• bunlar genellikle düşünmek denen "eylem"in sesli yapıldığını sanan çocuklardir. erkek çocuklarindan farklıdırlar; akillarina gelen şeyi; akillarina geldiği anda söze dökerler:
    -benim kurbağalı kumbaram var göstereyim mi sana; aslinda onu babam aldi ama, biz parka gittik sonra kardeşim var benim o kumbaraya kurabiye atti; annem acmaya calisti; aaa benim yüzügüm var, senin de var mi, cok büyük bu yastigim benim; hem de yumusak bak...

    bu çocuklarin karşısında cevap vermeye çalışmak beyhude bir iştir; sürekli kafa sallarsiniz; sonra biraz daha büyüdüklerinde serbest çağrışım şeklinde konuşmaktan vazgeçerler ama daha az konuşmayı hiç denemezler

    gece olmuş herkes yatmış, ışıklar kapanmış:

    -sonra öğretmen dedi ki ödevlerinizi yapmazsanız kuş gönderirim bana söyler; bizim sinifta adi okyanus olan bir çocuk var o bana dedi ki bugün senin gözlerin çok güzel, o sirada öğretmen duydu...
    -suscan mi artik uyuyalim
    -tamam uyu sen ben konusucam
    -!?!
  • yer: olympos hasanın gözlemecisi, asmaların altında sessiz bir bahçe, loş gün ışığı
    kahramanlar: llg, sevdiceği ve hasan'ın geveze kızı...

    plaj ziyareti dönüşü iki soluklanalım, bir dünyadan haber alalım, yarımşar da gözleme atalım gerekçesiyle gazetelerimiz elimizde, plaj havlularımız belimizde, siparişimizin gelmesini beklerken dehşet kız çocuğu(bundan böyle dkç olarak anılacaktır) çıkagelir:

    dkç: merhabaaa çok afedersiniz size birşey sormak istiyorum, bir sakıncası var mıydı?
    llg: (kızın kendisinden 10 yıl büyük kibar girişi insanı ister istemez etkilemektedir) söyleyiniz bakalım, buyrunuz?
    dkç: eğer sizin için bir sakıncası yoksa ve herhangi bir rahatsızlık yaratmayacaksa ben şu tepede gördüğünüz üzümlerden kopartmak istiyorum, mümkün mü acaba?(masanın açığında biryerlerde tepedeki asmadan sarkan üzümleri gösterir)
    llg: tabi ki mümkün, geç kopart sormana bile gerek yok bizim için ne sakıncası olabilir ki?
    dkç: şöyle kii, babam istediğim kadar üzüm yememe izin verdi ancak bir şartla, sakın müşterilerin kafasına üzüm düşürme dedi onun için soruyorum, zaten artık kafanıza düşse de siz bana kızmazsınız çünkü ben izin aldım di miiii (makineli tüfeğe bağlar) hem kafanıza düşse nolucak bit kadar üzümden sizin gibi kocaman kocaman insanlara ne zarar gelebilir kii??
    llg & sevdiceği: (tatilin verdiği rehaveti aniden yok eden sesin sahibine hayretle bakarak) hıhıı tabii tabii
    dkç: (onaylanmış olmak ya da olmamak onu pek ilgilendirmemektedir, çoktan tepemize çıkmıştır bile..) bakıın ben buraya da tırmanabiliyorum ayrıcaa bu benim atııım (asmanın yere uzanan kalın dallarından birisine aniden tırmanarak en tepedeki üzümlerle ulaşmaya çalışır) deeeh dıgıdık dıgıdık deeehh hehhe
    llg: aferim aferim...
    dkç: siz de ister misiniz? (çıkıştan daha süratli bir şekilde yere iner, elindeki üzümleri uzatır)
    llg & sevdiceği: isteriz ver ver
    llg: ay ay dikkat et düşüceksin!(çoktaan yukarı tırmanmıştır bile..)
    dkç: geçenlerdee buraya iki tane turist geldi, gerçi hep geliyolar, ben onlara da üzüm ikram ettim, çok beğendiler, buranın üzümleri çok güzel, haa düşmem düşmem merak etme ben doğduğumdan beri buraya tırmanıyorum zaten
    llg & sevdiceği: puhahah süpersin sen
    dkç: evet biliyorum, babam öle demiyo ama, gevezelik ediyosun, milletin kafasını şişiriyosun diyo, halbuki bakın ne güzel konuşuyoruz şurda...geçenlerde bizim sınıftan bi kız bana dedi kiii vıdıdı bıdıdıdııdıı (üç dakika aralıksız anlatır, llg ve sevdiceği önlerindeki gazeteleri okumaya çalışsalar da, başarılı olamazlar, bu arada gözlemeler gelir...)
    llg: (herkesin bir sabrı var) baban haklıymış..
    dkç: haa? ne?
    llg: baban diyorum, seni çağırıyo
    dkç: hani? duymadım ben? allah allah dur bi bakiyim de geliyim hoooop paaaa (yere atlar)
    llg: galiba ben daha fazla dayanamicam...
    sevdicek: evet ben de...
    (dkç koşarak geri döner, o esnada llg nin bıçağı yere düşer, llg ve sevdicek bir bıçağın yere düşmesine hiç bu kadar sevinmemişlerdir...)
    llg: aa bıçağım yere düştü, hadi git bi tane daha bıçak getir bana olur mu?
    dkç: ay ne gerek var benim gitmeme, isteriz getirirler babaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bi tane bıçaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak sonra sınıftaki o kız vardı ya hani vıdıvıdı bıdıdıdı
    llg & sevdicek: hass...
  • büyüdüklerinde ayakkabılardan, çantalardan, makyaj malzemelerinden ve yakın arkadaşlarının aşk hayatlarından ziyade yeni öğrendiği şeylerden ya da halihazırda bildiklerinden, düşündüklerinden ve hayallerinden bahsediyorlarsa şayet yanlarında dakikaların, saatlerin nasıl geçtiğini anlayamaz ve sohbetin ucunun nereye varacağını tahmin edemeyiz; zamanın akışını hızlandırır ve hayatın sürprizlerle ve serüvenlerle dolu olduğuna bizi inandırırlar. tam da bu sebeple konuşkan kadınlar bana her zaman, yaşamanın düşündüğümüz kadar güç ve sıkıcı bir iş olmadığı gerçeğini hatırlatır.
  • uyku bile kaçırtanları var.. zannımca cereyanda kalmış bunların dilleri tv anne nine cereyanından bahsediyorum önce reklamlar ezberlenir dizi replikleri .. papağanlaşırlar hıaa
hesabın var mı? giriş yap