini düzeltecek güclerde haydar bas'tan hemen sonra geliyorsam bunun nedeni engels gibi bir kankamin olmamasidir.. milletin kankasi engels benim kankam jack o lantern fark işte burada..

    engels marx a babasinin yapmayacagi ilişkileri yapmis

    "babacim sen ne takiyorsun para mevzusunu ya hallederiz"

    ayaklari cekmis bir iş adamidir aslen.. icabinde sosyal deney ortamlari saglamis, icabinda rus kadin bulmus, cocuklari ve karisi icin garsoniyer tutmus, icabinda marx in cocuklarini "davaya zarar vermemek adina" evlat edinmistir..

    boyle kralligi bugun "shaft" abimiz bile yapmaz üstelik o zencidir, kardes kültüründen gelir..(soru: who is the man that would risk his neck for his brother man? cevap :shaft!)

    hülasa engels kocccaaaaman bir yüregi olan sevimlinin sevimlisi pompiş in pompişi bi amcadir. ay cok seviyorum ya yerim ben onu!
  • çok bir büyük filozof ve teorisyen olduğu kadar, tarihin yazdığı en sağlam badaktır da. barlardan hatun kaldırmak için komünist manifesto'yu, das kapital'i ezberlemeye çalışan kolpa devrimci kardeşlerime ithaf olunur:

    “sevgili mary,
    biliyorum ki bana karşı derin hisler besliyorsun. bu hiç gözümden kaçmadı. ama şunu bilmeni isterim. hayat şartları çok zor. ve bunu en iyi işçi sınıfı anlar. beni yanlış anlamayacağını biliyorum. ama şu güne kadar hiçbir kadınla beraber olmadım. olmayı da asla ama asla düşünmüyorum. babanın seni evlendirmek istediği sir dawson ile evlen. mutlu olmasan bile olmaya çalış. ben işçilerle beraber kurtuluşa giden kutlu yolda devrim kervanını hazırlıyorum. mutluluklar.
    seni kendinden çok seven friedrich engels.”

    ayrıca bugün doğum günüdür.
hesabın var mı? giriş yap