• "kadını güle benzeten ilk kişi dahiydi ikincisi de embesil."
  • ... apollonaire ve arkadaşlarının, onun 40 yaşındayken kendini astığı sokak lambasının önünde gecenin bir vakti saygı duruşuna geçtiği, şiirlerini nöbetler ve gel-gitler arasında yazmış deli, lanetli şair.
  • aşk acısından kendini asmıştır. bir geceyarısı, sokak lambasına..

    bir şiiriyle anayım.. fantazya.. (la fantaisie) durup durup kendini beyoğlu'nda tramvayların önüne atan, her seferinde arkadaşları tarafından kurtarılan usta şair cahit sıtkı tarancı'nın enfes çevirisiyle..

    bir hava bilirim, dünyalara değişmem:
    bütün rossini, mozart, weber sizin olsun.
    çok eski bir hava, ağır, hazin, muhteşem;
    yalnız ben duyarım onda ne varsa füsun!

    ne zaman o havayı dinliyecek olsam
    ruhum gençleşiverir birden iki asır.
    onüçüncü louis devridir, vakit akşam!
    batan günle sararmış bir yamaç uzanır.

    camları kızıla çalan renklerle yanar,
    tuğlalardan bir şato, köşeleri taştan.
    etrafı çepçevre bağlar, bahçeler, parklar;
    bir dere akıyor çiçekler arasından.

    kömür gözlü bir kumral en üst pencerede;
    eskidir geçmiş zaman esvapları eski.
    görmüşlüğüm var bu kadını, ama nerde?
    hatırlıyorum, başka bir hayatta belki!
  • "yazık! her şey ölecek demek ben ölürsem!"
    - gerard de nerval-
  • türk edebiyatina damgasini vurmus, büyük edib.
    aslinda yanlis kullanmis oluruz damgasini vurmak fiilini, zira epey bir dolayli mana da ihtiva olunmaktadir. misal vermek gerekirse, rüya ve hayat isimli hikayesi bizim büyük edibimiz olan tanpinar in o büyük eserinin mülhem eseri olacaktir. abdullah efendi'nin rüyasi bu eserin büyük nisbette taklidi konumundadir. bunla da yetinmeyerek ekleyebiliriz ki, esik siirinde de nice hadiseler cereyan etmistir. bu rüya ve hayat romaninda olan bazi cümleler, abdullah efendi'nin rüyasi kitabina nasil sirayet etmis ufak bir görebiliriz rahatlikla.
    rüya ve hayat:
    "karsimda bir duvar saati ve saatin üstünde insan gibi konusmaya baslayan bir kus vardi"
    abdullah efendi'nin rüyasi:
    "tünedikleri köseden geceyi ugursuzlukla dolduran insan bakisli kuslar vardi..."
    bir baska misal de söyle verilebilir.
    rüya ve hayat'in ilk cümlesi : "rüya ikinci hayattir"
    abdullah efendi'nin rüyasi yazisinin prelüdü kavlinden olan siir ve rüya yazisinin baslangic cümlesi de: "öteden beri rüyanin ikinci bir hayat oldugu söylenir"
    gibi özellikler dikkat cekmektedir. bunun yanisira baska hadiseler de cereyan ve vukuu halindedir tabii ki.

    sadece tanpinar degildir nerval'in mukallidi yahut mülhemi. yahya kemal de ahmet muhip dranas da pek âlâ etkilenmislerdir. misal; üstadin fantasie siirinde gecen
    "bir kadin gecmis zaman esvaplari icinde" cümlesini aynen ahmet muhip dranas olvido siirine almis. bu fantesie siirinden ve tekniginden yahya kemal de bir cok sekilde faydalanmasini bilmistir. eski sehrin rüzgarlariyla ile kendi gök kubbemiz gibi. tematik olarak da yahya kemal faydalanmis üstaddan, misal o taraf siirinde, yine rüya ve hayat tan bir cok tema kullanilmis. nasil mi, misal söyle;
    rüya ve hayat:
    "görünce sasirdim, hepsinin de giysileri beyazdi(...) ardindan gittigim kadin gür bir isik hüzmesi altinda büyümeye basladi. iste daha simdiden eriyordu güzelim bicimleri karisik bugularda, soluyordu o güzelim yüzleri."
    o taraf:
    "....
    hakimdi yerden ufka kadar uhrevî vakar;
    bir cesme vardi her tarafindan ziya akar;
    gectikce bembeyaz gezinenler ücer beser;
    bildim ki ahiret denilen yerdedir beser.
    baktim hüznün her birinin benzi sapsari
    sezdim ki gövdesizdi, hayaliydi boylari"
    gibi gibi gibi, yani asil perde arkasinda kimler var kimseler bilmiyor, ben de buna üzülüyorum. kaynaklar cok az ilgi cekerlerken digerleri o kadar da büyük adamlar bilinirler. eyvallah, hepsi büyükler, fakat ilham kaynaklari da unutulmamalidir..
  • 1808-1855 yılları arasında yasamıs ve de pariste dogmustur.uyuşturucu madde ve esrar kullanmıstır.nerval,1841 den sona iki üç kere akıl hastanesine yatarak tedavi görmüş.1855 yılında bir sabah paris sokaklarından birinde kravatıyla bir direge asılmıs olarak bulunur.baudelaire ve öteki romantiklerin yakın arkadasıdır ama şiir anlayısı onlara benzemez.
  • ... düşün, deliligin ve karanligin sairinin kendi deyisiyle:

    "ilham perisi, icime tatli dilli bir tanrica gibi girer, ama oradan bir cadi gibi, istirap icinde, inleye inleye cikar."
  • bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti hissiyatı:

    «okuduklarımın suçuydu bu; şairlerin icatlarını ciddiye almış ve yüzyılımızın sıradan insanından bir beatrice yaratmıştım...»
    (gérard de nerval, “aurélia”, 1855)

    dante'nin beatrice'si: ideal aşkın başlangıç çizgisi. cennet'in ışıkları içindeki bir başka ışık gibi.
  • "bekleme beni bu akşam
    çünkü ak ve kara olacak gece"
  • yaşamı, sanatı, tüm yapıtları ve türk edebiyatındaki etkileri erdoğan alkan tarafından uzun uzun anlatılmış gerçeküstücü. aurelia (rüya ve yaşam) harika bir öyküdür.
hesabın var mı? giriş yap