• hiç bir parayı miami beach'te ezmek tesadüf değildir.

    (bkz: final dershanesi sloganı)
  • dünyada çok ilginç varoluşların bulunduğunu bana bir kez daha hatırlatan tesadüf.

    düşünsenize, bu konu ile gerçekten ilgilenen, bunu sözlükte paylaşacak kadar ilginç ve konuşmaya değer bulan bir insan var. üstüne üstlük üşenmeden gelip bunun başlığını açıyor, söz konusu iki insanın ayrı ayrı instagram profil linklerini veriyor falan.

    televizyonlarda yayınlanan magazin programlarını izleyenleri bile bir şekilde kabullenmeyi başarmıştım, televizyon izlemenin pasif bir aktivite olması, herhangi bir etkileşim içermemesi ve benzeri sebeplerden ancak bu kadarını gerçekten aklım almıyor. nasıl hayatlarınız var, neler yapıyorsunuz, gün içerisinde aklınızdan neler geçiyor, dünyaya ve hayata dair ne tür dertleriniz var gerçekten merak ediyorum.
  • şimdi nikahsız gezse tozsa bunlar acun hala şeymaya para ödemeye devam edecek di mi? ulan çok acımasız be hayat. neyse bundan bize ne delikanlı?
  • ne tesadüf david beckham da orda..

    arkadaşım sergi var sergi. magazinden kafanızı kaldırıp azcık etrafa bakın siz de.
    belirli tarihler arasında yapılan dünyaca ünlü bir etkinlikte bu isimlerle aynı yerde olunması gayet normal.

    leonard cohen konserine gidince cohenle sevişmiş olmuyorsun yani.
  • instagram hesabım olmadığı için şahit olamadığım tesadüftür.
  • ben demiştim demeyi sevmiyorum.
  • boş zamanlarımda atomu parçaladığım falan yok , ağzımdaki lokmayı mekanik sindirim ile küçük parçalara ayırmakta bile usta sayılmam . yediğim yemeği çoğunlukla büyük lokmalar halinde yutarım ve bunun zararlı olduğunu söyler hep uzmanlar. neyse konuya dönüyorum , anlatmak istediğim zamanını öyle pek de verimli şeyler için kullanan bir birey olmadım. fakat bu tarz konularla ile ilgilenip boş geçen zamanımı da harcamadım , gerçekten anlayamıyorum. bir insan evladı ne olur da bu konu üzerine düşünme gereği hissedebilir , şeyma subaşı ve hakan sabancı’nın yaşamlarına bu denli uzak kişilerin hayatını meşgul etmelerine anlam veremiyorum. bu nasıl bir boşluk ki bu konuda iki kelime etme gereği hissediyor insan? şimdi diyeceksiniz ki ybu cümeleleri yazarken de sen de bu konuya dahil olmuş oluyorsun , bir saniye benim derdim bu konu değil bu konuyu kendine dert edinen veyahut üzerine konuşan ve yorum yapan insanlar. evet şimdi o alengirli hayatıma dönüp , yoldan geçen sarı taksileri saymaya devam edeceğim. en azından poisson dağılımının gerçek hayatta tezahürü üzerine düşünebilirim.
hesabın var mı? giriş yap