• malum oyuna dair diğer başka detaylar ise aşağıdaki gibidir:

    * kurtlanma aşaması ve müzmin ebenin seçimi fazı:

    oyunun sonunda çıkan felaketler ve gelişimi sırasında yaşanan kabuslar dolayısıyla oyuna başlamak, ebe seçmek ve kudurma dozunu ayarlamaya çabalamak için önce; “yeminle bak göt kazmaca oynamıycaz, çelik çomak… bak aslanım, çelik çomak oynuyoruz oyunu sonradan göt kazmacaya çevirmek yok… abiler gelirse oynamasın tamam mı?” girişleriyle itidal sağlanır. yeterli çoğunluk sağlandıktan sonra ebe olmaya yanaşmayanlar arasında; “herkes ebe olucak lan geç işte… en uzağa kim tükürse o ebe olmaz tamam mı? çeliği çomağın en uzağına atan ebe olsun” benzeri yaptırımlarla biçare kurban seçimine gidilir. bu sırada hafiften başlayan gülüşmeler, ebe görmediği açılardan yapılan terbiye sınırları dışındaki hareketler ve arada bir eğilip ebenin poposuna bakmak gibi hareketlerle de oluşturulması gereken gerilim üst düzeye taşınır.

    * transformasyon sürecine bağlı piçliğin gelişimi statüsü:

    ilk vuruşla birlikte uzağa taşınan ebenin arkasından el kol hareketleri yapılmaya başlanmıştır bile. ancak unutulmaması gereken nokta, ebenin aklının çukurda olacağıdır. bu nedenle ayak sürermişçesine yapılan ayakkabı ucuyla hafif yollu darplar, yerde bulunmuş gibi yapılan taşla yapılan yere vurma hareketleriyle hem ebe korkutulmaz hem de kikirdeşmeler eşliğindeki hergelelik maskelenilmeye çabalanır. ebenin her turda “saylanmaz oğlum, siz göt kazıyorsunuz” şeklinde getirdiği yersiz yorum yine “ne lan ben burda oturuyorum. dünden vardı bu çukur” benzeri bahanelerle savuşturulur. ebenin kan ter içinde peşinden koştuğu çomağın ardında gittikçe derinleşen çukur ve buna bağlı olarak ebenin “nasıl olsa onlar da ebe olucak, o zaman onların götünü de ben kazıcam” sanrısı yüzünden anlamsız tempo artar, suskunluğun içine gizli küfürleşmeler dışarıdan bir gözle katliam havasına bürünür.

    * ebe değişimi kontrasepsiyonuna bağlı olarak ilk hırın çıkması okazyonu:

    çukur büyüdükçe çılgınlığı artan ebe “ben oynamıyorum, annem çağırdı beni, gidip dersimi yapmam lazım” sönümüyle kısa süreli bir depresif çıkışa yeltenir. bu noktada yapılması gereken geçici olarak fedaya yatkın bir fırlamanın ebelik rolünü üstlenmesi ya da ebelerden ebe beğen seçimine dair yeni kurbanın gırtlağına basmaktır. eski ebe haliyle ikinci seçim için ağırlığını koyacak aklının bir köşesinde de yeni ebenin götünü kazmak yerine kendisi için açılmış çukuru her aşamada kapatma hayali kuracaktır. yeni ebe seçiminde kendi götünün kazılması gerçeğiyle yüzleşmek istemeyen ve aynı zamanda oyunu devam ettirip yeni götler kazmak isteyen fırlama çocuk ise en kolay çözüm olan ikinci kurban seçimine gidecektir. oyun yeniden başlar. ismen halen çelik çomaktır, ancak şartlar değişecektir.

    * beklenen gelişmenin kaçınılmaz sonu arifesindeki ağabeylerin geliş evresi:

    “bizden habersiz haa...” haykırışlarıyla çukur başına çöken ağabeylerin yalın ve tek hedefi vardır oyunun kurallarına bağlı kalmaksızın ve kime/kimlere referansına kulak asmaksınızın hunharca açılan çukurları derinleştirmek. bu vahşi aşamanın ertesi “aha bu ebenin çukuru… aha ananın çukuru” bağırışlarıdır ki duygusal yaptırımın fiziksel şiddete dönüştüğü an olarak göze çarpar. bu noktadan sonra “çukur genişletmek, çukura ayak bacak sokmak, çukur içine kafa sokmak” benzeri eylemler oyunun esefle kınanması gerekilen ancak bir başladı mı da durdurulamayan hallerindendir. çelik çomağın yerini taş sopa alır, gruplaşmalar arasında kavga dövüş başlar, kulaklar çekilir, akşam evde daha büyük dayaklar da yenecektir.

    * sinsi tavırlar silsilesinde çukur abartısı ve itliğin hinliğe kaynaşımı:

    ortalık durulduktan sonra bahçede kalan fırlama çocuk ve beraberindekiler balkonlardan ve evlerinin pencerelerinden hüzünle bakmakta olan diğer çocuklara “bu senin götün işte” şeklinde laf atmaya devam ederler. kimilerinin çukura abanarak seksi çağrıştıran tavırlar içine girmesi ise balkonlardan yağan tükürükler ve geceye karışan küfürlerle karşılık görse de bazı şanslı çocuklar gece evde kalmayan ekmeği tedarik etmeye çıktıklarında göz yaşlarına hakim olamayarak derinliklerinde anlamsız acılar yüklü olan çukurlarını kapatmaya uğaşırlar.

    * olur mu hiç çalışmamak tik tak tik tak oturumu:

    sabah geçer, yine öğlen olur. kapatılan çukurun başında zindirzimba, dokuz taş, kukalı saklambaç gibi oyunlarla eğlenen çocukların yanına gelen başka bir grup o önüne geçilmesi mümkün olmayan, sonu bilinse de karşı koyulamayan teklifi bir gün önce hiçbir şey yaşanmamışçasına yinelerler. “çelik çomak oynayalım mı lan?”… “göt kazmaca diil oğlum, çelik çomak oynıyucaz!”
  • bu oyunda götünü doldurmak, götünden çalmak gibi terimler vardır. oyunun ana fikri götü kurtarmak üzerinedir. işte küçük yaşta böyle hazırladılar bizi hayata, oyuna bak amına koyiim. şimdi sorsan "neden böyle oldu bu çocuk?", ömrümüz götümüzün stresiyle geçti be, az bile olduk.
  • kızlarla oynanınca pek bir komik hal alan oyundur.

    c-oh oh yardırın beyler,haydar kusura bakmıyosun demi abi oyun sonuçta,senin kız diye alınganlık yapma yani.
    h-yok abi birazdan senin manita da ebe olcak,o zaman evden matkabı almayan...
    c-abartma haydar!oyun bu.
    h-kim abartıyo be,salyan aktı deşicem derken şerefsiz.
  • ebenin çemberini kazarak bir götlük kadar yer açtığınızda ebeyi çembere oturtmak gibi bir ritüeli de vardır bu oyunun. garipsemeyin, sene 1987.
  • eşşek kadar olunmuş, nişanlanılmıştır. yeni evli arkadaşlarla çıkılan piknikte "oynayalım mı lan, makara olsun" denir. kızlı erkekli çomaklar hazırlanır, daireler çizilir. başlama vuruşu ile birlikte arkadaşlardan birinin "karımın götünü kazmaa!" diye bağırmasıyla ağlayana kadar gülünür ve oyun son bulur.
  • ebe çomağını almaya gittiğnde ebenin moralini bozmak için onun çemberine abanarak bir tecavüz etme ritüeli vardır ki ebe buna sinirlenirken diğer oyuncular bu işten büyük keyif alır bir görüntü verirler.
    her şeye karşın günümüzde büyük kentlerde bu oyunu oynamak olanaksız bir durum almıştır çünkü kazacak toprak artık yoktur ve her yer artık beton ve asfaltdır.dolayısıyla doğa ile barışık bir oyundur.2000'li yıllarda bu oyunu oynayabilmek için kent dışına çıkmak ve toprak alanlar bulmak gerekir.
  • amacı daha çok ebenin gururunu kırmaya çalışmak gibiydi bu oyunun. ebe çomağı almak için koştuğunda "argghh, oeehh, götün de pek güzelmiş, aha fışkırdı, valla fışkırdı, aha çocuk doğdu" gibi kelimelere ebeyi rencide etmeye çalışırdık. çocuk deliliğinin en güzel örneklerindendir. bir diğeri için (bkz: zıpçık)
  • benim büyüdüğüm yerde çok büyük bir ciddiyetle ön hazırlığı yapılırdı bu oyunun. kazılacak çukur, ebenin çomak atma noktasından 25 ayak ötesine çizilir ve nam-ı diğer götlerin çapı atılacak çomağın iki katı genişliğinde olurdu.

    götünü dar çizen oyuncular ayıplanır, gerekirse ekstra ebelik ile cezalandırılırdı. iyi vuruş yapan oyuncuların mahallede ayrı bir karizması olur, aynı karizma bunlar ebe olduğunda götlerinin daha bir hırsla kazılması yüzünden sekteye uğratılırdı.
  • eşşek kadar olup liseye geldiğinizde de oynaması hala zevkli olan oyundur. hele de toprağın altında böle kırmızıya çalan enterasan fosil ler varsa "oluuuum koşun koşun fatoş'un götü kanamaya başladı" tarzında geyikler dönebilir, tadından yenmez olur.çok eğlenceli bir oyundur.7'den 70'e herkese tavsiye ederim
  • ebe kızsa götünü hunharca,vahşice kazardık.havva diye bi' kız vardı bizim mahallede,bi' keresinde götünü öyle kazmıştık ki kızın,havva'nın kendisi rahatça içine sığabilirdi.
hesabın var mı? giriş yap