• yayın hayatına yeni başlayan parrhesia adlı bir e-dergide yapılan "hayatlara dokunabilen dürümcü: haluk abi" röportajdan tanıdım kendisini. ilginç anekdotlar var söyleşide:

    mesela raflarda turşu kavanozları yerine kitaplar var, kitapların yanında da "okuduğunu getir, okumadığını götür" şeklinde bir yazı...

    adına antibiotik dediği mercimek çorbasını bilginiz karşılığında para vermeden içebiliyormuşsunuz. haluk abi dükkanın camına yaklaşık 6 yıldır her gün farklı bir soru yazıyormuş. cevabı bilene de çorba ikrammış. o sorulardan bazıları da şöyleymiş:

    -çanakkale boğazının mitolojik ismi?
    -yeditepe'nin 3 tanesinin ismi?
    -sultanahmet camisinin mimarı kimdir?
    -altın oran kaçtır? vs..

    bir de panosu varmış haluk abi'nin ve bu panoda bir sürü notlar birikmiş, bu notlarla da "dürümcüden insan manzaraları" adıyla bir kitap oluşturmayı istiyormuş kendisi.

    valla kendisini bugüne kadar bilmediğim için biraz hayıflansam da "bilmemek önemli değil ama öğrenmemek..." diyor ve en kısa zamanda kendisini ziyaret etmeyi düşünüyorum. belki sonra izlenimlerle devam ederiz, şimdilik bu kadar.
  • önce az çorba içilir, sonra tavuk kanat sölenir ama öyle böyle değil. mangalda kanat şiş yapıyor elleriylen haluk abi, masayı da ezmelerlen donatıyor. yanına kömür ateşinde pişmiş lavaşlan baharatlı tereyağlı süper lezzette bi pide getiriyor ki kanatların altındaki bulgur pilavına inmeden doyuyorsunuz. sucuk dürüm de yapar bu eline sağlık şahsiyet.
    gecenin bi vakti gülbağa girince hoş sohpet, ışıklı ve kalabalık bi dükkan görürseniz işte orası haluk abi'nini yeri. acıktıysanız muhakkak durun derim.
    edit: açık ayranı da var süper.
  • servis kağıtlarının üstüne hz. muhammed'den mao'ya, nazım hikmet'ten mevlana'ya kadar birçok kişinin özlü sözlerini yazdırmış olan şahsiyet. yemeklerinin lezizliğine diyecek lafım yok tabii, ancak bu ufak ayrıntıları da hatırlatmak istedim.
  • gülbağ'da otururken arada hem acıkıp hem canımız sıkıldığında arkadaşla sarmaya giderdik haluk abiye. biz ne kadar niyetlensek de hep o bize sardı ve hiç istediğimizi alarak çıkamadık. yine de o iki yumruğunu göbek seviyesinde sıkıca sıkıp ''çocuklar iyiyiz di mi bugün? iyiyiz süperiz.'' demesini özledim. belki de o günleri özledim. ulan gülbağ'ı da özledik ya te amk senin geçen zaman. geçme lan.
  • geçenlerde bana "bugun pazartesi oldugunu biliyor mu?" diyerek, pazartesi sendromu mevzusunda derin düşüncelere gark olmama sebep oldu. bir baska deyişle, bu dürümcü başka dürümcü.
  • mecidiyekoygulbag'da enfes durum yapan, hossohbet, dunyayi gezmis, pek kulturlu durumcu. mecidiyekoydeki durumcuden hayir mi gelir diye hic yanasmadigim bir iki yilin acisi icerisindeyim.
  • burada müdavim olmasanız da haluk abi sohbete sarabilir ve her konuda herkesle konuşacak bilgi birikimine ve tecrübeye sahip bir adamdır, siz müdahale etmediğiniz veya hesabı ödeyip gitmediğiniz sürece konuşabilir ve güzel de sohbeti vardır.. çorbaya antibiyotik denen bir mekandır. her daim kaliteli yabancı müzik çalar, mahallede açılan fast food restoranları biraz revaçtan düşmesine sebep olsa da özgün ve kaliteli bir mekandır.
  • mecidiyeköy profilo alışveriş merkezinin yanında bulunan ve adını sahibinden alan leziz dürümcü. kendisi londra'da mba yapmış bir dürümcü olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.
  • geçen hafta cumartesi kalabalık bir veda partisi ile kapanmış dürümcü. artık yerinde yeni bir kokoreççi hizmet verecekmiş. dürümünü değilde alkolden sonra gece gece antibiyotik dediği çorbasını özleyeceğim.
  • uzun zaman sonra ziyaretine gittiğimde dükkanını bulamadığım güzel abim. ya ben bulamadım ya da haluk abi kapitalizme yenildi... bilenler yeşillendirirse memnun olurum...
hesabın var mı? giriş yap