• soğuk içildiğinde duyulan ferahlık hissi, gazozun ağız sıcaklığı olan 37 c ile karşılaştığında karbondioksitin çözünürlüğünü yitirmesi ve genleşerek gazozdan ayrışmasıdır. bu genleşme sırasında açığa çıkan enerji, ağız içinde cildimizden ısı alır.
  • meyve aromasi, seker ve karbon asidinden yapilir ve basincli havayla siselenir.

    gazozun turkiye'ye gelisi ise 1890 yilinda, maden suyu ile birlikte ithaline dayanir. daha sonra nigdeli bir rum olan aleksandr misiroglu, fransa'ya giderek gazoz yapiminin inceliklerini ogrenir. fransadan gazoz makineleri ve yapim haklarini satin alarak karakoy'de ilk gazoz imalathanesini kurar ve uretime baslar.

    o donemdeki ilk gazoz markalari, mısıroglu, hasanbey, hurriyet, neptun, cumhuriyet gibi gazozlardir. 'sifon' denilen seyyar el arabalarinda bardakla da satildigi olmustur.

    (bkz: nigde gazozu)

    ayrica, halk arasinda “ise yaramaz, bos, degersiz” anlamlarinda da kullanilir.
  • gazoz salt çocukluğumuzun değil, bütün hayatımızın sihirli bir mayisidir. aile ile yenen yemeklerin yoldaşı, kurulan kalabalık sofraların vazgeçilmezidir. kola ile yıldızı barışmamış geleneksel sofraların ve taşra eğlencelerinin bir numaralı meşrubatıdır. anadolu şehirlerinin doğal dekoru tren istasyonlarının yanındaki aile çay bahçelerinin yaz ayı alternatifidir. açıkhava sinemalarının resmî içeceğidir. iddialı mahalle maçları, parasına oynanan okeyler, girilen iddialar, tutulan ladesler hep gazozunadır. gazoz, bir şenlik ve zafer ölçüsü birimidir.

    yaptırdığım (yaptığım demiyorum, geniş çevrem ve çok param var, birilerine yaptırıyorum) bir araştırmaya göre, misak-ı millî sınırlarında yer alan 81 vilayetin hepsinde yerel bir gazoz markası olduğu ortaya çıkmıştır. evet bu topraklarda "üç film birden" sineması ve genelevi olmayan şehirler vardır ama kendine ait gazoz markası olmayan şehir yoktur. bu sosyologların, iktisatçıların, antropologların cevabını araması gereken bir sorudur. benim ilgilendiğim ise eskiden, eskilerden, gelenekten gelen sürüsüne bereket bu güzel markaların şimdi nerede olduğudur? markalar sessiz sedasız hayatımızdan çekilmektedirler.

    bu markaları, bu taşra serinliklerini birilerinin yazması, kaydetmesi gerekiyor. ama öylesine ciddi, büyük, mühim ve tarihî isimler, kurumlar ve eserler hayatımızdan siliniyor ki gazozu düşünmek evet biraz safdillik oluyor. yine de hatırlamalı: huzur, elvan, sensun, bixi, gençler, uludağ, trakya, çamlıca, saray, fruko, kristal, zaman, zafer, sunalko, cincibir ...

    duyduklarımız, gördüklerimiz, içtiklerimiz bunlardan ibaret. bir de elbette her şehrin çeşmesinden akan belediye gazozu vardır ki anlatmaya gerek yok, en meşhur markası terkos.

    biz çocukken, internet yokken, piyasa bu kadar “renkli ve zengin” değilken, modern pazarlama ve dağıtım kanalları yokken işte bu kadar çok marka vardı. şimdi hayat ve piyasa kimilerine göre “daha çoğulcu daha renkli” ama çok değil üç beş yıl sonra bu markalar gidecek, sadece fanta, coca cola, pepsi kalacak. ama bu inkisarın adı da tarihe "demokratik piyasalar", "herkese açık rekabet" diye geçecek.

    .../...
    o değil de, aramızda maalesef, küçükken gazoz şişesinin ağzını parmakla kapatıp iyice sallayıp sonra püskürtme eğlencesine katılmamış arkadaşlar var. ben bir de onlara üzülüyorum. gazozunu püskürtmeyenler "biz çocukluk yaşadık" demesinler. trene binsinler, bir anadolu şehrine gitsinler ve derhal bir gazoz içip, çocukluklarından özür dilesinler.
  • çocukluğa geri dönme iksiri. önce kokusunu duyarsınız, sonra o nefis tadı damağınızı kavrar, sonra içindeki onyüzbinmilyon baloncuktan birine biner ve çocukluğunuza bir süreliğine geri dönersiniz.

    sokağınızdaki boş bir arsadasınız şimdi. akşama kadar yakantop, istop, seksek, misket oynadıktan sonra kan ter içinde bakkala koşup bir elvan açtırıyorsunuz mesela, onun o cam şişesini elinizle kavrayıp içmeye başlıyorsunuz, yudum yudum. işte, biri güldürdü size ve son yudum burnunuzdan çıktı! diğer çocuklar arkadan sesleniyorlar; "haydi gelin, okulun bahçesine gidiyoruz, voleybol oyniycaz" anne sesleniyor camdan "baban gelmeden evde ol, karışmam bak!"

    şişeyi bakkala iade etmeyi unutmayın sakın, depozito almamıştı orada içeceğiniz için...
  • sprite kesinlikle gazoz değildir, çok şekerli bir içecektir. kendine göre güzeldir belki ama bizim gazozumuzun yanında sunidir, boştur. size henüz hayatı öğrenmeye yeni başlayan ilkokul 1 öğrencilerinden beni etkilemiş bir diyalog sunmak isterim, içindeki derin anlam görülsün diye.

    iki çocuk yan yana oturmaktadırlar. birinin elinde sprite kutusu diğerinin elinde ise uludag sisesi vardır.

    - hmmmf, çok güzelmiş. sen ne içiyorsun?
    - sprite... sen?
    - gazoz.... *
  • boncuklu su
  • ailenin başlıca içeceği hoşaf olunca, gazlı içeceklere iksir gözüyle bakan çocuk gözlerimle, evde deney sonucu bulduğum içecek.
    su, limon tuzu, şeker.
    limon tuzu bilirsiniz su içinde kabarcıklar çıkartıyor, aynı gazoz gibi. şimdiler de tadı nasıl bilmiyorum böyle deney sonucu bulduğum içeceğin.
    sanırım denemekten çekinirim. çünkü bi ara anne sütünü merak edip içmiştim, iğrençti. ama deli gibi seviyorduk bebekken...
  • nostaljik bir meşrubat
  • 5-15 yas arası mahalle maclarında "kupa" olarak kazanılır veya kaybedilir. kaybeden alır, kazanan icer.
  • uludağ vardı bi zamanlar kasa kasa alırdı dedem nerden buluyosa
    elvan gazozuda ilköğretim pazarında tekeldi, simit+elvan alıcak para oldumu cebimizde kraldık
    şimdi okulda kantine gidiyorum snickerslar, 5li tobloren'ler, muzlu kılı tüylü züppe yoğurtları eski ambians kalmamı$ demekki
hesabın var mı? giriş yap