• genellikle son zamanların adından en çok bahsedilen kitabını okuyan tiptir. amaçları da zaten bitirmemek, daha çok insana göstermektir kitabın kapağını.

    henüz yeteri kadar insana gösterememiştir. bu tipler genelde bu bahsedilen kitabı hep kamuya açık yerlerde okurlar. kafeler, toplu taşıma araçları en tercih edilen mekanlardır.

    hayır benim pomçikkom 600 sayfalık kitabı 1 günde okuyor olmasa anlayacağım. neyse bir şey demiyorum ben.

    edit: şimdi bu bazı geri zekalı kendi öz dilinden habersiz vatandaşlara türkçe dersi vereceğiz bir de.
  • günde ortalama 50 sayfa okuduğu için 350 sayfalık bir kitabı 7 günde okuyan tiptir; öğrencidir, kitaba para yetiştiremiyordur, o yüzden can sıkıcı bir durum olsa da okuma konusunda birtakım sınırlamalara gitmek zorunda kalmıştır, aksi takdirde varını yoğunu kitaplara harcayıp meteliğe kurşun atacaktır.

    eleştirmeden önce empati kurmaya çalışınız.
  • sofiya tolstoy'un güncesini okuyor olabilir.
    bırak günü , yıllardır.
    *
  • bizde öyle bir tip vardı,tam dört hafta her sabah (bkz: platon)'un (bkz: sokrates'in savunması) kitabını getirdi götürdü.
    kitabın kapağında sokrates,platon yazınca sanırım bir dört hafta elde taşınıyor.
  • anlaşılması zor, hazmı uzun süren kitaplar okuyordur. ekonomi üzerine teoriler içeren bir şeyler mesela. canan tan ya da alacakaranlık falan okumuyorsa normal olandır.
  • normaldir, belki çok sevmiştir bitmesin diye az az okuyordur. o kitap ile ilgili sınava hazırlanıyor olabilir ya da buna benzer bir durum söz konusu olabilir. günlerdir aynı kitabı okuyan tip ile bir alıp veremediğim yok, ama dışarıda çantası olmasına rağmen elinde kitap gezdirenleri anlayamıyorum.

    ayrıca bu insanlar cafe, durak, otobüs vb. gibi yerlerde okuyorlar. ben evde kitap okurken çok nadir olarak dikkatim dağılıyor, dışarıda nasıl odaklanıyorsunuz hiç anlamış değilim. özellikle kitap okuyorum diye bunu çevresine göstermeye çalışıyorsa, şahsi fikrim prim yapacağını pek sanmıyorum. kitap bu ülkede dikkat çekmiyor, yanlış yolda olduklarını söylemek isterim.
  • türkçeyi bu vatandaştan daha iyi konuştuğuna eminim.

    (bkz: günlerce)
  • günde 4 saat toplu taşıma araçlarını kullanıyordur. evde kendisine ayıracak başka vakti olmadığı için, sadece toplu ulaşım araçlarında okuyabiliyordur. okuduğu kitap da 700-800 sayfa ve ağır ya da akıcı olmayan bir kitapsa, onu okuması da haftalar alabiliyordur.
  • önemli olan hızlı okumak değil bir şeyler alabilmek bana göre. ben yavaş okuyorum, bazen geçmiş sayfalara dönüp bakıyorum. not alıyorum. düşünmem gereken yerde kitabı yarım bırakıp bir sonraki hafta tekrar elime alabiliyorum. salt hikaye okuyan insanların rahatsız olduğu bir durum ancak var böyle insanlar. sizi bu kadar rahatsız etmişse, o insan ile probleminizi halletmeniz gerektiğini düşünüyorum. yoksa bir insanın yavaş kitap okuması başka bir insanı neden rahatsız etsin ki? sana ne ayol, takacak konu mu kalmadı.
  • okumak isteyen fakat zaman sıkıntısı olan insandır. sabah işe giderken metroda 20dk. kadar ve bir o kadar da dönüşte boş zamanı vardır. eve gittiğinde çocuğuyla eşiyle sohbet etmek istediği için evde okuyamaz, uyumadan önce okuma triplerine hiç giremez zaten yeterince yorulmuştur. bu durumda elindeki 750 sayfalık kitabı 2 bilemedim 3 hafta hafta elinde gezdirmesini hoş karşılamak lazım. hatta bazen farklı nedenlerle hiç ilerleyemeyip, bir aydan uzun süre aynı kitap ile gezmek te normaldir.
hesabın var mı? giriş yap