• hiv+ olup nasıl askerlik yaptığını aklımın almadığı rezalet. evet belki virüsü taşıyan arkadaş taşıyıcı olduğunu bilmiyor olabilir de 300 kişilik koğuşa böyle biri nasıl sorgusuz sualsiz, testsiz tahlilsiz alınır?
  • hiç de yukarıda anlatıldığı gibi olmayan olaydır.

    öncelikle hasta hiv+ değil, buradan başlayalım. operasyon sırasında hemşirenin gözüne kan sıçrıyor ve doktor kendisine yıkanması ve ameliyata geri gelmesi için müsaade ediyor. ancak hemşire hanım hastanın hiv ya da hepatit gibi bir hastalık taşıyabileceğini söylüyor. gidip başhekim'e şikayette bulunuyor.

    konuyu dinleyen başhekim de hemşireye "siz her vakaya gerekli önlemleri alıp girmek zorundasınız zaten" minvalinde bir şeyler söylüyor.

    yani olayda hemşiremiz hem yıkanıp geri gelmek istemediği için ameliyatı yapan doktora hem de başhekime atarlanıyor. bütün olay sadece bir dedikodudan ibaret.

    sakin olun, atlamayın. bana da böyle anlattılar. hadi bakalım hangisi doğru acaba? bilip bilmeden atlıyor herkes.
  • hemşire gözlük takabilirdi evet ama bu başhekimin yaptığı puştluğu ve hastane yönetiminin takındığı tavrı değiştirmez.
    tahlil olsa ve öncesinde ameliyata girecek arkadaşlara hiv+ olduğu söylense o hemşire o gözlüğü takacaktı.

    ihmal ihmali doğurmuş maalesef.
    bu ülkede sağlık sektörünün bir kez daha rezil ve iğrenç bir sistemi olduğunu öğrenmiş olduk.

    rezalet gibi rezalet
  • kural olarak serolojisi bilinmeyen her hasta seropozitif olarak kabul edilir. pek çok memlekette hasta onayı olmadan seroloji bakılamaz. operasyonda iğne vs yaralanması/kan ve sıvıların göze ve açık yaraya teması mutlaka bildirilir. bu durumda kimse suçlu değil. eğer şüpheli yaralanma varsa hastadan hıv/hbv/hcv istenebilir ve gerekirse proflaksi başlanır. hastanelerin performans için gereksiz ve önlemsiz iş yapması durumu söz konusu bile olamaz.
  • riskli olduğu düşünülmediği sürece hastalardan hiv, hepatit markerları bakılmaz ameliyat öncesi; testler fiyat/etkin değil çünkü. anestezi onayından geçmeden kimse mezbahaya! alınmaz. anestezi gerekli testleri ister. bunlar da genellikle hemogram ve rutin bft ile kcft olur. ek hastalık varsa ayrı testler istenir.

    muhtemelen kan sıçraması sonrası bulaş testleri yapıldı ve test+ çıktı. neyse ki bulaş oranı ciddi oranda düşük ve profilaktik tedavi de yüksek oranda koruyucu ki bulaşmaz diye ümit ediyorum. her invazif işlemde hasta hiv, hcv, hbv veya **v pozitif gibi davranmak sağlık çalışanının görevidir.

    bir bulaş olursa hastaneden tazminat alma hakkı doğar orası da hukuki boyutu. hastaneler yüksek riskli çalışma ortamlarıdır. içinde nükleer reaktör olduğu düşünülürse... ya da parke taşı...

    edit: bazı yazarlardan uyarı geldi. bulundukları hastanede hepatit markerlarına elektif ameliyatlar öncesi bakılıyormuş. ekol farkı muhtemelen; biz hacettepe’de bakmıyoruz genel olarak. muhtemelen yine bölümler arası bir fark da mevcuttur. kimi hoca kesin baktırıyordur. oturmuş bir uzlaşma yok. çünkü her hasta hiv+ gibi davranmak gerekir.
  • enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım.
    büyük bir eğitim hastanesinde çalışıyorum. ayrıca hıv hastası takip eden de bir merkeziz.
    öncelikle şunu belirtmeliyim ki askere kabul muayenesi öncesi mutlak hepatit ve hıv testi yapılmaktadır.
    hıv pozitif kişi kesinlikle askerliğe kabul edilmez.
    ancak askerlik esnasında izinler sırasında da virüsü kapmış olabilir ve izin dönüşü bu testler tekrarlanmadığı için önceden tespit edilmemiş olabilir.

    ancak belirtilmesi gereken asıl şey ameliyata alınan tüm hastalar hepatit/hıv pozitifmiş gibi yaklaşılarak her hasta için gerekli önlemler aynı şekilde alınmalıdır. bu ben de dahil tüm sağlık personelinin uygulaması gereken standart yaklaşımdır.dünyada uluslararası kabul görmüş kılavuzlarda da -zaten her hastaya bu önlemler alınması gerektiğinden- operasyon öncesi hastalardan hepatit-hıv taraması önerilmemektedir.

    böyle bir durum hastanın hıv pozitif olduğunu bilseler de yaşanabilirdi /yaşanabiliyor. bu tür riskli bir temas yaşayan sağlık personeline hemen başlangıç testleri yapılarak hemen bulaşı önleyici profilaktik ilaçlar temin edilip başlanır.

    başlık ve böyle bir başlığın açılmış olması tamamen art niyetli bir zihnin ürünü diye düşünüyorum.
    herkese saygılarımla.
  • rezalet olmayan, bir ameliyat hemşiresinin -panik halinin etkisi- korkması nedeniyle saçmalaması olan olay.

    rezalet neden değil derseniz, testis torsiyonu acil operasyon nedenidir. bu nedenle o kan sonucu ameliyat bittikten sonra da çıkabilirdi. acil vaka ise zaten her türlü tedbiri her an alacaksın.

    hastaneler çok riskli yerlerdir, tüm çalışanlara bu riskler ile ilgili bilgi ve eğitim düzenli olarak verilir (veya verilmesi gerekir ki çalışanlar bu eğitimlere gitmek istemez gittik diye imzalar ve kaytarır çoğu zaman ama kağıt üstünde de olsa imzası vardır riskleri biliyordur yani doktor ve hemşire)

    olay olduğu gün bir test verir hiv - olduğunu gösterirsin gider profilaksi ilaçlarını alırsın, hastanın doğrulama sonucunu beklersin pozitif ise profilaksi devam eder ve sen de hiv testi vermeye devam edersin.

    hiv dandik bir virüs olduğu için pek bulaşmaz. ama en kötü seçenek oldu talihsiz bir şekilde bu yolla hastalığı kaptın o zaman hastaneyi dava edebilirsin.

    her halükarda bu başlığın hiç bir manası yok.

    bu başlıkta anlatılan olaylar özellikle cerrahi branşlarda ve acilde doktor ve hemşirelerin başına gelen olaylar.

    not: yıllar önce bile isteye cengaverlik yapıp hiv+ hastayı ameliyata alan ama ameliyatta eldivenini kesince panik atak geçirip ameliyatı terkeden cerrah bile duydum.(haberlere de çıkmıştı sanırım) bu nedenle hemşireyi suçlamıyorum olayın etkisi ile panik yapması olabilir ama bu başlığı açan kişinin anlatım şekli inanılmaz sorunlu ve anlattığı hali ile rezalet falan yok.
  • abd gibi ülkelerde operasyon öncesi hiv testi yapılması zorunluluğu diye bir şey olmadığını bilmeyen yazar beyanı. bu ülkede ne rezaletler oluyor ama hiv pozitifliği bilinmeden hastanın ameliyata alınmış olmasını büyük rezalet olarak niteleyen insanların olması da ayrı bir rezalet.
  • hiv + biri askere alınmamalıdır. ama iş bilmez, am beyinli devletimiz en başta askere almakla hata etmiştir. gerçi askere giderken kan testi yaptıklarını sanmıyorum 2004'te(askerlik yaptığım yıl) yapılmıyordu.

    askeriyede tozdan ötürü alerjim çıktı. taburda doktor hastaneye sevk verdi. böyle göt içi kadar magirus gibi bir askeri minibüs içinde 30 kişi falan hastaneye sevkediliyoruz. yanımdaki askere "geçmiş olsun sen hangi birime sevk edildin?" diye sordum.

    "intaniye" dedi. o zaman kadar, hayatımda duymadığım bir birim. sonra hastanede öğrendim bulaşıcı hastalıklar bölümüymüş. ne kadar hepatit, hiv vesaire boktan bulaşıcı hastalığı olan asker varsa buraya gönderiliyor. 30 kişi göt içi kadar bir minibüs içinde...

    beyan usülü, amına koduğum. askeriyeye teslim oluyorsun. orada tabur doktoruna falan söylersen hani, sevk ediyorlar. bu hep "askerlik yapmayana kız vermezler" zihniyetinden kaynaklı. amcık asker, ilk muayenede beyan etse belki hiç göndermeyecekler kışlaya.

    siz siz olun, kışlada hasta olmayın, ya da hastaysanız, hastalıktan geberecek duruma gelene kadar belli etmeyin. bayılın, ayılın o zaman mutlaka ambulansla götürürler. ben taksi tutayım gideyim gibi bir lüksünüz de yok.

    bilginize...
  • baslik sahibu entrysi bende de engelli muhtemel agir troll arkadas.

    her geleni ameliyata doner icin almak nasil bir sacmalik lan. boyle bir dusunce olabilir mi. ınsallah cerrah arkadaslar okuyordur burayi.

    doner puanlari
    hasta muayene etmek: 31--36 puan
    ameliyat etmek: 15- 170 puan.

    devlet bile s. et ameliyat uzun suruyor poliklinik yap puan kazan diyor. bizim suserler diyor ki puan icin ameliyat ediyorlar. sakasiniz olum:))
hesabın var mı? giriş yap