• apikoğlu ve birkaç markanın gıda kodeksine uymamasını deşifre etmesiyle ses getirdi. şu haliyle çok iyi bir iş yapıyormuş gibi görünüyor ama bence gayet haksız rekabete yol açmaya müsait bir yöntem geliştirmişler:

    - kaç markayı ve kaç ürünü test ettikleri bilgisini yazmıyorlar. belki sadece bu markaları test ettiler ve sadece o yüzden bunlar sorunlu çıktı onu bilmiyoruz. mesela "testi geçen ürünler ve markalar" diye bir rapor yok. aynı şekilde apikoğlu'nun diğer tüm ürünleri geçti ve sadece bir üründe patlamışsa onu da yazmıyorlar.

    - tüm markaları test edeceklerse bile şu anki "sonuç çıktıkça raporlayalım" yaklaşımı bakanlığın yapacağı önceliklendirmeye bağlı olarak sona bırakılan markalara rekabet avantajı sağlıyor. hem onlara sıra gelene kadar rant elde etmeye devam ediyorlar hem de vakit kazandıkları için apikoğlu'nun şimdi yapmaya karar verdiği tesis ayırma gibi önlemleri önceden alma imkanı elde ediyorlar.

    - testlerde kullanılan eşik değerler belirtilmemiş. yani apikoğlu'nun (etsan) dediği gibi tek bir dna kalıntısı varsa bile testin geçiyor olması ihtimalinin yanı sıra farklı markalarda farklı eşik değerler kullanılma imkanı da mevcut. yani eşik değer laboranta ödenen parayla orantılı bile olabilir gayet ve biz bunu asla bilemeyiz.

    - ürünlerin temin süreçleri açıklanmamış. mesela ürünler firmadan mı temin ediliyor, tamamen anonim mi yoksa ahmet diye birinin "abi sizin ürünlerden alıcaz özellerinden ayır bi zahmet" diye telefon açmasına herhangi bir engel teşkil etmeyen nitelikte mi açıklanmıyor. haliyle burada da istismarın varlığını bilemiyoruz.

    bakanlık tüm bu şaibeleri kaldırmadığı sürece de bu raporlar halkın pegasus eti, at eti, şekerli bal yemesine hiçbir zaman engel olamaz. sadece bazı markaları batırıp bazılarını çıkardığıyla kalır.

    bu işler nasıl olur ibret almak için (bkz: consumer reports)

    edit: "apikoğlu'nu çok sevdiğinden savunuyorsun" diyenler çıkmış sanki argümanlarımı etkiliyormuş gibi ama madem sordunuz bayadır pınar şölen kimyonlu sucuk tercih ediyorum.
  • sucuğun içinde dananın kalın bağırsağını, sikini, taşağını bile koysan yüzde yüz dana eti ibaresini yazmana müsaade eden ancak ürün etiketine "gdo içermez" ibaresinin yazılmasına karşı çıkan süper faydalı bakanlıktır.
    bir çok avrupa ülkesinde hepten yasaklanmış, kotası amerika'da bile yüzde 2 ile sınırlandırılmış olan gdo'ların ülkemizdeki kotasının %7,5'tan %15'e çıkarılmasını sağlayan bakanlıktır ayrıca.
    tabi bir de unutmadan; cargill ve amerika için şeker üretmemeye, sigara tekelleri için tütün üretmemeye sanki bir başka ülkenin bakanlığıymış gibi çaba gösteren bakanlıktır.
    yakında kendi memleketimizin tohumları kalmadığında, kabak aşılı karpuzlar gibi yavan zırvaları yemek zorunda kalmamızın da şimdiden baş sorumlusu olacak bakanlıktır ayrıca.

    yüzde yüz dana olan bizler miyiz yoksa aslında?..
  • insanların sağlığı ile oynayan firmaları deşifre etmesi güzel ancak sebze ve meyvedeki zirai ilaç kalıntılarının yüksek oranlarda olmasının laboratuvar raporlarıyla tespit edilmesine neden itiraz ettiği anlaşılamayan.

    http://www.greenpeace.org/…sil-denetleyecek-060412/
  • yakın zamana kadar sadece gıda bakanlığı olması gündemdeyken önce tarım ve gıda bakanlığı ve son olarak gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı olmuştur. yakın zamanda gıda tarım, hayvancılık ve su ürünleri bakanlığı olursa kimse şaşırmamalıdır.
  • iki eliyle bi... şeyi... doğrultamayan.

    önce türkiye'de hayvancılığı bitirdiler.
    üstüne et fiyatlarını fırlatıp, ithal et ile sübvanse etmeye çalıştılar.
    cumhuriyet tarihini bırak, muhtemelen anadolu anadolu oldu olalı ilk kez başka yerden et satın almasına rağmen, fiyatlar düşmedi.
    et tüketmek lüks oldu, hatta milletvekilleri kendilerine %40'ın üzerinde zam yaparken "et yemek bizim de hakkımız" dediler, seviye buralara kadar düştü yani.

    şimdi de getirdikleri hayvanın cinsiyetinden bile haberdar değiller.
    http://www.ntvmsnbc.com/id/25356967/

    uruguay'dan anadolu'ya inek getirmek ne lan? hiçkimseye garip gelmiyor mu şu?
  • * baklavaya antep fıstığı yerine ezilmiş bezelye koyulması

    * kırmızı bibere kiremit tozu

    * zeytini koyu siyah olsun diye ayakkabı boyasıyla yıkanması

    * bayat tavuğun beyaz görünsün diye klora batırılması

    * küflenmiş peynirin jel ile harmanlanıp, taze kaşar diye satılması

    * lahmacuna yağ külü eklenmesi

    * öğütülmüş kemikten salam yapılması

    * horoz ibiğinden sosis yapılması

    * dönere bağırsak, tavuk dönerine deri, yoğurda domuz kemiğinden yapılan jelatin katılması

    * tereyağına patates, tulum peynirine nişasta, kıymaya boyanmış sakatat eklenmesi

    * kuru üzümün kurutulmadan mazota bulanması, zeytinin çabuk kararması için havuzlarına paslı demir atılması

    * çiğ süte, daha fazla peynir elde etmek için şeker gübresi konulması.. ekşimesini önlemek için hidrojen peroksit ve formaldehit koyulması, eğer ekşimiş ise ekşiliğini almak için soda, kostik ve trisodyum sitrat ile mevzunun çözülmesi. ve sütün öz yağının alınıp, yerine yağlı süt izlenimi versin diye margarin katılması...

    * zeytinyağına kanola karıştırılması

    * sabun üretiminde kullanılan yüksek asitli yağların, ısıl işlemden geçirilip natürel sızma zeytinyağı diye satılması

    * petekli ballarda petrol ürünü mumdan petek kullanılması

    * tahinin soyayla yapılması

    gibi atraksiyonların olmaması için çalışması gereken bakanlıktır...
  • tarımın ana vatanı anadolu topraklarını çocuklarımız için koruyalım temalı kamu spotu hazırlayan bakanlık. yıllardır tarımı bitirmek için planlı çalışmalar yapıp çiftçinin anasını ağlatan insanlar utanmamış, sıkılmamış kamu spotu hazırlatmış. önce kendinizden koruyun anadolu topraklarını.
  • böyle çalışsınlar helal olsun derim, tüm sucukları tek tek ben bakıp ne var içinde bilemem ya, devlet de bir işe yarasın. ha öbür taraftan hazır gıda tüketme kültürümü yıktınız lan...
  • genelde bakan olarak direk "doğadan" alınmış bir şahıs atanır... anladın sen anladın!
  • yakında ''ottur günahı yoktur'' şeklinde açıklama yapması beklenilen bakanlıktır.
hesabın var mı? giriş yap