• ortalığı kan gölüne çevirmesi açısından akla bir ped markasını getirmiş dizidir.

    (bkz: helen harper)
  • 13 bölümlük mini gerilim dizisidir.

    --birazcık spoiler ama sonunu söylemem--

    bir korku filmi düşünün, özel bir gün için -tatil, gezi, kamp, düğün, party- toplanan insanlar, kısıtlı alan -ev, otel, ada- ve bir seri katil. buna bir de bulunulan ortamda öndecen cinayetler işlendiğini ya da bir efsane olduğunu eklersek karşımıza klasik bir korku filmi çıkar. ama bu hikayeyi etkili kılmak gerekir. örneğin psikopatın insanları zekice öldürme yöntemleri olmalı, başlarda sebepsiz, ratgele gibi görünen olaylar ve cinayetler finalde sağlam bir temele dayandırılmalı ve sonlara doğru izleyici şaşırtılmalı...

    yukarıda amerikan korku-gerilim filmlerinin çoğunda yaşanan, çoğunda da az değişmiş bir şekilde yaşanan hikayeyi anlattım.. ama burada diziden bahsediyoruz. ne varki dizi de bu temele dayanıyor. ama ne yapıyor nasıl ediyor bilinmez -belki bu hikayeyi gerçekten sevdiğimizden- bu mini dizi hemen kendine bağlıyor seyirciyi. hikaye tanıdık olsada için içine bir seri katil girdiği zaman gerilim dozu her zaman yüksek oluyor. heleki bu seri katilin kimliği bilinmiyor ve ortada çeşitli teoriler varsa.

    dizi ilk bölümü ile cidden iyi bir başlangıç yapıyor, son sahneyi kolay kolay unutamam. 5. bölüme kadar her bölümde en az 1 kişi ölse de olaylar yavaş ve gelişi güzelmiş gibi devam ediyor, ama bir yandan da bu gelişe güzel olayların nasıl bağlanacağını merak ettiriyor. ve 5. bölümde kırılma noktası yaşanıyor, herkesin ortasında gerçekleşen ölümler başlıyor, olayın seri cinayetler olduğu daha önce ölen kişiler olduğu ve adanın tarihinde yatan john wakefield cinayetlerinin takrarı belkide aynısı olduğu tartışılıyor. bu noktadan sonra ise kimsenin aslında güvenilir olmadığı gerçeği öne çıkıyor...

    özellikle 9. bölümden itibaren izleyici olarak benimde kafamda şekillendirdiğim bazı teorilerin "gerçek mi oluyor acaba" diyerek kalan bölümlerde gösterilmesi cidden çok heycan vericiydi. 9. bölümden sonra gelişen olaylar, dizinin başından beri kime güveneceğimizi bilmediğimiz gerçeği gün yüzüne çıktığı gibi karakterler arasında yaşanan ikilemler de dikkat çekici. bu ikilemlerden doğan ama daha çok katilin insanları öldürdüğü sahnelerde oluşan gerilim ilgiyi sürekli canlı tuttuğu gibi finali de fena halde merak ettiriyor.

    dizinin başından beri gerilim her bölümde mevcut, birçok sahne insanı yerinden zıplatabiliyor ama 10. ve 11. bölümde gerçekleşen olaylar bilinmezlikten ve güvensizlikten kaynaklanan gerilimi birkat daha artırıyor. 12. bölümün sonu ise kısmen tahmin edilebilir olmakla birlikte şaşırtıcı dememek imkansız... dizi son 2 bölümde kendi teorilerini çürütüyor ve izleyiciye doğruyu söylüyor, son 2 bölüme ise gerçeklerin anlaşılması ve tüm bu olayların nedenlerini anlamak kalıyor.. final gerçekten etkileyici, sosyopat seri katilimizin yada katillerimizin nasıl hastalıklı düşüncelere sahip olduğunu fark edince korkumun bir kat daha arttığını itiraf etmeliyim. ve son bölüm, kısmen beklediğim gibi olsa da etkilenmediğimi söyleyemem, yani final bence gerçekten tatmin ediciydi. hikayeyi gerçekten beğendim.

    yine de dizi kendi içinde de çelişen kısımlar yok değil, bazı sahneler için cidden "abartı olmuş bu da" dyebiliyorsunuz. bazıları gereksiz, bazıları da fazla uzun tutulmuş. ama zevk veren sahneler zevsiz geçen sahnelerden daha fazla olduğu için dizi "iyi mini diziler" kategorisine girebiliyor bence...

    dizinin en sevdiğim yanı ise ilk bölümdeki karakterler ile son bölümdeki karakterler arasında gerçekten fark olması. son ana kadar saklanan gerçek kişilikler ve değişen kişilikler. cloe, hanry ve sully karakterlerine dikkat edin ne demek istediğimi anlayacaksınız. karakterlerin bu istikrarsız tavırları cidden çok şaşırtıcı olabiliyor, bu ayrıntı gerçekten takdire değerdi.

    oyuncular cidden iyi iş çıkarmış özellikle abby karakterini canlandıran elaine cassidy ve henry karakterini canlandıran christopher gorham'ın oyuncuları çok beğendim, etkilenmemek imkansız. diğer karakterler de iyiydi tabi, herkesin kendi özgü kişiliği olması farklı bakış açılarını gösterdiği gibi farklı oyunculukları da sunması dizinin en büyük artısı aslında...

    --birazcık spoiler, bak sonunu söylemedim--

    sonuç olarak dizi fazlasıyla izlenesi bir dizi arkadaşlar kaçırmayın, zaten 13 bölümden oluşuyor, gerilmek istiyorsanız, kesmeli biçmeli sahneler görmek ve korkmak istiyorsanız izleyiniz, bir korku- gerilim yapımında aradığınız her şey var, biraz klişe temellere dayandığını unutmadan izlerseniz yapımda aldığınız zevk bir kat daha artar.
  • psikopat küçük kız klişesine sahip dizi.

    (bkz: bir korku öğesi olarak küçük kız)
  • imdb'de kullanıcılardan birinin hazırlamış olduğu 2000'lerin en iyi dizisi listesinde 14 veya 17. sırada görünce şok oldum.sonra imdb puanına bir bakayım dedim ve 2. şok o zaman geldi ; 7.4. hangi kafayla izlediniz de 7.4 verdiniz anlamadım ki, saçmasapan bir yapımdan başka bir şey değil.
  • en büyük sorunu 95-100 dakikalık teen-slasher filmlerinden fazlası olmayan öyküsünün, 13 bölüme yayılması. öykünün 13 bölümü kaldıramamasından ötürü, dizi birçok açıdan hayal kırıklığı yaratıyor.

    --- spoiler ---

    scream ve türevi filmlerin fanı olan biri olarak fazlasıyla yüksek beklentiye kapılmış, başarılı giriş bölümünden sonra da, tamam işte aradığım dizi bu demiştim lakin daha henüz 2.bölümünden itibaren iyice sıkmaya başlamış ve 4.bölümüyle de bu diziden ne köy olur ne de kasaba dedirtmiştir. nitekim diziden köy de, kasaba da olamamıştır.

    dizinin öyküsünün 13 bölümlük bir mini dizi için yeterli olmadığını bir kenara koyacak olursak, fazlasıyla gereksiz unsurlar da mevcut. richard kayınvalide ilişkisi, madison'ın tipik hayalet film repliği olan 'yeni arkadaşım' gizemi, psişikçi teyzenin 'abby git buradan, yoksa sikecekler herkesi' uyarısı, ormanda köşe bucak kaçan yüzü yanık, ucubeyi andıran adamın ortaya çıkışı gibi tamamen sırf entrika/gizem olsun diye konulmuş ama bir halta da yaramamış, başarısız yan unsurlar da dizinin handikaplarından. gerçi bu gereksiz unsurların sırf öyküyü uzatmak adına yapıldığını düşünürsek, gene en başta belirttiğim öykünün, her bir bölümü yaklaşık 40 dakika olan 13 bölümlük bir dizi için yeterli olmadığı gerçeğine varıyoruz.

    hemen her bölüm farklı kişiyi odak noktası yapıp, bu kişiyi baş şüpheli ilan edip daha sonra da söz konusu kişiyi bölüm sonunda öldürmek gibi bir saçma kurgusu da mevcut. misal ben 5.bölümde herkesin şüphelendiği arıza, ezik karakter olan jd'ın katil olduğuna neden inanayım ki? biliyorum ki dizinin bitmesine daha epey var ve dizinin ortalarında katilin ortaya çıkması imkansız. bundan ötürü de pek tabii ki heyecanlanmıyorum izlerken. haa sonlara doğru heyecan artıyor ve de 12.bölümde -bence- şaşırtıyor kabul ama dizinin öncesindeki yavanlık, gereksizliklerden ötürü finale gelene kadar izleyici diziden kopmuş oluyor zaten. şahsen daha ortalara gelmeden, diziyi bitse de gitsek modunda izledim.

    aslında bu tip film/dizi izleyenler için finalinde daha doğrusu 12.bölümünde ortaya çıkan sürprizin tahmin edilebilir düzeyi olması yüksek. zira teen-slasher'larda genelde başroldeki kişinin bizzat kendisi, sevgilisi, en yakın arkadaşı o da olmadı ailesinden biri çıkıyor katil. abby geçmişte yaşadıklarından ötürü şizofren katil tiplemesine bizzat uyduğundan uzunca bir süre baş şüpheliydi ama sonlara doğru jimmy iyiden iyiye şüpheli konumuma geldi ki hareketleri, tavırları da bunu gösteriyordu. zaten bu tür öykülerde şüpheyi üzerine çeken kişinin anlamsız hareketleri, soğukkanlılığı olmazsa olmazlardan. en nihayetinde henry'nin babası ile birlikte olmasını yesek de, dediğim gibi izlerken sürekli 'acaba şu mu, yok yok kesin bu' gibilerinden tahminler yürütüyorsanız henry için de aklınızdan 'acaba' geçmemesi imkansız.

    dizi şüpheliler listesindeki sürprizi koruyabilme adına her ne kadar tanıtımında '13 weeks, 25 suspects, one killer' dese de, iki kişilik katil ekibiyle scream'i fazlasıyla da andırıyor. abby'nin başına gelenlerinin annesinin zamanında kırdığı cevizlerden kaynaklandığını düşünürsek, abby ile scream'ın sidney'i arasında sıkı bir bağ kurabiliriz. yüksek dozda scream, hafif de i still know what you did last summer esinlenmesi diyebiliriz harper's ısland için.

    tipik gişe için yapılan teen-slasherlardan tek farkı belki koca koca insanların da yer alması olan dizinin, oyunculuk açısından bir dizi için bile feci derecede kötü olduğunu da belirtmeliyim. özellikle trish'in zengin babası dizinin açık ara en kötü oyuncusu. madison'ın annesi, üvey anne, richard, zenci eleman ve daha birkaç yan karakter sırıtan derecede başarısız performanslar çiziyorlar. asıl karakterlerden abby ve henry, belki görece diğerlerine nazaran kötünün iyisi olan trish hariç dizide başarılı performanslar göremiyoruz.

    velhasıl klişenin dibine dibine vuran, başarılı giriş ve 12.bölümüne rağmen gerilim ve gizem olarak da sınıfta kalan bir yapım.

    --- spoiler ---
  • başarılı bir gerilim dizisi. sürekli "katil kesin bu", "oha o da öldü nasıl ölür", "mınakoyim katil kim lan", "oha kız kardeşine bunu nasıl yapar", "öööehhhh artık" tadında izlettiren dizi.
  • gençlerden oluşan, içinde gerilim olan bir film çekmek isterseniz, film içine neleri serpiştirmeniz gerektiği konusunda size fazlasıyla tüyo veren dizi. klişe görmekten kendinizi sikmekten beter hale getirmek isterseniz, buyrun seyredin.
    bilinmeyen bir yere gezi var, güzel kızlar var, antipatik/ sorunlu/ gerginlik yaratan küçük çocuk var, yüklü bir miktar para var, zenginlik, kimin eli kimn cebinde belli olmayan bir aşk ilişkisi var, yakışıklı çocuklar, hikâyeye hiçbir sik katmayan ama olmazsa olmaz olan tipler, mesela gözlüklü, şişman, zenci, beceriksiz bebeler var, sırayla ölmeye başlayan kişiler var.
    yani bu yapımı dizi olarak değil de 7-8 saat süren bir film olarak düşünün.
  • bu dizinin bende bıraktığı izlenimler olumlu yönde. scream serisini sevenlere, tür filmlerinde mantık hatası aramayanlara; düşük bütçeli yapımlara ve klişelere hoşgörülü yaklaşan izleyicilere öneririm.
  • the killing'e benzer dizileri ararken buldugum, ilk bölümlerinde sıradan, ucuz bir katil kim dizisine benzettiğim, ancak sonraki bölümlerde daha sürükleyici ve güzel hale gelen dizidir. tabi ki kalite olarak the killing kadar iyi degil ancak polisiye ve katil kim türü dizileri sevenler için ideal bir zaman geçirme dizisidir.
  • izlemeyi yeni bitirdiğim kısa gerilim/cinayet-gizem dizisi. 13 bölümden oluşuyor (ki bunu başladıktan sonra öğrendim). oldukça sağlam bir dizi ama finali biraz daha iyi olabilirdi. onun dışında her bölümün sonunda ortaya bir şey atıyorlar. sonraki bölümlerde üstünü çiziyorlar felan yani bu tarz dizilerden arıyorsanız mutlaka izlenmeli bence. çünkü dizi sizi bir anda kendine bağlıyor. karakterler oyunculuklar felan özellikle o henry favori karakterimdi.
hesabın var mı? giriş yap