• sigaraya yeni başlamış, ve gizlice sigara içen bir ergenin yapması muhtemel abukluklardır.

    - sigara içmek için evden 1 km öteye gitmek.
    - sigara içme süresince görülen her insanı muhtemel bir akraba'ya benzetmek (lan yoksa şu teyzem mi?)
    - sigara içtikten sonra şekerli sakız çiğnemek, bununla yetinmeyip eldeki iğreti kokuyu gidermek için kolonya sürmek.
    - cepte parfüm taşımak.
    - limon ağacı yapraklarını koparıp ele sürmek.
    - bol su içmek.
    - çoğu sigarayı acaba yakalanır mıyım paranoyası sebebiyle yarımken söndürmek.
    - "paketi yakalatabilirim" korkusu sebebiyle paket taşımamak, tek sigara alıp mahalle bakkalını zengin etmek.
  • yer: çocukluğun ve gençliğin geçtiği iki bloktan oluşan ikametgahımız, sevgili apartmanlarımız
    zaman: ergen dönemler

    en üst katta oturan komşuların yaz aylarında farklı mekanlara göç etmesinden istifadeyle apartmanın en üst katına toplu halde (ortalama 5-6 kişi) hücum edip, boş dairelerin kapı eşiklerine kıçı, kapılara sırtı dayayıp tüttürmek, bu esnada kapıların iki yanında bulunan saksıları kül tablası olarak kullanmak şeklinde vuku bulan eylemler. sanki hiç çakılmayacakmış gibi dev bir duman bulutunu orada bırakıp mekanı terketmek de terketmeden önce grup içinden en abuk olan arkadaşın saksılardan yalnızca kül tablası şeklinde yararlanmaması da dikkat çekicidir. bu arkadaşımız * annesi gelir de onu öper diye toprakımsı kokusu bulunan sardunya yapraklarından koparıp çiğnemek ve tükürmek sonra da apartmanın yıkanması için yapılmış olan musluktan su takviyesiyle gargara yapmak suretiyle kendince sigara kokusuna çözüm bulmuştur. ama döt kadar yerde o kadar kişinin aynı anda sigara içmesi yüzünden saça, başa, giysilere sinen kokuyu nasıl halletmesi gerektiğini düşünmemesi enteresandır. ama yaz mevsimidir sokaklarda at gibi koşulur, hem havalanılır hem terlenir falan. o kadar sorun olmaz.
    derken kış gelir çatar, evlerde sigara içmek hala mümkün değildir. sözkonusu içici gruptan iki sivri** biraraya gelmiştir. bir tanesi paltosunun cebine sigaraları ve çakmağı almış diğerini yer bulması için kışkırtmaktadır. gayet kışkıran diğer sivrinin kafasında derhal bir ampul yanar. en üst kattaki komşunun anahtarı annesindedir. çünkü annesi apartmandaki en yakın arkadaşıyla birlikte evde bulunmadığı zamanlarda o komşunun çiçeklerini sulama ve evi havalandırma görevini üstlenmiştir. o anahtarı kapıp derhal en üst kata koşarlar. kendilerini içeri atmalarıyla birlikte sigaralara sarılırlar. o kadar zekilerdir ki ışık falan yakmamışlardır ama ayakkabıları çıkarmışlardır. ellerinde kültablası kokteyl havasında ayakta takılırken birkaç fırt çekilmiştir ki sokak kapısından çlink çlonk diye sesler gelmektedir. bir anahtarın da diğer komşuda olduğunu düşünmemiş olan iki sivri birbirine korku dolu gözlerle bakar. biri çektiği dumanı vermeyi falan unutup behü bühühö yaparken diğeri de elindeki sigarayı arkadaşının elindeki kül tablasına basar ve kendini banyo tarafına atar *. kapıdan sesler gelmektedir "glorious'un ayakkabısı değil mi bu?" şeklinde. o ara ışıklar yanar ve birinci sivrinin, ikinci sivrinin annesi ve diğer komşu arkadaşıyla konuşma sesleri gelir içeriye. evet sıçtık diye düşünülür ve çaresiz salona gelinir. birinci sivri bir yere kaçamamış, elinde kalan kültablasını sigaralarla birlikte cebine sokmuş, orada bulunma nedenlerini açıklamak adına şu anda gülmek için kaba etinizi kullanmamanız açısından söylemeye gerek duymadığım birşeyleri gevelemiş ve mekanı terketmek için kaş göz işaretini çakmıştır. hemen ortamdan tüyülür. bir daha bu zıkkım içilecekse götün donması daha yeğdir, sokaklar bizimdir diye karar verilir.
  • eller kokmasın diye sigarayı mandalla içmek ciddi bir abukluktur.* zira düşünüyorum mandalla sigarayı sıkıştırdıktan sonra nasıl çekeceksin nefes. fırt çekilir gibime geliyor öyle. hayır nefes çekebilen cidden bu işi kıvırmış, mandal ayar ustası olmuş demektir.
  • sigaraya ilk başladığım zamanlardı. yıl 2004. camın önünde sabaha karşı gizli gizli sigara içmeye çalışıyordum. bir deodorant kapağından kendime küllük yapmıştım. tam sigarayı söndürecekken sigaranın ucundan köz düştü. kalorifer peteği ile duvarın arasındaki petek borusunun üstüne kondu. lise 2'de olmama rağmen hala gelişmemiş beynimden ötürü aklıma ilk gelen şey o sene konya'da kazan dairesindeki patlama yüzünden yıkılan zümrüt apartmanında ölen onlarca kişiydi.

    (bkz: zümrüt sitesi)

    ben de bizim apartmanı havaya uçuracağım korkusuyla koşa koşa mutfağa gidip bir tencere suyu kalorifer petekleri üzerinden boca ettim. kış mevsimiydi. o sular sabaha kurumadı tabii.

    annem peteğin su akıttığını falan düşünmüştü allahtan. yolumun üzerindeki salonda uyuyan misafirimiz teyzeme ise gece koşa koşa mutfağa gidip bir tencereyle neden geri döndüğümü asla açıklayamadım.
  • okul tuvaletinde gizlice sigara içen öğrencinin yaşadığı hikayedir.
    öğrenci tuvalete girer sigara içtiği esnada okul müdür yardımcısının sesini duyar. bu arada ne yapacağını şaşıran öğrenci, sigarayı söndürüp, lavaboda abdest almaya başlar.
    hocanın da zaafını kullanan öğrenci abdest alıyorum ile yırtmıştır.
  • gizlice sigara içeceğim diye 1 m2'lik bir alanda* fosur fosur sigara içmek hem ciddi hem de zararlı bir abukluktur. o daracık alan resmen gaz odasına döner akabinde bir baş dönmesi mide bulantısı. sonra sigara kötü diyorlar, 1 m2'lik alanda içersen kötü tabi.
  • istemdışı ama paranoya ile karışık algı patlaması yaşamak.

    kulak ve gözün bendini yırtarak taşması, insanüstü bi kılığa bürünmesi birer örneğidir. yakalanmamak uğruna maksimum verimle kullanılan çakralar artık öyle bi hale gelir ki mutfakta karınca yürüse, karanlıkta hamamböceği ossursa hemen algılarsın, kendine çekidüzen verirsin. sigara keyfinin yer yer önüne geçse de tatlı anılar işte. yaşamak lazım.
  • şirket balkonunda patrona yakalanınca, sigarayı arkadaşın eline tutuşturmaya çabalamak.
  • ilkokul için;

    dağa çıkmak.
  • vücudunun üst kısmını odanın camından rüzgarın estiği yöne doğru mümkün olduğunca dışarı sarkıtmak.
hesabın var mı? giriş yap