• ben seni alamam ah holofira
    azığım tamtakır binitim nalsız
    bir belde geçerim kalacağım yok
    dostlarım bivefa düşmanım yalsız

    kolum halat değil bakracımda kum
    ben seni alamam ah holofira
    sade yoksunluktan yokluktan değil
    eline kir olsun elliüç lira

    amma ki alamam bir uzak sevi
    gelmiş de çökmüştür taunlar gibi
    ben seni alamam ah holofira
    geç git heç bakmadan eğlenme e mi

    pusatları parlak binbaş istesin
    seni ulak elçi naib-i kral
    ben hoyrat söyleyim el bana hoyrat
    gelip de ne deyim şu dillerim lal

    ben seni alamam ah holofira
    baban kâfirine kılıç üşürsem
    hem de gece bassam- iti uykulu
    şöyle ya allah’la bohçanı dürsem

    amma ki alamam yaradan beni
    ne ardıç ne çınar ufarak çayır
    koşumum gıcırdar ölmek dilerim
    bağrım kaynıyordur yüklerim ağır

    sen bir düş imişsin kuşluk çağında
    soluma tükürdüm rabbim gafurdur
    bilesin kavuşmak yok islâmlıkta
    kavuşan kısmısı ancak gâvurdur.

    s. çobanoğlu
  • yine gece,
    yine hüzün
    ve yine içimde sen
    ve yine biliyor musun
    içimde sen olunca
    hüzün de güzel.

    ahmet hamdi tanpınar
  • geçip gitmiş günler gelin
    rakı için sarhoş olun
    ıslıkla bir şeyler çalın
    geberiyorum kederden.

    ilerdeki güzel günler
    beni görmeyecek onlar
    bari selam yollasınlar
    geberiyorum kederden.

    başladığım bugünkü gün
    yarıda kalabilirsin,
    geceye varmadan yahut
    çok büyük olabilirsin

    -nazım hikmet

    hadi şunu da dinleyin madem
  • hep gelir aynı aşk,
    alır seni senden, sonra çekip gider sensiz.
  • şiire bir gece bırakmak benimkisi,.
    kimi uyuyamaz dertleri derya gibi
    kimi utanmaz ve öylesine sevinçli
    kimi huzurun ormanında gecenin bilgesi.

    peki ya ne getirdin duygular diyarından,
    bu doymak bilmez kalbin ihtiyacından,
    dizginleri tutmaz hayvanların en yabanisinden,
    aklı öldürecek kadar sarhoş bir o kadarda yüzleşmiş sefaletinden.

    ben en çok nefretin yahnisini severim.
    o bir şeye ihtiyaç duymaz diğer zavallılar gibi
    bütün varoluştan kin duyar cehennemdeki şeytan gibi,
    ve ona yokluğu tattirmayin boğulursunuz dibi olmayan bir denizde gibi.

    az birazda sevebilmeli bu insanın kalbi,
    temizleyebilmeli nefreti, kustuğu bütün kini.
    aşkı duymali, yakıp kül ettiği onca şey gibi,
    yanmalı aşka, sarf ettiği eti ,kemiği gibi.
  • yaslı yüreğimin utangaç itirafı:
    sizi sevmekte ölüyorum bayım.
    nilgün marmara
  • bin nasihat gibi bu sancılı hasret
    miladını doldurur biter bir gün
    karanlık aydınlığa kavuşur elbet
    siz o gün bayramı kutlamayı görün
  • dayanamam birden girsen
    güneş doğar gibi yavaş yavaş gel
    gelişin yıkım gibi olmamalı
    gelişin önceden belli olmalı.
    yağmurlara söyle geleceğin günü

    afşar timuçin
  • ?
    bana kağıdı sevdiren kadın
    ya sen beni hiç sevemedin
    ya da ben kendimi kandırmaktan yılmadım
    almadım kalbinin ahını
    dahası neyse vermeye razıyım
    bir tutam papatya
    alplerin en tepesine çıkmak
    anne kokusu
    sana hissettiğim tüm sevginin dokusu
    deniz kızı
    yılmadan defterlerime dökülüyor gözlerin
    sokaklarında karşılaşmasak mısraların
    seni gözlerine bakarak dahi özlerim
    hayalimin tribülansı
    ecelimin yetişemeyen son ambulansı
    ölüm güzel şey
    tırtılın kelebeği sevmesi kadar ironik belki
    ölmeden sevdiğine kavuşamamak
    sevmek için ölmek
    sana dönmek için açtığım kozalar
    kelebeklerin ardısıra rengarenk kanatları
    belki milyar kere ölüyor insan içinde
    hiç birisi senin gülüşün kadar güzel kanatmadı
    anlatmadım
    bir kelimesini bile paylaşmadım
    benim olan papatyaları hala suluyorum
    öylesine duru
    ölesiye
    öldüresiye duru belki
    mutluluktan heykeltraşın olasım geliyor
    devrilen tüm taşların ardından beliresi kız
    mağaralardaki tüm resimler sensin
    ansiklopedilerin anlamı yok
    seni gördüğüm her kağıt
    ağıt belki bana
    tekrar dağıtmamın tek sebebi yine sensin heykeli
    bu ipte yürümek inançtan başka bişey değil
    yeterince gerildim
    hayır delirmedim
    seni sevdiğimin kelebekler kadar farkındayım
    ardındayım ama adımlarımı hissetmen olanaksız
    dayanağım sensin
    tersim döndüğü andan itibaren hafızamı kaybettim
    kelebek hayatımı sana içiyorum deniz kızı!
    bir tutam kahverengi ve kırmızı!
    mutsuzluktan mutlu oluyorum
    ırmak gibisin
    en hürriyetli şekilde akan
    bir çakıl taşı olup adım adım kalbine doluyorum
    önemim mi, tek başıma bir hiçim
    biçimim önemsiz
    dönem dönem alageyikler kemiriyor kalplerimizi
    çakıl kalbimi yontuyorlar
    önlem alamadan seni seviyorum
    kalbimin heykel traşı olmak
    seni çizmek
    seni yazmak
    kendi esir kuyunu kendim kazmak gibi
    ortada hiç bir neden yokken sana esirim
    kesirlerin matematikle bi alakası yok
    kalbimi ikiye bölmek istiyorum
    fransız ihtilalinin yaşadığı acı
    kaçı aşık olmuş
    nazım olmuş ve yolmuşum saçlarımı
    gözlerim dolmasına dolmuş
    taşlar ağlar mı deniz kızı
    kaya gibi durmak nedir bilirim
    senden öğrendim
    belki yarın delirmenin şerefine
    bugün de kelebekler bizi üzüyorlar
    sadece uçarak
    kaçarak nereye varacağız
    bi dereye dönüşmenin vakti geldi geçiyor
    durgun sularda yaşamak
    birlikte delirmek
    alageyiğin belirmesi tekrar
    belki birlikte yaşarız heykel olup
    sen ben kelebekler ve alageyik
    deniz mi
    deniz sensin
    henüz kızımın ismini koymadım
    sen hiç aşık oldun mu?
    ben oldum
    ölmekten yorulmayan bi heykeltraşım
    savaşta ölmedim
    kalbimde her gün kendi duygularımı gömüyorum
    aşk öyle sivri ki bazen
    durma söyle önemi yok
    gerçekten kanatıyor
    kanatlanmanın şerefine en renkli kelebek
    bir gün bir koza olursam eğer tekrar
    ölmeden kanatlanacağım günler gelecek
    sana susamıyorum
    yanındayken konuşmak su içmek gibi
    debisi henüz çok yüksek bi ırmak
    yılmak yok deniz kızı
    ölmek için sevmek
    beni unutma
    bu sokaklarda sana sarılmaya doyum yok
    oyun yok
    zamanı gelecek ve senin kollarına sarılacağım
    belki son kez
    belki on kez
    ne kelebekler biliyorlar
    ne de bir alageyik
    ne de ben kurtuldum bırakıyorum deyip
    hissediyorum çalan yine her zamanki teyip
    ben bu gece yine ölüyorum kelebek için
    bana artık bu hissi anlatmaktan vazgeçin
    iliklerime kadar çakıl oldum
    akıl dolmak benim işim olmadı
    dolmayan hüzünle hoşçakal deniz kızı
    gönül şarkısı
    tekrar ölmek üzere
    ansızın
    esenkal
  • gün eksilmesin penceremden
    ne doğan güne hükmüm geçer,
    ne halden anlayan bulunur;
    ah aklımdan ölümüm geçer;
    sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
    ve gönül tanrısına der ki:
    - pervam yok verdiğin elemden;
    her mihnet kabulüm, yeter ki
    gün eksilmesin penceremden!

    cahit sıtkı tarancı
    bayılırım bu şiire.
hesabın var mı? giriş yap